Erman Gölet?

24 Haziran seçimleri sonrasında CHP Genel Merkezi içerisinde ciddi bir gerginlik yaşanmış ve bu gerginlik örgütlere de sıçramıştı.
Eskişehir’de yer alan CHP örgütü, bu gerginlikten en çok nasibini alan örgütlerden oldu.
Yeni yeni ortalık durulmaya başladı.
Ancak hala birtakım rahatsızlıkların olduğunu duyuyor, partililerin ise bu rahatsızlıkları sineye çektiğini biliyoruz.
 
*
 
Ya AK Parti?
Genel Merkezinde herhangi bir karışıklık olduğu söylenemez.
Ancak Eskişehir’de, tıpkı CHP’ye benzer bir kavganın söz konusu olduğunu net ifadelerle aktarabiliriz.
Ancak pek de durulduğu söylenemez.
Zira kavga başlayalı çok olmadı.
Fakat zamanla durulacaktır.
Düşüncem şudur ki, bu kavga seçime kadar devam edecek ancak partililer, partilerinin başarısı için yaşadığı tüm rahatsızlıkları tıpkı CHP gibi sineye çekecek.
 
*
 
Her iki partinin Eskişehir örgütü-teşkilatı benzer bir süreç yaşamasına karşın, yerel seçimlerdeki şanslarının aynı olduğunu düşünmüyorum.
AK Parti bu sefer bambaşka bir stratejiyle yola çıktı.
Eskişehir’in kültürü ve değerleriyle örtüşen söylemlerle, uygulamalarla ve kazanma hırsı-enerjisi olan kişilerle çalışmalarını gerçekleştiriyor.
Bu noktada, aklında AK Parti’ye ilişkin soru işareti bulunan seçmenin ikna edilmesi kolaylaşıyor.
 
*
 
Neyse…
Şimdi kamuoyu sürekli şunu tartışıyor: Merkezde bulunan üç belediye var; AK Parti kaçını alır, CHP kaçını alır, CHP yine hepsini alır mı vesaire…
Ancak belki de kamuoyunun gözünden kaçırılan ciddi bir husus var: İlçe belediyelerinin önemi ve Büyükşehir Belediyesi’ne gönderdikleri meclis üyeleri!
 
*
 
Bu noktada CHP’yi büyük bir tehlike bekliyor.
Neden mi?
Anlatayım…
 
*
 
Hep söylemişimdir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen aday olmazsa eğer, CHP’nin Büyükşehir Belediyesi’ni kazanması hayalden öteye geçemez.
Gördüğümüz kadarıyla Büyükerşen, olağanüstü bir durum yaşanmazsa tekrar aday olacak ve çok büyük bir ihtimalle seçimi kazanacak.
Ancak seçimi kazanmak yetmiyor.
İşlerin etkili ve hızlı yürüyebilmesi için, Büyükerşen’in mecliste güçlü olması gerekiyor.
Fakat bırakın güçlü olmayı, görünene bakılırsa, CHP karar yeter sayısını bile yakalamakta zorlanacak.
 
*
 
Şöyle örnekleyelim…
Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi sayısı 46.
AK Parti’nin üye sayısı 30.
CHP’nin 15.
MHP’nin ise 1.
 
*
 
Kanun ve yönetmeliklere göre…
 
            SALT ÇOĞUNLUK 24

• Bir meclis toplantısının açılabilmesi, herhangi bir gündem maddesi hususunda konuşulabilmesi için salt çoğunluk aranır. Bu sayı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde 24’tür.

 
KARAR YETER SAYISI 12

• Karar yeter sayısı ise meclis üyelerinin toplamının 4’te 1’idir. Bu oran 12 meclis üyesine tekabül ediyor. Mesela, 2019 yerel seçimleriyle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı yine Yılmaz Büyükerşen oldu. Ancak CHP’nin 11 meclis üyesi var. Geri kalan üyeler ise AK Parti ve MHP’den. Herhangi bir meclis toplantısına AK Parti ve MHP’nin katılmadığını düşünün. O toplantıya CHP’nin tüm üyeleri katılsa dahi, karar yeter sayısına ulaşamadığı için hiçbir biçimde karar alınamaz. Yani aslında CHP’nin 11 meclis üyesinin hiçbir hükmü kalmıyor; hiçbir meclis toplantısına katılmasalar da hiçbir sorun teşkil etmiyor, katılsalar da fark etmiyor.

 
BELEDİYE BAŞKANINI DÜŞÜREBİLİRLER

• Peki, bir belediye başkanının görevden düşürülmesi için meclis üyelerinin önemi nedir? Şöyle… Faaliyet raporunu, üye tam sayısının 4’te 3’ü yani meclis üyelerinin 35’i yeterli görmezse, dosya Vali’ye gider, Vali inceledikten sonra Danıştay’a gönderir. Danıştay ise incelemeleri sonucu meclis üyelerinin kararını uygun bulursa, belediye başkanı, başkanlıktan düşer. Bakın... Şu an bile AK Parti Büyükşehir Belediye Meclisinde 30 kişi. Bir de MHP var. Etti mi size 31. Geriye sadece 4 kişi kalıyor! Şöyle düşünün… CHP’nin 12 ilçe içerisinde çıkartabildiği toplam meclis üyesi sayısı yalnız 5. Çifteler’den 2, Han’dan 2, Mahmudiye’den ise 1 meclis üyesi çıkarttı.  Tepebaşı ve Odunpazarı’ndan da 5’er tane çıkarttı, toplam 10. Bugün gelinen noktada Çifteler ve Mahmudiye’den meclis üyesi çıkarılabileceğinin hayal olduğu yüksek sesle konuşuluyor. Tepebaşı ve Odunpazarı’ndan yine 5 meclis üyesinin geleceğinin garantisini kim verebilir? Ayrıca Han’dan yine 2 meclis üyesi geleceği garanti mi? Yani demem o ki, AK Parti ve MHP, 2019’da 35 meclis üyesini yakalarsa (Ki buna çok yakınlar) belediye başkanının görevden düşürülmesi için gerekeni yapacaklardır.

 
            GENSORU YÖNTEMİ DE VAR

• Meclis üyeleriyle belediye başkanını düşürmek için bir yöntem daha var. O da gensoru! Gensoru, üye tam sayısının 3’te 1’iyle yani 16 kişiyle verilebilir. Daha sonra ise salt çoğunlukla yani 24 kişiyle meclis gündemine alınır. Üye tam sayısının 4’te 3’ü yani 35 kişi onayladığında konu Vali’ye gider, Vali’den ise Danıştay’a. Yani aslında gensorunun işleyiş biçimiyle faaliyet raporunun işleyiş biçimi aynı.

 
*
 
Bu noktada, CHP’nin ilçe belediye başkan adaylarını ve meclis üyelerini ince eleyip sık dokuyarak belirlemesi gerekiyor.
2014’ün Mart ayında olduğu gibi “Senin adamın, benim adamım” biçiminde belirlenmesi halinde, CHP ve Yılmaz Büyükerşen açısından ciddi bir tehdidin baş göstermesi kaçınılmaz olabilir.
Çünkü AK Parti, her ne koşulda olursa olsun, Yılmaz Büyükerşen’in başkanlığını düşürmek için gayret gösterecektir ve bunu başarması da zor olmayacaktır.
 
*
 
O zaman…
CHP’nin güçlü isimleri, ilçeleri almaları için görevlendirilmelidir.
Mesela…
CHP’nin en güçlü isimlerinden bir tanesi de Erman Gölet.
Mihalıççıklı ve Mihalıççık lobisi ile halkı üzerinde ciddi bir etkinliği var.
Öyle ki, “Erman Gölet Mihalıççık Belediyesi’ne başkan adayı olsa, seçim süreci boyunca ilçeye gitmeden dahi seçimi alır” fikrinde olanların sayısı bir hayli fazla.
Ancak Mihalıççık Belediye başkan adaylığını sadece Erman Gölet’in istemesi yetmez, partideki muktedirlerin de Gölet’i istemesi ve Mihalıççık için görevlendirmesi şart.
Şimdi bana şöyle diyenler olacaktır:
“Kardeşim sen dalga mı geçiyorsun, Erman Gölet’i buraya mı layık görüyorsun?!”
İşte bu düşünce, hastalıklı bir düşüncenin net yansımasıdır.
Partilerde önemli olan ulaşılması istenen hedeftir.
Partililer de kendi menfaatlerini düşünmez; önce ülkesi, sonra kenti, sonra partisi için nefer olmaya hazırdır.
Tıpkı Erman Gölet gibi!
Yani şimdi, Erman Gölet’i, parti, Mihalıççık Belediye başkan adayı olarak görevlendirecek de Erman Gölet kabul etmeyecek öyle mi?
Gölet gibi gövdesini taşın altına koymuş bir CHP’linin bunu yapacağını mı düşünüyorsunuz?
Eğer böyle düşünüyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz demektir.
Ne demiş Ahmed Arif: “Yiğitlik, sen cehennem olsan bile fedayı kabul etmektir, cennet yapabilmek için seni.”
İşte Erman Gölet tam da böyle bir isim.
Yiğit, fedakar ve kanının son damlasına kadar CHP’li olan bir isim; CHP’nin başarısı için de yapmayacağı hiçbir şey olamayan bir isim.
 
*
 
O nedenle CHP, Erman Gölet ve Erman Gölet gibi güçlü isimleri; kini, nefreti, hizipçiliği, intikamı bir yana bırakarak bir an önce görevlendirmeli.
Bazısını belediye başkan adayı olarak, bazısını meclis üyesi olarak vesaire…
Görevlendirmeli ki, CHP, ilçe belediyelerinin çoğunluğunu alabilsin.
Görevlendirmeli ki, CHP, Büyükşehir Belediye meclisinde güçlensin.
Görevlendirmeli ki, CHP’nin, Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasının bir anlamı olsun.
Görevlendirmeli ki, CHP’nin belediye başkanı, görevden düşürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasın. 
 
*
 
NOT: Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç CHP’nin mevcut belediye başkanları oldukları için, olağanüstü bir durum yaşanmazsa görev yaptıkları belediyelere aday olarak gösterilmeleri kesin. O nedenle merkezdeki üç belediye için aday arama gayreti içerisine girilmeyecek olması, dolayısıyla bir kavganın daha baş göstermeyecek olması, ayrıca enerjiyi ilçe belediye başkan adaylarını belirlemek için harcayacak olması, CHP açısından oldukça avantaj teşkil ediyor.