CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, otobüs almak istedi. Büyükşehir Meclisi’nde çoğunluk olan AK Partililer ‘sudan bahanelerle’ aldırmadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde düzenlenen Danıştay Sempozyumu’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı, konuşmasının bir yerinde “İzmir Limanı ihalesi yapıyoruz. Danıştay’da ihale iki yıl bekliyordu, alacak kişi vazgeçti. Bir milyar dolar kaybettik. Bir milyar doların hesabını kim verecek? Danıştay bunu nasıl açıklayacak? Bir milyar doları kimsenin millete ödetmeye hakkı yok” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın bahsettiği liman ihalesinin içeriğini bilmiyorum. Danıştay’ın ‘neden öyle yaptığına’ dair detaylı bilgim ve uzmanlığım yok. O nedenle Erdoğan için ‘haklı ya da haksız’ diyemiyorum. Bu durum kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir gereği de olabilir, yargının ‘freni’ de olabilir...
Buradan hareketle Eskişehir’e gelelim...
CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, otobüs almak istedi. Büyükşehir Meclisi’nde çoğunluk olan AK Partililer ‘sudan bahanelerle’ aldırmadı. Aylarca direndiler... Sonra ‘tamam’ dediler... O arada halk çile çekmeye devam etti. Ve otobüs fiyatları arttı.
Politik oyunlar yüzünden milletin cebinden çıkacak para arttı. 100 otobüs alacağımıza 82 otobüs (aklımda böyle kalmış) alabildik. Buna Büyükerşen’e iş yaptırmak istemeyen AK Partililer neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte o partililere de ‘bunun hesabını kim verecek’ diye sormalı! Sonuçta para milletin parası...
Yine Büyükerşen, kentsel dönüşüm projeleri uygulamak istiyor... Gündoğdu’da ve sekiz mahallede... Hazırladığı projelerin kimi Ankara’daki bakanlıkta, kimi de kendi meclisinde (AK Partililerin çoğunlukta olduğu) bekliyor. Niye bekliyor, niçin bekliyor, kimi bekliyor... Kimse bilmiyor... Aylardır bekliyor, ilgili komisyon işini yapmıyor, yetkili bakanlık ayak sürüyor.
Ahali perişan, millet bezmiş, vatandaş yıllardır çileli... Afet riski olan yerler var. Yani bir an önce yapılması gerekiyor ama kimin umurunda! Allah göstermesin bir deprem olsa...
Sözü yine Cumhurbaşkanı’na bırakıyorum: Hesabını kim verecek?
Hoca, baraj yapıyor... Aynı hikâye...
Kazım Kurt güneş enerjisinden faydalanmak, belediyenin giderini azaltmak istiyor... Aynı ‘durduran’ siyasi anlayış...
Küçük Sanayi, Karapınar İkinci Etap... Yok, yaptırılmıyor.
Eskişehir’deki AK Partililer böyle yaparsa Cumhurbaşkanı da haklı olarak“Hesabını kim verecek” diye sorar...
Ahmet Ataç’ın okullara, Kuran kurslarına girmesi adeta yasaklandı. Hizmet etme diyorlar, idareciler, okul aile birlikleri ne yapacağını bilemiyor.
Ya Hatboyu... Tam anlamıyla milletin parasının çarçur edildiği bir alan oldu. Kimse “Hesabını kim verecek” diye sormuyor.
Su bulması gereken DSİ, piknikçilerle uğraşıyor. Hamak ipi, mangal kömürü, sıvı sabun telaşına düşmüş durumda...
Sonra Sulama Birliği “Odunpazarı Belediyesi’ne su bitiyor, dikkatli olalım” diye yazı gönderiyor.
Sayın Birlik, o yazıyı DSİ’ye gönderip ‘İşinizi yapın” demeli... Tüm bunların ve daha fazlasının hesabını kim verecek?
Hesabı seçmen görecek. Faturayı da kime keseceğini de yakında göreceğiz.