Cemal Süreya’nın 10 Kasım 1958 yılında, yani Atatürk’ün vefatının 20. yılında yaptığı konuşmaya bir göz atalım: “Mustafa Kemal bir temeldir. Bir yöndür. Yapılmış, her şeyi bitmiş bir bina değildir. Onu ancak devam ettirerek, sürdürerek sevebiliriz. Kendisine yeni şeyler, yeni değerler ekleyerek sevebiliriz. Yalnız yüreğimizle değil, aklımızla da sevelim. Mustafa Kemal en büyük zaferini o zaman kazanmış olacak”
***
Cemal Süreyya’nın Kısa Türkiye Tarihi, şiirinden bir bölümü aktarmak istiyorum...
Türkiye'nin adı,
Soyadı yasasından beri
Atatürk adından
Soyutlanamadı:
1930'lu yıllarda
Etitürkiye;
1940'lı yıllarda
Atetürkiye;
1950'li yıllarda
Uditürkiye;
1960'lı yıllarda
Ötetürkiye;
1970'li yıllarda
Atatürkiye;
1980'li yıllarda
Adıtürkiye;
Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar, Habertürk televizyonunda canlı yayına katıldı.
Ekmeğe neden zam istediklerini, zammın gerekçelerini anlatacaktı!
Sanırım o ara şekeri yükseldi ve şöyle bir cümle kullandı:
- Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmekle doyduğu için böyle 20 sene başında yöneticiler duruyor!
Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar anında gözaltına alındı! Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Kolivar ifadesinde, anlatmak istediğini tam olarak anlatamadığını ekmeğin sağlığa zararlı olduğunu anlatmak istediğini söyledi. Ancak iş işten geçti!
Ekmek mi?
Bizim kültürümüzde hep kutsaldır!
İsrail’de bulunan Antik Lachish kentinde yapılan kazılarda M.Ö. 1700 yılından kalma bir tarak bulundu. Tarağın üzerinde, Proto-Kenan alfabesinde yazılmış bir cümle keşfedildi. Tarağın sahibine 'bitlerinden kurtulması' temennisini içeren yazının en önemli özelliği tarihte bilinen ilk cümle olması…
Bitler günümüzde de var…
Belki de insanlığın son temennisini içeren yazı da ayı olacak.
-Bitlerden kurtulun!
İnsanın sermayesi bilgisidir, bilime olan inancıdır. Sabır, çok hata yapmamıza engel olur…
İnsanın en büyük kazancı ise “Yetinmektir”
Yetinmeyi bilmeyen insan sürekli daha fazlasını ister! İstedikçe de mutlu olamaz…
Bitmek bilmeyen “kısır bir döngüdür” bu…
Bir anaokulu öğretmeni şöyle diyor:
-10 yıl önceki çocuklardan o kadar gerideler ki. Oyun kurma becerileri yok denecek düzeyde. Ben kurmasam oturup bakarlar ya da ağlarlar sıkıntıdan. Öğrendikleri tek beceri izlemek!
Bugün oyun kuramamak yarın iş kuramamak, ilişki kuramamak, üretmemek.
Ne kadar iyi bir insan olduğunun pek önemi yok. Nasıl olsa ilk hatanda en kötü insan sen olacaksın. Bukowski
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...