Yaşamın İçinden
Zenginin malı
Bir sohbette, değişik konular tartışılırken kent ileri gelenlerinden biri sordu:
“Üniversite rektörleri kaç lira maaş alıyor biliyor musunuz?”
Sohbete katılan yedi kişinin her biri ayrı bir rakam söyledi.
Ama soruyu soran hep başını geriye atarak:
“Hayır” diyordu.
Sonunda biri sordu:
“Yirmi mi?”
“Çık, çık” dedi arkadaşımız.
“Yardımcılara yaklaşıyorsun.”
Her neyse.
Yalan ya da gerçek.
Rektörlerin ve yardımcılarının aldığı maaşları duyunca şaşıran arkadaş gülerek şöyle dedi:
“Zenginin malı işte. Rektörlük yarışı demek boşuna değilmiş.”
--//--
“Para mı, makam mı?”tartışması sürdü.
Politikaya ucundan kıyısından bulaşanlardan biri anlattı.
Kulakları çınlasın DSP Milletvekilli Necati Albay, emekli ziraat mühendisi olarak, seçildiğinin altıncı ayında Mercedes araba almış. Eski politikacı şöyle devam etti:
“Daha sonra öğrendik. Necati Albay bir çok yapı kooperatifine girmişti.”
“Haklısın” dedi birisi,
“Ben bu konuda Fahri Keskin’i bilirim. Bırakın maaşını, hakkı olan ödenekleri bile cebine atmamıştır.”
Dolgun maaşlar üzerine yorumlar sürerken orta halli bir işadamı aldı sözü:
“Valla arkadaş hayat pahalı. Ben düne kadar hemen her gece 400-500 lira harcarken, son günlerde bunu yarıya indirdim. Başka türlü olmuyor çünkü.
--//--
İlginç değil mi?
20 milyarın üzerinde maaş.
Ayda 10-12 milyar gece harcaması.
Ve 1085 lira açlık sınırı.
Yapılan zamlarla şaşkına dönen milyonlar.
Tam bir çelişki değil mi?
Ne demiş atalarımız:
“Biri yer biri bakar…”
“Zenginin malı züğürdün çenesi...”
Aynen böyle değil mi?
*-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin getirdiği
İsim koyarken dikkat edelim
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, ana- babaları Kuran’dan isim koyma konusunda uyararak ”Pek çok insan, koyacakları ve koydukları ismin anlamını bilmiyorlar. Oysa Kuran’dan aldıkları ismin anlamını bilmiş olsalar yanlış yapmazlar. Halen çocuklara konulan isimlerin çoğu başka anlama geliyor” demiş.
Bir hayli ilginç gerçekten. Samsun Müftüsü Hüseyin Öztürk şöyle devam etmiş “Örneğin kızlara koyduğumuz Aleyna, bela anlamına gelir. Aynı şekilde Kezban yalancı, Sanem put, Bekir deve yavrusu demektir. Gene pek çok çocuğumuza ana-babası tarafından konan Hüreyne kedicik, Jülide perişan anlamına gelir.” Meselenin Kuran’ın iyi anlaşılmadığından kaynaklandığını belirten Samsun Müftüsü Öztürk “Suçlu aramayalım. Kuran’ı tam öğrenelim” diyor. Doğru olmaya doğru da, bu konunda ayıklamayı kim, nasıl yapacak?
Eskişehir’de 13 belediye tarih olacak
Yerel yönetimler yasa tasarı çıkmak üzere. Şimdiden ilçeler kaynamaya başladı. Büyükşehir’e geleceği yorumlanan meclis üyeleri için her kafadan bir ses çıkıyormuş. Özellikle iktidar partisinin Eskişehir yöneticileri ekipler halinde ilçeleri dolaşıp liste hazırlıyorlarmış. Dün M. Ali Arıkan’ın “Büyükerşen için dağ bayır demeden dolaşırım” demesi üzerine CHP’liler ” Arıkan yapar. Peki yönetimler neden yapmıyorlar?” dediler. Eskişehir’de kurulacağı söylenen üçüncü ilçe konusu kapandı. Nedenini bilen yok. Peki burası için hazırlanan kişiler ne olacak. Dün konuştuğumuz politikacılar yeni yerel yönetimler yasası için farklı şeyler söylediler. Eğer, yasa çıkarsa alt belediyelerin fonksiyonu kalmıyor. Kesin değil. Ama yeni yasada Büyükşehir karışacak. İlçelerden ve merkezden gelecek üyelerle birlikte Büyükşehir meclis üye sayısı 43 üyeden oluşacak. Yeni yerel yönetimler yasasına göre ilçeler aynen belediye olarak kalırken Osmaniye, Bozan, Gümüşkonak, Alpagut, Dinek, Kayakent, Yunusemre, Laçin, Doğançayır, Kırka, Dümrek, Nasrettin Hoca ve Gündüzler belediyeleri tarihe karışacak. Sözünü ettiğimiz beldeler kendilerine bağlı mahallelerle birlikte kendi ilçelerine katılmış olacaklar. Bir yandan var olan Büyükşehirlerde taşların yerinden oynaması. Diğer yandan yeni Büyükşehir il sayısının artırılması. Bakalım nasıl bir sonuçla çıkacak karşımıza? Bekleyip göreceğiz. İktidar umduğunu bulabilecek mi?