Önceki gün ES TV ekranlarında yayınlanan Vaziyet’in konuğu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’di
Önceki gün ES TV ekranlarında yayınlanan Vaziyet’in konuğu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’di. Büyükerşen’le kent kamuoyunda fazlasıyla konuşulan kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri ile siyasi gelişmeleri dört saat boyunca masaya yatırdık. Birazdan size, Büyükerşen’in açıklamaları içerisinde dikkatimi çeken konuları paylaşacağım. Büyükerşen’in, aktaracağım konular dışındaki açıklamalarını ise ESGROUP bünyesinde bulunan gazetelerimizde tüm detaylarıyla okuyabilirsiniz.
*
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’la Yılmaz Büyükerşen’in, belediye başkan adaylıklarına ilişkin Eskişehir’de görüş alışverişi yaptıklarına ilişkin iddiadan başlayalım. Bakın Büyükerşen, bu iddialara nasıl cevap verdi:
SEYİT TORUN’LA GÖRÜŞTÜM
‘‘Seyit Torun’la görüştüm. Ama Ankara’da, parti genel merkezinde görüştüm. Masal yaratmaya, senaryo yazmaya ne kadar meraklı hemşerilerimiz… Bazen düşünüyorum, acaba diyorum bizim sinema televizyon bölümünde okuyan öğrencilere mi soruyorlar yeni senaryo yazmak için AKP’li dostlarımız diye. Veyahut bu lafları çıkaranlar, sözleri çıkaranlar… Güya CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun uğruyormuş. Ben ne o pideciyi bilirim… Kaldı ki niçin saklayayım? Yahu saklanacak bir şey yok ki. Gelse, ‘geldi oturduk konuştuk’ derim. Yani benim şeffaflığımdan şüpheniz mi var? Aklımdan geçeni bile olduğu gibi söyleyen bir adamım. Seyit Bey buraya gelmiş mi? Oturdu buraya pide yedi mi, onu da bilmiyorum. Öyle de olabilir. Ama benimle buluşup da bir pidecide herhalde oturup CHP’nin Eskişehir’deki belediye başkan adaylarını belirleme müzakeresi yaptığıma inanmıyorsunuzdur. Çok komik olur.
HİKAYE UYDURANLARIN BİR BÖLÜMÜ CHP’Lİ
Efendim Ankara’da, dört belediye başkanını ilan etmeden önceki gün Ankara’daydım. Seyit Bey’le oturduk, konuştuk; bu doğrudur. Oğuz Kaan Bey’le de, o da teşkilattan sorumlu, ikisiyle konuştuk. Konuştuğumuz da Seyit Bey’in odasında; gelen giden adaylar bir sürü şey arasında oturduk, yirmi dakika fırsat bulabildikçe konuştuk, hepsi o kadar. Yani niye hikaye uydurmak ihtiyacı duyuyorlar? Dahasını söyleyeyim. Beni CHP’li arkadaşlarımız bağışlasınlar. Zaten bağışlayacak olanlar da, şimdi haklarında konuşacağım kişilerdir. Bu hikaye uyduranların bir bölümü de CHP’li birader. Yani bizim partide böyle rahatsızlıklar var, böyle rahatsızlar var.”
*
Gelelim Yılmaz Büyükerşen’in, nasıl belediye başkan adayı olduğuna. Birazdan okuyacaklarınız önemli. Büyükerşen’in anlattığına göre, Büyükerşen tekrar aday olmaya çok da hevesli değilmiş. Kılıçdaroğlu’nun isteği üzerine aday olmuş. İşte Büyükerşen’in o açıklaması:
NAZLANMAYI KENDİME YAKIŞTIRAMAM
“Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Eskişehir’e geldiğinde, bir yarım saat kadar belediyemizin genel sekreterinin odasında beraber
konuştuk. ‘Özel konuşalım’ dedi, konuştuk. Eskişehir’deki meseleler nelerdir? Kim kimin hakkında neler söylüyor? O’nun kulağına gidenler doğru mu yoksa değil mi? Yani bunlar konuşuldu. Bana da ‘artık sana düşüyor bu işler’ falan deyince, dedim ki, ‘yani ben pek niyetli değilim sayın genel başkan, çoluk çocukla uğraşmak istiyorum’ falan dedim. Bunun üzerine genel başkan dedi ki, ‘sizin daha belediye başkanı olarak yapacağınız çok iş var’ dedi. ‘Köy kalkınmaları çevreyi kalkındırmak, CHP’nin yeni politikalarına katkınız olacağını ümit ediyorum’ deyince… Şimdi ‘hayır’ desem nazlanmış
olacağım, nazlanmayı hiç yakıştıramam kendime. Ama ‘son defa’ efendim dedim. ‘son defa başvurabilirim’ dedim. ‘Son defa diye yazmam ama’ dedim, ‘bilesiniz ki son defadır. Hele bakalım bir seçimi geçirelim’ dedim.”
*
Yılmaz Büyükerşen, Anadolu Üniversitesi (AÜ) gibi bir kurumu yönetmiş, Açıköğretim sistemini kurmuş ve AÜ içerisinden Eskişehir Osmangazi Üniversitesini çıkarmış bir akademisyen. Bu bağlamda kentimizin üç üniversitesine atanan rektörleri değerlendirdi Büyükerşen. Özellikle AÜ
Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’yla ilgili değerlendirmesi dikkat çekiciydi. Okuyalım:
AÜ REKTÖRÜ DAHA TEDİRGİN VE DAHA TEDBİRLİ
“Anadolu Üniversitemizin rektörünün biraz daha zorlanacağını düşünüyorum diğer üniversite rektörlerine göre. Çünkü o, bundan evvelki FETÖ mücadelesinin önemli isimlerinden birisi olduğu için ve polis akademisinde filan da çok iyi görevler yaptığı için daha tedirgin, daha tedbirli; aman içeride birileri olmasın diye, yani ona bakıyor… Belki iletişim konusunda bazı sorunları olabilir. Anadolu Üniversitesindeki elemanlar güç elemanlardır, akademisyenler… Sosyal bilimlerde çok baskındırlar. Üstelik sinema televizyon gibi, iletişim gibi Türkiye’de ilk defa bu konularda eğitim kurumu olabilmiş ve sıfırdan başlayarak geliştirmiş insanlardır. Onlarla anlaşmak, diğer klasik üniversitelerin yöneticilerinin tavrından, insan ilişkilerinden biraz daha farklıdır. Sosyal ilişkiler biraz daha değişiklik ister. Ayrıca çok değerli bir rektör Anadolu Üniversitesine atanan arkadaşımız. Ama dediğim gibi belki onun polis kolejinde hocalık yapmış olması falan da polis sözcüğünün ürkütücülüğünden de bir parça eskilerin davranış biçiminde sıkıntılar olabilir. Ama hiç şüphelenmesinler, ben gördüm kanaat getirdim ki kısa zamanda toparlayabilir. Tabi o, daha evvel Erzurum’da filan görev yapmış. Oradaki koşullar ve çevre ile buradaki koşullar ve çevrenin farklılığının sıkıntılarını çekebilir.”
*
Ve Mustafa Önder… Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyelerinde AK Partili bir Meclis Üyesiydi. Ancak gerekçe olarak AK Parti MKYK Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan’laanlaşamadığını öne sürerek partisinden istifa etti. Dahası, CHP’den Tepebaşı Belediye Meclis Üyeliğine Aday Adaylığı başvurusunu yaptı. Bakın kent kamuoyunda çokça tartışılan ve AK Parti’nin biraz daha karışmasına neden olan bu gelişmeye ilişkin Büyükerşen ne dedi:
ÖNDER’İN YERİ CHP
“Efendim Mustafa Önder, ‘ben aydım, doğruyu buldum, bir vefa borcum vardı AKP’li milletvekillerinden birine, dolayısıyla o vefa borcum bitti’ dedi.Kaba bir tabirle öküz, öldü ortaklık bozuldu.‘Belki idealleri bakımından veyahut karşılıklı verdikleri sözler nedeniyle onun isteği üzerine girdim’ dedi.‘Ama gördüm ki’ dedi, ‘siyaset yapalım
dedik ama siyaset bir oyuna döndü. İşte size karşı çıkıyorduk eleştiriyorduk atışıyorduk karşılıklı falan filan ama bu böyle gitmez. Eskişehir lehine olması için oradan ayrıldım ve sizin partide benim yerim, siz benim hocamsınız, ben sizden daha ima feyz aldım, siyasette de sizden feyz alırım’ dedi bana.”
*
Ve son olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova’nın, Yılmaz Büyükerşen’e karşı tavrı konusunda, Büyükerşen’in değerlendirmesini okuyalım. Şunu söylüyor Büyükerşen:
AMAZON GİBİ…
“Bu kızcağıza ne oluyor ya? Yani CHP’ye geçtiğimden beri bu kızın bana karşı bir negatif aşkı var. O negatif aşk yani eleştiri, yanlış anlamayın. Böyle bir hali var. Uzun boylu kendisini tanımam. Ara sıra gazetelerinizde görüyorum ismini cismini falan filan. E, ne yapayım yani? Partilerinden kovacaklardı beni, disipline veriyorlardı beni… Ben de ‘zahmet olmasın ben kendim ayrılıyorum zaten’ dedim ve ayrıldım. Ne var bunda yani? Ben saygı duyuyorum yani. Böyle bir mücadeleci kadın, amazon gibi… Ama karşısında mücadele ettiği benim. Ondan da onur duymam lazım galiba. Genellikle olmadık işlere saldıracaksınız ki ‘vay anasına amma cesaretli saldırıyor’ falan filan diyecek millet değil mi?”
*
Büyükerşen’in baştan sona okuduğunuz ifadeleri arasından bir tanesini özellikle vurgulamak istiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu, Yılmaz Büyükerşen’in bir daha aday olmasını istemesi üzerine Büyükerşen, ‘son defa başvurabilirim’ demiş ancak devamında, ‘başvuru yaparken son defa diye yazmam ama’ demiş. Ne diyelim? Üzülenler olacaktır ancak… Büyükerşen, nasipse, 2024’te de belediye başkan adayı olabilir!
Hoca’nın uyarısı…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, geçtiğimiz günlerde MIH sütunlarına yaptığı açıklamasının bir bölümünde, Odunpazarı Belediyesi’nin bazı çalışanlarından rahatsızlık duyulduğunu ve bu noktada Belediye Başkanı Kazım Kurt’u uyardığını ifade etmişti.
*
Önce, Büyükerşen’in o açıklamasını hatırlatmak istiyorum. Şunları söylemişti Büyükerşen:
VATANDAŞ RAHATSIZ
“Odunpazarı’ndaki bazı bürokratların davranışlarından rahatsız olunduğuna dair Kazım Bey’i uyardım. O bürokratlardan vatandaş rahatsız diye uyardım. Bu da benim görevlerim arasında öyle değil mi? Hem Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hem de belediyeci meslektaş olarak görevlerim arasında. Nitekim Odunpazarı Belediyesi’nin bürokratlarının yaptığı bazı hataları görünce, ‘bak adamların bunu yaptı’ diye uyarıyorum zaman zaman.”
*
Hoca’nın bu açıklamasını önemsiyorum. Çünkü uzun yıllar üniversite yönetmiş, yirmi yıl belediye başkanlığı yapmış, on binlerce çalışanla muhatap olmuş, bugüne kadar başarısızlığı hiç tatmamış bir isim yapıyor bu uyarıyı. Bakalım… Kazım Kurt, Hoca’nın bu uyarısını dikkate alacak mı?