Büyükerşen’den Kazım Kurt resti!

İYİ Parti Eskişehir Teşkilatı, “CHP Odunpazarı’nda aday çıkarmayacak, İYİ Parti’nin adayını destekleyecek, genel merkezler anlaştı” şeklinde bir açıklama yapınca ortalık toz duman olmuştu. Gelişmelerle birlikte Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı ile görüşmesi sonrasında yaptığı açıklama, CHP’lilerin içine bir anlamda su serpmiş oldu. Günün sonunda ortaya çıkan sonuç şöyle belirdi: Odunpazarı’nda CHP-İYİ Parti ittifakı olmayacak. Hem CHP, hem İYİ Parti kendi adayını çıkaracak.

*

Tabi bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in tavrı merak ediliyordu. Bazı çevreler, Büyükerşen’in, söz konusu olay yaşandığı sırada Kazım Kurt’a destek vermediğini öne sürüyordu.

*

Biraz araştırdıktan sonra, olayın geliştiği sırada Büyükerşen’in ortaya nasıl bir tavır koyduğunu öğrendim. İYİ Parti Teşkilatı’nın “CHP Odunpazarı’nda aday çıkarmayacak, İYİ Parti’nin adayını destekleyecek, genel merkezler anlaştı” şeklindeki açıklaması, muhtarlarla toplantı yaptığı sırada Büyükerşen’e iletilmiş. Notu alan Büyükerşen ilk tepkiyi toplantı sırasında vermiş: “Olmaz böyle şey!” Hemen sonra, bir süreliğine toplantıdan ayrılmış ve akabinde CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’u arayarak şunları söylemiş: “Eğer Kazım Bey Odunpazarı’na aday yapılmazsa ben de yokum, çekiliyorum.” Bunun üzerine Torun’un cevabı şöyle olmuş: “Eskişehir’de beş belediyemizin adaylarını açıkladık, bir değişiklik yok, Kazım Bey yerinde kalacak, lütfen sakin olun Hocam, merak etmeyin ve bize güvenin.” Bu görüşmeden sonra Yılmaz Büyükerşen, muhtarlarla yaptığı toplantıya devam etmiş.

*

Yılmaz Büyükerşen’in bu tavrı, Kazım Kurt’a karşı olan ‘elitler ve seçkinler’e de ciddi bir mesaj niteliğinde. Sanmıyorum ama umarım, Hoca’nın bu mesajı sonrasında Kazım Kurt’a karşı gerçekleştirdikleri yıkıcı davranışlardan vazgeçerler.

Böyle giderse Büyükşehir ittifakı çatlayacak!

Dün, İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca’dan tartışma yaratan bir açıklama daha geldi. Tunca; Sarıcakaya, Mihalgazi, Sivrihisar, Çifteler ve Seyitgazi’de CHP’nin aday çıkarmayacağını ve İYİ Parti’nin adaylarını destekleyeceğini açıkladı. Tunca’nın açıklamasına CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar’dan jet yanıt geldi. Adar, “Hayır biz kesinlikle adayımızı çıkaracağız. Genel merkezden bir talimat gelmeden farklı bir yorumda bulunmak istemiyorum. Eğer ittifak yapılacaksa hiç kimse bu ittifakın önünü tıkayacak sözler kullanmamalı” diye konuştu.

*

İYİ Parti İl Başkanı Ramis Tunca’nın “CHP Odunpazarı’nda aday çıkarırsa biz de Tepebaşı’nda aday çıkartırız” sözlerine ise Adar, “Çıkarabilirler. Bu ittifakın olmayacağı anlamına gelen sözlerdir. CHP’yi tehdit eder tarzda ifade kullanıyorlarsa ittifaktan vazgeçtikleri sonucunu çıkarırım ben. Biz zaten CHP olarak seçimlerde en güçlü partiyiz. Adaylarımızı da beş belediyede belirledik, taviz vermemiz söz konusu değil, adı geçen ilçelerde de adaylarımız belirlendi. Sadece parti meclisinin kararını bekliyoruz” şeklinde yanıt verdi. * Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, iki partinin arasında ciddi bir iletişim problemi var. Bir masa etrafında oturup fikir alışverişi yapmadıkları net bir biçimde görülüyor. O nedenle CHP ve İYİ Parti örgütleri vakit geçirmeden bir araya gelmeli ve şu karmaşaya son vermeli. Yoksa iki partinin Büyükşehir Belediyesi için yaptığı ittifak da çatlayacak ve İYİ Parti, Yılmaz Büyükerşen’i desteklemekten vazgeçecek!

Aforoz edilenler iş başında

Geçtiğimiz Cuma günü, İzmir-Dikili Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Tosun Eskişehir’deymiş. Aynı günün akşamı; Mustafa Tosun, Erman Gölet, Engin Çakmak, Suat Ader ve Ertan Koşarsoy, ‘Şelale’de bir araya gelmiş. Söylenenlere göre yukarıdaki ekibin bir araya gelme nedeni, Mustafa Tosun’u ağırlamakmış! Yine yukarıdaki isimlerden bazıları ise güya ‘yanlışlıkla’ aranmış, o nedenle aynı ortamda bulunmuş, denk gelmiş vesaire! Tıpkı AK Partili Resul Mülazimoğlu’nun mekanında karşılaşan-denk gelen ve birlikte boza içen AK Partililer gibi!

*

Her neyse… Yukarıdaki ekipte özellikle dikkatimi çeken iki isim var. Biri Engin Çakmak, diğer Suat Ader. Bu iki isim Büyükşehir Belediyesi’nde deyim yerindeyse kanlı bıçaklıydı. Tekmelenen kapılar, bağırış çağırışlar, koridorlara uzanan kavgalar, hakaretler vesaire… Zira bu nedenle Suat Ader, belediyeden istifa etmişti. Ancak gelin görün ki bu iki isim, şimdilerde ‘kankiş’ olmuş iyi mi?

*

Bir daha ‘her neyse’ diyorum… Şimdi, o görüşmede neyin üstüne kafa yorulduğunu aktarmak istiyorum. Ekip, Erman Gölet’in İYİ Parti’den Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olduğu takdirde işin artısını eksisini konuşmuş ve Dikili Belediye Başkanından da bu noktada görüş almış. Dahası toplantıda, Engin Çakmak’ın, İYİ Parti’den Tepebaşı Belediye Başkan Adayı olması yönünde bir görüş ortaya çıkmış ve yine böyle bir durumda kar-zarar ilişkisi masaya yatırılmış.

*
NOT: Söz konusu toplantıda Yücel Yenilmez, Ayhan Kavas ve Mete Yılmaz da olsaymış, tam süper olacakmış!:)

İYİ Parti’nin kıyağı

Şu İYİ Parti-Kazım Kurt olayı itibariyle diyebilirim ki: Kazım Kurt’a muhalefet yapan CHP’liler bile İYİ Parti’ye tepki gösterdi. ‘CHP’nin adayını yiyemezsiniz’ dedi. Böylece esneyen CHP’lilerde, bir anda saflar sıklaştı. Yani her zaman olduğu gibi mağdurun arkasında toplanma davranışı gerçekleşti. Bunun psikolojik birçok açıklaması var ama uzatmayalım… Sonrasında Kırım Derneği geniş kapsamlı bir toplantı yapıp “Kazım Kurt’un arkasındayız” dedi ve Tatarlar Kurt’un yanı başında kenetlendi. Ve en son, CHP, Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde Pazar toplantısı gerçekleştirdi. Hınca hınç dolu olan salonda Kazım Kurt konuşma yapmak üzere sahneye çıktığında, salon adeta yıkıldı! Kurt lehine atılan sloganlar, alkış ve ıslık sesleri sokağa taştı. Yani anlayacağınız, İYİ Parti-Kazım Kurt olayı, Kazım Kurt’a yaradı!

ESTÜ’yü devlet aklı kurdu

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’yla görüşme fırsatımız oldu. Görüşmemiz sırasında dikkatimi çeken bazı konuları Çomaklı’nın ağzından maddeler halinde aktarıyorum:

• Açıköğretim Fakültesinin Ankara’ya gideceği söylentileri doğru değil. Onlar dedikodu. Şu anda öyle bir şey yok. AÖF’nin 1 milyon 100 bin aktif öğrencisi var ve bununla beraber 3 milyona yakın etki alanımız var. Anadolu Üniversitesi denilince Açıköğretim sisteminden dolayı akademik bir prestij görüyorsunuz. ‘Oranın rektörüyüm, yöneticisiyim, personeliyim’ demek büyük bir avantaj, büyük bir prestij katıyor.
• Eskişehir Teknik Üniversitesiyle (ESTÜ) aramızda gerekli protokolü yaptık. Bunun yanı sıra ihtiyaç halinde desteklerimiz sürüyor ve sürecek. ‘ESTÜ’den bana ne’ demek, devlet teşkilatçısı olarak olmaz. Devlet aklıyla uyuşmaz.
• Devlet teşkilatı bir karar aldı ve biz uygulamak zorundayız. ESTÜ tematik olarak ayrıldı. Bana göre bir faydası var. İki üniversitenin ayrılması, işleri hızlandırıyor. Ayrıca tabi bu süreç biraz sıkıntılı olacak. Doğum sancısı gibi düşünmek lazım. İleride bu durum ESTÜ’nün lehine olacak. ESTÜ uçacak, çünkü hayranlık duyulacak projeleri var, çok zekiler ve sürekli çalışıyorlar.
• Eskişehir’in psikolojik olarak özel bir yeri var. İnsanı sıcak, yabancılık çekmiyoruz. Şehir ve insani olarak güzel bir şehir. Şehirde imkan çok.
• Vakit buldukça öğrencilerle zaman geçirmeye çalışıyorum. Kütüphaneye gidiyorum, yemekhaneye gidiyorum, evlerinde ziyaret ediyorum. Çoğunlukla spontane oluyor bunlar.
• FETÖ terör örgütü bir nesli yok etti. Ama artık geçmişten ders alıp ileri bakmamız lazım. Çocuklarımız bizim için çok önemli. Bu çocuklar bizim. Hangi görüşten olursa olsun, ne talep ederlerse etsinler bu bayrağa ve bu vatana ihanet etmediği sürece biz bu çocuklara sahip çıkmak zorundayız. Hem bir baba olarak hem de bir rektör olarak bu çocuklar bize emanet. Benim de evlatlarım var. Ben evlatlarımı ileride kime emanet edeceğim? İşte şimdi yetiştirdiğimiz gençlerimize emanet edeceğim.

Ünlü, Karacan’a dedi ki: Resül’ün iş yerindeyiz

Geçtiğimiz günlerle AK Parti’den Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı olan Resül Mülazimoğlu’nun mekanında çekilen bir fotoğraf gündem olmuştu.
Fotoğrafta; Harun Karacan, Osman Yüksel, Dündar Ünlü, Murat Özcan, Ertuğrul Dindar, İbrahim Atıcı, İlhan Arslan, Hasan Baysal ve Resül Mülazimoğlu bir arada boza içiyorlardı. Tabi bu isimlerin olduğu fotoğrafın yayınlanmasından sonra Osman Yüksel MHP’den Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı olarak açıklanınca ortalık toz duman oldu. Birçok iddia, türlü türlü şaibe art arda geldi.

*

Önceki gün o fotoğrafın çekildiği mekana gittim, ‘geyik’ olsun diye ben de aynı masada Harun Karacan’ın sandalyesine oturup fotoğraf çektirdim ve Twitter’da paylaştım. Sonrasında ise söz konusu mekanın işletmecisi Resul Mülazimoğlu’na, “olayı bir de senden dinleyeyim” dedim.

*

Mülazimoğlu, aynen şu ifadeleri kullandı: “Yeni iş yerimin açılışından birkaç gün önce Dündar Ünlü’yü aradım ve açılışa davet ettim. O da açılışın olduğu gün şehir dışında olduğunu ama kente geldikten sonra mutlaka uğrayacağını söyledi. Açılıştan birkaç gün sonra Hasan Baysal aradı ve yarın Dündar Başkan’la yemeğe geleceklerini söyledi. Ertesi gün Ahmet Sivri’nin annesinin vefatı nedeniyle Çamlıca Mahallesindeki cenaze namazına katıldım. Dündar Başkan’la Harun Karacan’da cenazedeydi. Ben cenazeden sonra iş yerime geçtim. Beş dakika sonra Dündar Başkan, Murat Özcan, Ertuğrul Dindar, İlhan Arslan ve Hasan Baysal iş yerime geldiler. Yemek yediğimiz sırada Harun Başkan, Dündar Başkan’ı aradı. Dündar Başkan’da, ‘Resül’un yeni iş yerindeyiz’ dedi. Çok geçmeden Harun Başkan, İbrahim Atıcı ve Osman Yüksel iş yerime geldi. Biraz sohbet ettikten sonra, mevcut iş yerimin yan tarafına açtığım yeni iş yerime geçtik. Orada boza içerken hatıra olsun diye fotoğraf çektirdik ve o fotoğrafı paylaştım. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Gazetelerde ve sosyal medyada, birçok iddia yer aldı. Biz orada ne Dündar Başkanın ne de Osman Yüksel’in adaylığına ilişkin bir konuşma yapmadık. Normal gündemle alakalı konuştuk. Hepsi bu.”