Eskişehir Ticaret Odası 18 bin, Eskişehir Sanayi Odası 1.600, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi de 660’ı üretim yapan 896 firmaya ev sahipliği yapan kentin dinamo niteliğindeki üç kurum. Bu üç kurumun başkanları Metin Güler, Celalettin Kesikbaş ve Nadir Küpeli, 2022 yılında gerçekleşen genel kurullarında tek aday olarak girdikleri seçimde güven tazelediler.
Eskişehir Ticaret Odası 18 bin, Eskişehir Sanayi Odası 1.600, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi de 660’ı üretim yapan 896 firmaya ev sahipliği yapan kentin dinamo niteliğindeki üç kurumu.
Bu üç kurumun başkanları Metin Güler, Celalettin Kesikbaş ve Nadir Küpeli, 2022 yılında gerçekleşen genel kurullarında tek aday olarak girdikleri seçimde güven tazelediler.
Üç başkan da 4 yıl için seçildikleri görev sürelerinin yaklaşık ilk 2 yılında önemli icraatlar gerçekleştirdi.
En büyük varlık ve kaynağa sahip kurum Eskişehir OSB.
Varlıkları itibarıyla neredeyse büyükşehir belediyesinden daha büyük bir varlığı kontrol ediyor.
Yani musluğun başında Nadir Küpeli bulunuyor.
Kuyumcu titizliğiyle işlerini yürüten Küpeli, OSB’deki her kuruma bir yönetim kurulu üyesini görevlendirerek profesyonel bir yönetim anlayışı sergiliyor.
Başkan Küpeli, OSB bünyesinde kurduğu öğrencilere neredeyse iş garantisi sunan meslek lisesi başlı başına takdiri hak eden işlerinin başında geliyor.
Yine OSB’de inşa ettiği Yaşam Merkezi de vizyon projesi oldu.
Ha keza Başkan Metin Güler de öyle…
Başkan Güler, Eskişehir tüccar ve sanayicisinin hayali Kongre ve Fuar Merkezi’ni geçen dönem hayata geçirdi, şimdi oda binasını yeni yerine taşıyarak yine önemli bir işi gerçekleştirecek.
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş da model fabrikadan ESO Akademi’ye, Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi’nden oda üyesi sanayicilerin ihracatını teşvik eden destek uygulamalarına kadar önemli çalışmaları hayata geçirdi.
Kesikbaş, yakın zamanda Adalar Bulvarı’nda inşa edilecek 7 katlı ESO Plaza’nın inşaat ihalesini gerçekleştirip Ekim 2026’daki ESO genel kurulu öncesi tamamlayarak hizmetlerini taçlandırmak istiyor.
Eskişehir OSB’nin genel kurulu Şubat 2026, ETO ve ESO’nun genel kuralları da Ekim 2026’da yapılacak.
Daha seçime yaklaşık 2 yıl olmasına karşın başkanların yeniden aday olup olmayacakları merak konusu.
İki yıl önceki genel kurula rakipsiz giren başkanlardan en kıdemli ve en fazla üyeye sahip ETO’da Başkan Metin Güler şimdilik pek renk vermiyor.
Başkan Kesikbaş ise siyasete mesafeli durduğuna ilişkin açıklamalarına bakılırsa tercihin yine ESO’dan yana kullanacak gibi duruyor, yani yeniden aday.
Aile şirketlerindeki işleri ile Eskişehir OSB’deki yoğunluğu gerekçe göstererek belediye başkan adaylığı tekliflerini geri çeviren Nadir Küpeli de bana kalırsa yeniden aday olacak.
“Üç başkan aday olacak tamam ama karşılarına hiç rakip çıkmayacak mı?” diyenleri duyar gibiyim…
ETO’da, AK Parti eski İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Murat Özcan’ın adaylığa hazırlandığı konuşuluyor.
Başkan Güler, yeniden aday olmadan görevi 2026’da bırakmayı düşünse bile bu gelişme, ekibince onu yeniden aday olmaya zorlayabilir.
Eskişehir OSB ve ESO’da şimdilik durum sakin ancak seçime 2 yıl kala kulis kazanı fokurdamaya başladı.
Anlayacağınız…
Başkanların seçimi son noktayı koyacak.
Zülfü Livaneli’nin Türkiye’sine özlem!
Köşe yazısında yarım asır öncesinden kültürel erozyonun doruklara çıktığı günümüze Türkiye portresi çizen sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli ile 17 yaşında tanışma fırsatı bulmuştum.
Kasetleri evimizin en kıymetlilerdendi.
Babam, onun kuzenleri (ağabeylerim) ve iki ablamla devam eden Zülfi Livaneli hayranlığı nihayet evin en küçük çocuğu bana kadar uzanmıştı.
Sol görüşün sanatçısı Livaneli’nin 1989 yılında Bursa Kültür Park’ta iki gün art arda vereceği konserin özel organizasyonunu üstlenen ağabeyimin sayesinde…
Renault 9 marka arabasıyla İstanbul’dan Bursa’ya gelen Zülfü Livaneli ile konser öncesi kuliste elini sıkarak tanıştığımdaki heyecanımı ömrüm boyunca unutamam…
Livaneli, ağabeyimin dahil olduğu organizasyon şirketinin konserden yeterli geliri elde edemediğini öğrenince iki gün yerine bir günlük konser ücretini almıştı.
Bugün böylesine duyarlı davranışlara rastlamak sanırım çok zor…
Zülfü Livaneli’nin bu yazıya konu olmasının nedeni de bu: Eski Türkiye’ye özlem.
O’nun gibi sanatçıların sırtında yükselen Türkiye’nin kültürel varlığında günümüzde yaşadığımız evrim, gerçekten korkunç.
Livaneli, Oksijen gazetesindeki köşesinde özlem duyduğu Türkiye’ye ilişkin ipuçları verirken, canımı acıtan cümleyi sizinle de paylaşmak istedim:
“O dönemde Türkiye daha yoksuldu ama insanlar daha görgülüydü, tüketim çılgınlığı henüz toplumu ele geçirmemişti ve herkes daha mutluydu. O günlerde evlerden yükselen kahkahaları bugün duymak zor artık. Bu ülkeyi yarım yüzyılı aşkın bir süredir izlerim, iyi ve kötü günlerini bilirim hatta denizdeki balık gibi toplumun yönelimlerini sezerim desem yalan olmaz. Buna dayanarak rahatça söyleyebilirim ki; Türkiye’de hırsların bu kadar arttığı, nihilizmin bu kadar yükseldiği ve toplumu bir arada tutan ‘yazılı olmayan kurallar’ın bu kadar yıprandığı başka bir dönem görmedim.”
Kalın sağlıcakla…