Prof.Dr. Alper Çabuk

Dirençlilik

Geçen hafta Çarşamba günü 21:23’de Çanakkale’de 5.3 büyüklüğünde meydana gelen deprem, İstanbul ve İzmir’de de hissedildi ve korku yarattı

25 Şubat 2019 08:09
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçen hafta Çarşamba günü 21:23’de Çanakkale’de 5.3 büyüklüğünde meydana gelen deprem, İstanbul ve İzmir’de de hissedildi ve korku yarattı. Birçok kişi hemen bu deprem beklenen Marmara Depremini tetikler mi sorusunu sormaya başladı. Cevap çok net... Tetiklemez... Ancak Marmara Depremi kaçınılmaz... Zira depremler çoğunlukla sistematik şekilde, belli bir periyod dahilinde oluşur. Marmara Depreminin belli bir periyodu var ve o zaman geldiğinde deprem olacak. Diğer taraftan şunu da belirtmeliyim ki, ülkemiz bir yandan kırılgan olmayan Arap Yarımadasının  oluşturduğu baskıyla, diğer yandan Afrika Kıtasının Ege Denizi altına girmesiyle oluşan baskıyla sürekli olarak sıkışıyor ve bu baskılar karşısında deprem oluşumuna neden olan kırılganlığa sahip bir coğrafya üzerinde yer alıyor. Bu aslında bize neden yanı başımızda Arap Yarımadasında petrol varlığının bu derece çok olmasına karşın, Anadolu topraklarında aynı bolluğun olmadığını da kısmen açıklıyor. Zira daha az kırılgan olan coğrafyada petrol rezervleri yer altının nispeten daha üst katmanlarında birikebiliyor. Ancak belki de ülkemizde sıklıkla oluşan depremler neticesinde kırılgan olan yeraltının üst seviyelerinde yeterince büyük rezervler oluşamıyor; bu kırılmalara bağlı olarak petrol daha alt tabakalara iniyor ya da daha çok parçalı küçük rezervler oluşuyor. Benim kişisel düşünceme göre Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülkemizin güneydoğusunda petrol açısından zengin bölgelerde araştırmalar yapan Avrupalı yer bilimciler, bunu çok iyi gözlemlemişlerdi ve aslında Türkiye Cumhuriyetinin güney-güneydoğu sınırları oluşturulurken, oluşturulan sınır rastgele bir sınır değil, aynı zamanda petrol sınırlarıydı. Bu birçoklarınıza göre ülkemizin bir şansızlığı olarak nitelendirilebilir. Ancak benim yine kendi yaklaşımıma göre depremler güzel doğa olayları. Depremler sayesinde Dünyamız yaşanabilir oluyor. Depremler yeryüzünü yaşanabilir kılan sistemler açısından önem taşıdığı gibi, yüzey suları ve toprağı verimli kılan mineraller yeryüzünün üst tabakalarına depremlerle ulaşabiliyor. İşte bu yüzden petrol açısından zengin olan Orta Doğu ve Arap Yarımadası coğrafyasında yüzey sularına bağlı bereketli bölgeler yoksa, genellikle daha bereketsiz ve kurak bir peyzaj karakteri ortaya çıkıyor.İşte tam da bu yüzden,depremler sayesinde Anadolu toprakları, su ve toprak  varlığı nedeniyle çok daha bereketli ve buna bağlı olarak da biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden. Tam olarak vurgulamak istediğim şey bu... Gerçek zenginlik yerin altında olan ve yenilenemez olan fosil yakıtlar değil, eğer koruyabilirsen yenilenebilir olan toprak, su varlığı ve biyolojik çeşitlilik... Zira toprak ve su yaşamın kaynağı. Bir yanda yenilenemeyen ve bir süre sonra bitecek, bitmese de yenilenebilir enerji kaynaklarına artan ilgi nedeniyle belki de işe yaramaz hale gelecek petrol rezervleri, diğer yanda yaşamımızı sağlayan bereketli topraklar, biyolojik çeşitlilik ve su... Petrolün yenildiğini ya da içildiğini göreniniz yoktur sanırım... Vurgulamak istediğim bir diğer şey, depremler gezegenimizi yaşanabilir kılan güzel doğa olayları, biz depremlere hazırlıklı olmalıyız... Çok klişe bir söz haline geldi ama depremler öldürmez doğru mühendislik çözümlerine bağlı oluşmamış yapılar, yanlış yaklaşımlarla seçilmiş yerleşim yerleri öldürür. Sadece depremlere değil, 21.yüzyılın bana göre ana gündem maddesi olan küresel iklim değişikliklerine de çok fazla hazırlıklı olmalıyız. 21. yüzyıl medeniyetimizin afetlerle sınandığı bir yüzyıl olarak tarihe geçecek... Bu yüzyılın en önemli gündem maddesi bu olmalı ve ana başlığımızın dirençlilik olması gerekiyor. Her nerede olursa olsun, ekonomik olarak ne kadar güçlü olursa olsun, bu yüzyılda en çok ayakta kalma gücüne en dirençli olan sahip olacak... İşte tam bu konuda Haziran ayında pek çok üniversitenin, Türk Kızılay’ının ve AFAD’ın katkılarıyla, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin işbirliğiyle düzenleyeceğimiz Uluslararası Kongrede bu konulara yer verilecek. Kongreye bildiri özeti gönderimi başladı. Eskişehir Teknik Üniversitesi evsahipliğinde gerçekleşecek Kongreye ilgili herkesi bekliyoruz. Daha detaylı bilgi için; “International Disaster&ResilienceCongress”, http://idrsymp.org/ adresine, Kayıt/Bildiri Gönderme için https://kongresistemi.com/idrs2019/ adresine ulaşabilirsiniz

Fairplay

Açık söylemek gerekirse futbolu, çok takip etmemekle birlikte, hatta Eskişehir’e yerleşene kadar bir takım tutmama rağmen, Eskişehir ve Eskişehirsporla tanışmam, beni sıkı bir Eskişehirspor taraftarı yaptı. Gerçi genellikle futbolla ilgili gelişmeleri gazetelerden takip edebiliyorum. Futbolla ilgili gazetelerde çok dikkatimi çeken konulardan biri de; alışık olduğumuz maçlar öncesinde, esnasında veya sonrasında ortaya çıkan kavga görüntülerine karşı örnek olabilecek centilmenlikler ve rakiplerin karşılıklı dostane yaklaşımları. İşte Eskişehirspor bu anlamda geçtiğimiz haftalarda gerçek bir centilmenlik örneği sergiledi.  Birkaç hafta önce Kardemir Karabükspor’la karşı karşıya gelen Eskişehirspor, maç esnasında Karabüksporlu futbolcunun yaşadığı sakatlık sonrası oyuncu değişiklik hakkı kalmayan rakibinin 10 kişi ile mücadele etmesine kayıtsız kalmadı. Eskişehirspor Teknik Direktörü Fuat Çapa, bir oyuncusunu kenara alarak mücadelenin eşit sayıda tamamlanmasını sağlayarak gerçek bir fairplay örneği gösterdi. Dün yine sosyal medyada Trabzonspor Kulübünün “Futbolun centilmen yüzünü özlemiştik. Maç sonu her iki takımı da alkışlayarak uğurlayan Göztepe taraftarına teşekkürlerimizle” paylaşımını gördüm, sonradan ne olmuş diye baktım. İzmir’de Göztepe, Trabzonspor maçında kaybedilen ya da kazanılacak üç puandan daha önemli olan şeylerin olduğunu anımsatan bir gece yaşanmış. Süper Lig’de Trabzonspor’u ağırlayan Göztepe, kendi sahasında mağlup olmasına karşın, maçın son anlarına doğru oyundan çıkan ve oyuna giren bordo mavili oyunculara alkışlarla eşlik etmiş. Buna karşılık Trabzonsporlu futbolcular da bu harekete alkışlarla karşılık verirken, maç sonunda Trabzonsporlu futbolcular Göztepe tribünlerine gitmiş.Trabzonsporlu taraftarlar ise maçın bitiminde Göztepe lehine tezahürat yapmışlar. Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman ise yaşananlarla ilgili olarak, “Oynayanlar değil, alkışlayanlar büyüktür. Göztepe taraftarını tebrik ediyorum” yorumunda bulunmuş.Bence not alınıp, örnek alınası bir söz olmuş... “Oynayanlar değil, alkışlayanlar büyüktür”.
.............................................
Sosyal medya üzerinden paylaşmam ricasıyla bana ulaşmış bir talebi, düzenlenecek etkinliğin anlamı nedeniyle bu köşeden de paylaşmak istedim. Bu rica Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ayşegül Güvenç’ten gelmiş bana. Ayşegül aynı zamanda iş hayatında kadın istihdamını arttırmak isteyen bir sosyal girişim olan @TurkishWINners yani TurkishWomen’s International Network’ün kampüs lideriymiş. Binyaprak Eskişehir’de adıyla bir etkinlik düzenliyorlarmış. Binyaprak Turkishwin’in iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınlarla çalışan kadınların ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları dijital kız kardeşlik ağıymış ve bu ağı Eskişehir’de yaygınlaştırmayı hedefleyen etkinlik,Eskişehir Ticaret Odasında 1 Martta Saat 18:30-21:00 arasında düzenlenecekmiş… Etkinlik kapsamında, Eskişehir’deki ve Eskişehirli ilham veren kadın rol modeller, Eskişehirli kadınları güçlendirmek ve dönüştürücü bir etki yaratabilmek için gerçek yaşam hikayelerini anlatacakları bir panelde yer alacaklarmış. Elçiye zeval olmaz… Herkese iyi haftalar…



 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi