Görüşler
Yunus Haftası ve Bolel
Eskişehirspor'un ilk Başkanı'ydı Aziz Bolel...
Ama onun bir başka özelliği de...
"Yunus ve Atatürk aşkıydı..."
"Yunus" kitabı yayımlandıktan sonra , kendini tamamen ona verdi…
1983 yılından başlamak üzere diyar diyar gezdi durdu...
Verdiği Yunus Konferanslarının sayısı yüze yaklaşmıştı... Bunun 12’si de üniversitelerdeydi...
Macaristan'dan, Romanya'ya, hatta Çin'e kadar "Yunus"u anlatmak için gitti...
Sonra baktı ki, ülkede bir şeyler tersine gidiyor...
"Yunus’la Atatürk'ü birleştirdi..."
Ama onur duyarak değil, üzülerek!
Yakınıyordu hep:
"Hadi Kahramanmaraş'ı, Urfa'yı, Yozgat'ı, Erzurum'u geçtik, bir Çanakkale'de Atatürk'ü anlatmak bana mı düşmeliydi!.."
…….
Kayseri'deki konferansından sonra, bir ilahiyat profesörü yanaşmış Bolel'in yanına:
"Cennetle cehennemi nasıl birlikte taşıyabiliyorsun?"
Şaşırmış Bolel:
Profesör devam etmiş:
"Yani Atatürk'le Yunus'u nasıl birlikte anlatabiliyorsun demek istemiştim!"
Kahramanmaraş'taki konferansından önce de, yine bir profesör yanaşmış yanına:
"Aman Atatürk'ten fazla söz etmeyin!"
Konferanstan sonra da tebrik etmiş:
"Bravo, korkmadan anlatabiliyorsunuz,.."
…….
"Yunus Haftası" içinde rahmetli "Bolel"in bu anılarından Söz etmeden geçemedik... Saygıyla anıyoruz...
"Atatürk'ü anlatmak, bir tüccara mı, bir avcıya mı düşer diye üzülme Bolel..."
Yunus sevgisi yeter…
Cumartesi öyküsü
Zenginlik, başarı ve sevgi yolu!
Alışverişe gitmek üzere evden çıkmaya hazırlanan kadın, kapısının karşısındaki kaldırımın üzerinde bankta oturan bembeyaz sakallı, birbirinin tıpatıp aynısı üç ihtiyarı görünce şaşırdı!.. Belki "açtırlar" diyerek onları eve yemeğe çağırdı... Üç yaşlıdan biri de kadına eşinin evde olup olmadığını sordu... "Hayır" dedi kadın...
"O zaman biz de içeri giremeyiz" dedi ihtiyar...
Kadın alışverişten döndükten sonra eve gelen eşine de olanları anlattı ve üzüntüsünü dile getirdi...
Kocası, yaşlı adamların hala bankta oturduğunu görüp onları yemeğe çağırmak için yanlarına gitti...
Adamlardan biri "Biz asla üçümüz bir eve beraber misafir olamayız" dedi:
"Ancak birimiz gelebiliriz. Bak benim adım Sevgi... Bu arkadaşımın Başarı, diğerininki ise Zenginlik... Şimdi eve gidip eşinle ortak bir karar verin... Bizi çağıracaksanız hangimizi önce içeri alacaksınız?"
Evde karı -Koca derin bir tartışmaya girdiler...
Adam, "Zenginlik”i çağıralım, eğer zenginlik olursa zaten başarı ve sevgi de olur" diyordu...
Karısı ise, Başarı’yı önce çağırmaktan yanaydı:
"Başarı, zaten beraberinde sevgi ve zenginliği de getirir..."
Kendilerini dikkatle izleyen küçük kızları ise "Sevgi"yi çağırmalarını istedi…
Sonunda "Sevgi"de karar verdiler ve çağırdılar...
"Sevgi" ayağa kalktı ama, aynı anda "Başarı" ve "Zenginlik" de ayaklandılar...
Ev sahibesi, "Hani ne oldu? Sadece biriniz evimize misafir olacaktı?" diye sorunca "Sevgi" yanıtını verdi:
"Eğer diğer arkadaşlarımı seçseydiniz öyle olacaktı, ama beni seçtiniz. Bizde kural böyle... Sevgiyi seçerseniz, başarı ve zenginlik zaten gelecektir..."
Pişkin Altan
Dünya Basın özgürlüğü Günü’nde “Ahmet Altan"ın yaptığı konuşma hala tartışılıyor...
Ne demişti Altan:
"Gazetecilik yüzde 99'u alçaklık ve korkaklık, yüzde biri ise dürüstlük ve cesaret olan bir meslektir. O yüzde birlik kısmıyla dünyayı da hayatı da değiştirmekte büyük rol oynar."
Bu açıklamanın ardından Odatv'de "Barış Pehlivan" bir yazı kaleme aldı. "Madem öyle sen bir alçaksın Ahmet Altan" başlıklı yazıda sordu:
-Bunları söyleyen Ahmet Altan, daha dün Taraf ta bizzat devletin kendisi haline gelen "Cemaat"in sesi olduğunu, onların çıkarlarını koruduğunu unutabilir mi? Sen değil misin, "Cemaat'in sızdırma yalaklarını, polis fezlekelerini, savcı iddianamelerini çarşaf çarşaf manşetlere taşıyıp, suçlanan kişilerin belgeli savunmalarına bile yer vermeyen?
Günün Şiiri
Ne uyku ne durak
Solan çiçek kuruyan dal
Yeşeremeyen tohum
Sizden af diliyorum
Sen yalınayak serseri, yüzüme bakan bel-bel
Camdan soğuk, ne söyleyeyim bilmiyorum
Başım önüme eğik
Siz dullar yetimler omzumda dağ-dağ vebal
Ne uyku ne durak gayri bende
Yalvarsam yakarsam da
Bütün veremlilerin eli yakamda
Ne uyku ne durak gayri bende…
Nurettin Özyürek (Varlık-1953)
İntihar ve yamyamlık
Batan bir gemiden kurtulan 4 kişi, ki biri de papazmış, bir salın üstünde denizlerde kaybolmuşlar. 3 gün aç ve susuz kalmışlar...
Birden aralarından biri ayağa kalkmış:
"Buna bir son vermek gerek" deniş:
"Aramızdan birini öldürelim, ötekiler onu yesin. Ben bir Hıristiyanım, kendimi sizi kurtarmak için feda etmek istiyorum."
Yandaki papaz da, "Buna hakkın yok" demiş:
"Dinimizde intihar etmek günahtır, yamyamlık da öyle... Ancak yine de kendini kurban etmek isteyen adam bir tabanca çıkartıp şakağına dayamış. Papaz da aynı anda atılmış:
"Dur sakın ha beynine sıkma!" demiş:
"Yemekte en sevdiğim yer orasıdır!"
Temel ve Cennet
Din dersi hocası Cennet’i anlatmış ve daha sonra öğrencilere sokmuş:
"Kimler Cennet’e gitmek ister?"
Temel dışında herkes parmak kaldırmış, Hoca da biraz kızgın sormuş:
"Sen neden gitmek istemiyorsun?"
"İsterim ama" demiş Temel:
"Annem okuldan çıkınca eve gel dedi!.."
Cuk
Borç mutluluğa, umut denir…
Joseph Joubert
Kısa-dan
Mutsuzluk topraklarında açan umut çiçeklerini ezip solduranlara inat yaşatmaya çalışmak, bu ülkeye son görevimiz olsa gerek.
Mine G. Kırıkkanat
Günün Balı
Adana'da devam eden "Yasadısı dinleme" iddiası davasında, polisler de şikayetçi olmuş…
Nerede bu işin "Kadı"sı ya!..
Balthör
Özdeyiş
Akıl ve idrak ruhunda dinlenir..
H. Benazus
Günün Olayı
Berkin’i vuran polisler tespit edilmiş.
Erdoğan, "Çocuk katillerine en ağır ceza verilecek" diyordu...
Hodri meydan
Akif Kökçe
Günün Biberi
Son gelen haberlere göre PKK "ulus devlet" kurmaktan vazgeçmiş.
Haklılar!
Bu devirde "din devleti" kurmak çok daha kârlı…