Herkese merhabalar. Bu hafta yazıma Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirsel ve özgün anlatımıyla 1961 yılında kaleme aldığı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kitabı ile devam ediyorum.
Herkese merhabalar. Bu hafta yazıma Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirsel ve özgün anlatımıyla 1961 yılında kaleme aldığı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kitabı ile devam ediyorum. Okurken böyle bir enstitü gerçekte olsa nasıl olur diye sık sık düşündüren bir roman. Kurmacanın büyülü dünyasını sonuna kadar kullanan Tanpınar bize, bir enstitü üzerinden dünyayı ve insanı anlatıyor. Gelin birazda içeriğine bakalım; Tanpınar’ın eserlerinde zaman oldukça önemli bir olgudur. Tanzimat öncesi, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere üç zamanı ele alan bir kitap. Batılılaşma çabaları içinde kendinden uzaklaşmayı ele alıyor. Henüz on yaşındayken dayısının hediye ettiği bir saatten çok etkilenen Hayri İrdal’ın yaşamında saatlerle uğraşmak bir tutku haline gelir ve bir saatçi çırağı olur. İrdal’ın ustası Nuri Efendi ise cami saatlerini ayarlamakla görevli kişilerin bulunduğu kurumda memurdur. Ustasına hayran olan Hayri bıkmadan, usanmadan onunla çalışır. Fakat I. Dünya Savaşı çıkınca dört yıl askerlik yapmak zorunda kalır ve İstanbul’a dönünce ise eskiden zengin olan Abdüsselam Efendi’nin yetiştirmesi Emine ile evlenir ve bu evlilikten 2 çocuk sahibi olur. Aradan yıllar geçer, İrdal, karısını kaybeder. Karşılaştığı her fırsatı değerlendirmeyi bilen bir düzenci olan Halit Ayarcı ile karşılaşır. Halit Ayarcı, saatini tamir ederken gösterdiği tavrından ve söylediği cümlelerden etkilenerek, Hayri İrdal’ın saatlere olan merakından yararlanmak için birlikte “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kurmayı teklif eder ve kurarlar. Enstitü az zamanda gelişip genişler. Yabancı ülkelere bile açılırlar. Hayri İrdal çok mutludur, bir anda zenginleşir, şöhret sahibi olur ve etrafındaki herkesin saygısını kazanıp hiç olmadığı biri gibi, büyük övgülerle resmedilmeye başlanır. Sonrasında “içten ve dıştan bir saate benzeyen” Enstitü binasını tasarlar ve ününe ün katar. Fakat Amerika’dan getirilen uzmanlar yaptıkları inceleme sonucunda bu kurumun gereksiz olduğu raporunu verirler. Hükümet enstitünün kapatılması için bir tasfiye kurulunun oluşturulmasına karar verir. Halit Ayarcı uyanıklığıyla bu kurulda enstitüde çalışanların görevlendirilmesini sağlar. Böylece enstitü kapatılmaktan kurtulur. Bir trafik kazasında Halit Ayarcı ölür. Hayri bu olaya çok üzülür. Onun anısını yaşatmak için bu kitabı yazar.
“Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?”
Özetle… Saatleri Ayarlama Enstitüsü türk insanının doğu ve batı arasında bocalamasını irdeleyen bir başucu romanıdır. Hayri İrdal gibi pasif birisinin Halit Ayarcı gibi aktif ve özgüveni yüksek biriyle tanışıp hayatının nasıl değiştiğini ve Saatleri Ayarlama Enstitüsünü nasıl kurduklarını, başarıyı nasıl yakaladıklarını, o zamanın insanlarını ve toplumunu ince espirilerle hicv ederek anlatıyor. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kuruluş ve işleyişinde büyük rol oynamış olan Hayri İrdal’ın anıları olarak yazılıyor. Bir fikir romanı olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, kültür değişimi gerçekleştirmekte olan Türk toplumunun türlü sorunlarını saptıyor, onları yorumluyor veya tartışmaya açıyor. Mutlaka okumanız gereken bir kitap. Keyifli okumalar.