Hukuk…
Kurallarımızdır…
Yasalarımızdır…
Ve yaralarımızdır, bir türlü bitmek bilmeyen…
En önemlisi ahlakımızdır!
Bütün bir toplumun derlenip toplanmasıdır. Hak edene hakkını vermektir!
Haksızlığa karşı da boynunu bükmemektir!
Tanımam etmem…
Görmüşlüğüm de yok!
Anadolu Üniversitesi’nde iki akademisyen…
İki genç insan…
Gelecek vaat eden iki bilim insanı, öğretim görevlileri Melike Belkıs Aydın ve Barış Işık,
üniversitelerinden kovulduğunu öğrendik!
Sözleşmeleri yenilenmedi…
Neden yenilenmedi, bilen yok! Başarısız mıydılar? Ki şu aralar en başarısızlar bürokrasinin, akademilerin en tepesinde!
Ne yapmışlardı? Ya da
ne yapmamışlardı ki sözleşmeleri yenilenmedi ve cezalandırıldılar…
Diyorlar ki, “soruşturma var”
Soruşturulanın haberi yok! Kendilerine gelen bir kağıt, bir belge, yok!
Şarkı mı söylediler, şiir mi okudular…
Dans mı ettiler! Horon mu teptiler?
Bu toplumun yasalarını alt üst mü ettiler! Yoksa öğrencilerin kafalarına “
Hak, hukuk adalet” gibi zararlı kavramlar mı yerleştirdiler…
Bu iki akademisyenin özgeçmişlerine bakın! Nerelerde eğitim görmüşler. Devlet bu bilim insanlarını
yetiştirmek için para, zaman ve emek harcamış…
Şimdi diyorsunuz ki, “bizim gibi düşünmediğin için seni kovuyorum”
Ve bilinen bir söz:
Herkes aynı fikirdeyse kimse düşünmüyor demektir!
Akademileri aynı fikirdeki insanlarla dolduruyorsunuz, kadrolaşma gibi basit bir cümle kurmak istemiyorum!
İstenilen, yapılmak istenen şu…
Düşünmesin, sorgulamasın, hiç itiraz etmesin!
Bilim insanı olmanın birinci kuralı sorgulamaktır, itiraz etmektir!
Ve Rektör Şafak Ertan Çomaklı, size sesleniyorum…
İşte aldığınız bu kararlar nedeniyle Türkiye’nin önde gelen bilim insanları ülke dışına göç ediyor! İsteseniz de istemeseniz de gerçek bu!
Akademiden kovmuyorsunuz, şehirlerden memleketten kovuyorsunuz!
AKADEMİYE LİSE ÖĞRETMENLERİ!
Yıllardır şöyle diyorduk…
Akademilerde artık “
Lise eğitimi veriliyor”
Resmi Gazete’de dün yayımlanan, Yükseköğretim Kurulu'nca (YÖK) yapılan yeni düzenlemede,
tezsiz yüksek lisans mezunlarının da öğretim görevlisi olabileceği belirtildi.
Üniversitelerde öğretim görevlisi kadrosuna başvurmak için en az tezli yüksek lisans derecesine
sahip olmak veya lisans ve yüksek lisans derecesini birlikte veren programlardan mezun olmak şartı aranıyordu.
Özeti…
Lise eğitimi gerçek oluyor!
Çünkü bu yasa ile Lise öğretmenleri de akademilerde ders verebilecek!
CHP KONGRESİ KARAKOLDA BİTECEK GİBİ!
CHP Eskişehir İl Başkanı Abdülkadir Adar, dün basın açıklaması yaptı…
Ve dedi ki:
-CHP'de kayyum süreci başladı! Dava açıldı, 3. Sulh Hukuk Mahkemesi bir karar verdi. Kayyum olarak 3 kişiyi belirledi ama temyiz yolu açık olarak. Genel merkezimiz de temyize gitti.
Karar kesinleşmeden bunun uygulanması mümkün değil. Olağanüstü kongre bundan sonraki süreçte yapılmayacak gibi görünüyor. Olağan kongre takvimi açıklandı
…/…
Adar’ın cephesinden baktığınızda haklı, diyorsunuz!
Öyle ya, “verilen bir karar var ve o karara yapılan itiraz” Bu durumda karar netleşmiş sayılır mı?
Diğer yandan mahkeme tarafından CHP’yi kongreye götürmek için atanan Kayyum heyeti de bir karar aldı…
Gazetelere CHP’nin kongre
ilanını verdiler ve 27 Ekim tarihinde kongrenin yapılmasını istedi…
Kongre kararları “karar defterlerine” alınır! Ama karar defteri yoksa, anlaşılan gazete sayfası da aynı işi görüyor!
Peki kimler oy kullanacak?
24 Aralık 2017 tarihinde yapılan
Olağan İl Kongresinde kesinleşen listede yer alan delegeler oy kullanacak!
…/…
CHP’nin süreci mahkemelik olmuştu!
Umarım Karakolluk olmaz!
BİZİMKİLER YOKTU!
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski bakan
M. Ali Babacan, eski Hazine Müsteşar Vekili Cavit Dağdaş'ın annesi Nahide Dağdaş'ın cenaze törenine katıldı. Cenaze töreninde eski bakanlar Beşir Atalay ve Sadullah Engin de vardı…
İşin bizi ilgilendiren kısmı Eskişehir’den cenazeye giden kimse olup olmamasıydı…
Ajanslara düşen fotoğrafları tek tek dikkatlice inceledim…
Eskişehir’den giden özellikle AK Partili eski milletvekili, il başkanı ve parti yöneticisine rastlayamadım…
Merak edenler için…
Babacan ile Davutoğlu konuşmamış sadece tokalaşmışlar!
ADALET ÜZERİNE!
- Adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar.
- Adaletin hedef ve gayesi eşitliği sağlamaktır.
- Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.
- Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ