Yıllardır Büyük Halk Ozanı, Halk Aşığı Yunus Emre Kültür ve Sanat etkinlikleri Mihalıççık’ın Yunus Emre Mahallesi’nde (Beldesi) yapılıyor. Bazı yıl kalabalık oluyor, bazı yıl ise sadece protokol mensupları katılıyor.
Yunus Emre’ye her gittiğimde yarım saatlik törenlerin haricinde panayır havası yaşanır. Yunus Emre Mahallesine gelenlerin ben diyeyim 50’si, siz deyin 100’ü Yunus Emre’nin kabrini ziyaret edip Fatiha okur. Çoğunluk, şifalı olduklarına (okunmuş) inandıkları pilav, kimisi ise piknik yapmaya gelir.
Eskişehir merkezden Yunus Emre’ye gidenlerin sayısı protokol hariç 100’ü geçmez. Kalabalığa baktığımızda Mihalıççık İlçesi ve çevre mahallelerden (köylerden) gelerek Yunus Emre’nin mezarı başındaki törene katılanlarının sayısının az olması beni hep üzmüştür.
ESKİŞEHİRLİLER GİDEMİYOR
Katılmayanlara kızamıyorum. Yunus Emre’nin gerçek mezarının bulunduğu Yunus Emre Mahallesi Eskişehir’den 100 kilometre uzaklıkta. Mihalıççık’a ise 22 kilometre. Eskişehir’den insanlar, sivil toplum kuruluşlarının çoğu ulaşım sorunu yaşadıklarından dolayı 100 kilometre uzaklıktaki Yunus Emre mahallesine gidemiyorlar.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’nın açılış törenleri valilik meydanındaki Atatürk Anıtı önünde yapılırdı.
Bu yıl ise Şarhöyük Mahallesi’nin girişindeki Büyük Park’ın (eski mezarlık) içinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan, ulular ulusu bu halk ozanının gerçek mezarının bulunduğu Yunus Emre Mahallesindeki ‘Anıt Mezar’ da yapıldı.
Ben törene gitmedim. Giden arkadaşlara sordum, gazetedeki arkadaşlarımın çektikleri ve ajanslardan gelen fotoğraflara baktığımda duyurusu gereği kadar yapılamamış olmasına rağmen Büyük Park’taki Yunus Emre’nin Anıt Mezarı’nın benzeri önünde düzenlenen törene ciddi sayıda katılımcı gelmiş. Duyurusu daha iyi yapılabilseydi katılımcı sayısı iki hatta üç katı daha fazla olabilirdi.
MEZARI BAŞINDA DEĞİL
ESKİŞEHİR’DE ANILMALI
Eskişehir’den 100 kilometre uzaklıktaki Yunus Emre Mahallesine ulaşım kolay değil. Yunus Emre Mahallesindeki mezar temsili mezar başında yapılan anma törenlerine ne halk ne de protokol gitmiyor. Yukarıda yazdım. Gidenlerde ‘okunmuş pilav’ yemek veya piknik yapmak için 100 kilometreye katlanıyorlar. Törene katılmayı düşünen vatandaş ile üst düzey protokol bu uzaklıktaki mahalleye gitmiyorlar.
Öyle olunca da Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olan mutasavvıf ve filozof, Anadolu'da yaşamış tasavvuf ve halk şairi, Türk İslam düşünürü Yunus Emre Haftası gereği kadar ilgi görmüyor.
Ben diyorum ki, Yunus Emre 6 Mayıs’ta mezarı başında yine anılsın, Fatiha okunsun. Şiirleri okunsun. Hayat felsefesi anlatılsın.
22 kilometre uzaklıktaki Mihalıççık İlçesinin Kaymakamı, Belediye Başkanı ile ilçe müftüsü Yunus Emre’nin gerçek mezarını sabah ziyaret ederek dualarını okurlar. Oradan Eskişehir’e gelirler. Saat: 11.00’de Büyükşehir Belediyesine ait Büyük Parkın içerisindeki yapılacak olan törenlere katılırlar.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftasının açılış etkinlikleri ve anma töreni Büyük Park’ın içindeki temsili Yunus Emre mezarı başında gerçekleştirilir.
GİT GEL 200 KİLOMETRE
100 kilometre git, 100 kilometre geri dön sorunu yaşamayacağından Eskişehir’de yapılacak olan törene tüm protokol üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, hepsinden daha önemli olanı halkın daha rahat katılımına olanak sağlanmış olur.
Bu ‘Sadi Seda’nın önerisi’ diye düşünülmesin. Eskişehir’de özellikle sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri ve çevredeki pek çok ‘Yunus Emre Aşığı’ da benim gibi düşünüyor.
Sayın Valimiz, Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın yöneticileri. Siyasi parti başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticileri bir araya gelip bu konuyu masaya yatırmaları halinde, onların da Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası törenlerinin tümünün Eskişehir’de yapılması konusunda fikir birliğine varacaklarını düşünüyorum.
Tiyatro ŞenliğiESGROUP ve Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu ile birlikte düzenlediğimiz ‘Tiyatro Şenliği’nin bu yıl 5’ncisini gerçekleştiriyoruz.
5 yıllık süreç içerisinde lise dereceli okullarımızın katıldığı ‘Tiyatro Şenliği’nde 100’ü aşkın oyun sergilendi. Ben 4 yıldan beri yapılan şenliği izliyorum. Bir yıl jüri üyeliği de yaptım.
Çocuklarımızın sosyalleşmesi, kendini geliştirmesi, okullar arasındaki dostluk ve arkadaş ilişkilerinin sağlanması açısından son derece önemli bir etkinlik.
Tiyatro Şenliğinde bu yıla kadar sahneye konulan çok sayıda eseri de ilgiyle, kimi zaman düşünerek kimi zamanda eğlenerek izledim.
Liseli çocuklar kısa bir dönem içerisinde hazırlandıkları eserleri sahnelerken yıllarca profesyonel olarak sahne alan ağabeylerini, ablalarını çok fazla aratmadılar. Oyunları sahnelerken üstlendikleri rolleri gerçek anlamda yaşamış gibiydiler.
Tiyatro Şenliği’nin ESGROUP ayağını temsil eden sevgili Zehra Çam’ın dünkü Anadolu Gazetesi’ndeki köşesini okudum. O yazıda bir satırı çok dikkatimi çekti.
’Geleceğimizi oluşturan çocukları sevgi ve umutla yetiştirebilmek, onları yarınlara hazırlayabilmek, yüz yüze gelebilecekleri olumsuzlukların üstesinden gelebilmeyi öğrenmelerinde genel olarak sanatın rolü tarih boyunca vazgeçilemez bir noktada durur’.
Zehra Çam’a aynen katılıyorum. Okul Müdürleri ve oyunların yönetmenliği üstlenen öğretmen arkadaşlarla zaman zaman sohbet ettiğimde, okullarındaki öğrenciler arasındaki birlik beraberliğini öğrenci ilişkilerinin 5 yıl öncesine göre çarpıcı bir değişikliğe uğradığını özellikle vurguladılar.
ESGROUP ve Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu ile 5 yıldan beri sürdürülen ‘Tiyatro Şenliği’ sayesinde okullarda ve öğrenciler arasında yaşanan değişimin, şenliğin önemini daha da artırıyor.
FIKRA:
ECEL KORKUSU
Hoca, Padişah’ın askerlerinin yanından geçerken askerlerin nişancı komutanı tarafından çağrılır.
– Hocam şu ağaca yaslanın da askerlerimin hünerlerini size gösteriyim der.
Askerlere emir verir;
– Rahat, Hazır ol, Ateş…
Kelimesi ile hocanın kavuğuna tam 10 ok gelir. Kavuk delik deşik olmuştur.
Komutan;
– Hocam askerlere söyleyeyim de size yeni bir kavuk getirsinler.
– Komutanım söyleyin bir adet de şalvar alsınlar.
– Hocam biz sizin şalvarınıza bir şey yapmadık ki, ne oldu hayırdır.
– Onun da kavuk gibi giyilecek hali kalmadı.