Kervandan kaçan devenin biri, köyün ortasında geviş getirip başıboş dolaşmaya
başlamış.
Hayatlarında hiç deve görmeyen köylüler korkup kaçarlarken, bilgisine inandıkları bir Bektaşi’ye sormuşlar:
“Erenler bu nedir?”
Bektaşi yanıt vermiş:
“Hele bir getirinde göreyim”
Deveyi getirip göstermişler..
Bektaşi boynuna bakmış, başına bakmış.
Geviş getirişini izledikten sonra:
Şöyle demiş:
“Ey Erenler.. Benim şimdiye kadar görmediğim iki şey var. Biri cami, diğeri hamam zaman bu cami değilse hamam, hamam değilse camidir”
--//--
Dün okudum..
Başbakan Binali Yıldırım memleketi Erzincan’a gitmiş..
Belediyeyi ziyareti sırasında mehteran bölüğü marşla karşılamış kendisini.
Atatürk’le anılan;
”Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa.
Adın yazılacak mücevher taşa” diye başlayan İzmir Marşı var ya.
Değiştirilerek:
“Yaşa Binali Yıldırım yaşa..
Adın yazılacak bu kutlu yola” yapılmış.
Ve marşın sonuna şu satırlar eklenmiş:
“Aşılmaz dağları ustayla aştın..”
Politik gözlemciler diyorlar ki:
“Olay Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göndermedir”
Neden olmasın..
Üstelik saklayan mı var ki?..
--//--
Fıkrayı bilirsiniz..
Bektaşi’nin birini “sarhoş” diye yakalayıp kadının huzuruna çıkarmışlar.
Kadı Bektaşi’nin sarhoşluk sınırını anlamak için sormuş:
“Rabbin kimdir”
Bektaşi biraz düşündükten sonra:
“Kadı hazretleri acaba hangimiz sarhoşuz.” demiş:
“Benim bildiğim bu soruyu sormak ahrette ki meleklerin görevidir”
--//--
Ramazan ayındayız.
Oruç tutanda var, tutmayanda..
Sahurda bakıyorum, karşı apartmanda bazı ışıklar yanıyor..
Bazılarındaysa yanmıyor..
Ve şunu görüyorum..
Gecenin görünümü gündüze yansıyor..
Oruç tutanlar ve tutmayanlar birbirine saygılı..
Önemli olanda bu değil mi?.
“Karşılıklı sevgi ve saygı”
--//--
“Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır”
Bu yorumu yapan büyüğümüz devam ediyor:
“3-5.. Allah ne verdiyse?..”
Tıp aleminde kürtaj var, sezaryen da.
Dahası tıbbi nedenlerle
Çocuk sahibi olamayanlar da bulunuyor
Sizin de özürlü tanıdıklarınız vardır..
Önceki gün Murat Beyin dediği gibi:
“İkide bir bunu başa kakmanın alemi var mı?..”
Yok olmaya yokta..
Ne diyelim?.
Bunu biz değil, büyüklerimizin düşünmesi lazım..
Yazmayayım dedim..
Ama duramadım işte...
Tavsiye ile evlat sahibi olunmaz..
Bana göre..
Önemli olan doğan çocuklarımızın kız olsun erkek olsun:
“Sağlıklı olmasıdır”
Günlerin getirdiği
-Türk Dünyası kalıcı mı?—
Vali Tuna veda ziyaretlerine devam ediyor.. Şanlıurfa’ya ne zaman gidecek belli değil. Ama sanıyorum.. Ramazan Bayramı’nı yeni görev yerinde geçirecek.. Yeni vali Azmi Çelik’te öyle.. Biri gelecek diğeri gidecek.. Her neyse hayırlı olsun.. Değinmek istediğim bu değil. Şanlıurfa’ya atanan Tuna’nın Türk Dünyası Vakfı başkanlığına devam edip etmeyeceği. Bazıları “Tuna belli günlerde Eskişehir’e gelip Türk Dünyası Vakfı toplantılarına katılacak. Vakfın gelişmelerine karar verecek. .Eskişehir üzerine alınacak kararları onaylayacak. Dahası eski valinin başkanlığını yapacağı vakıf toplantısına yeni valide katılacak” diyorlar.
Vakıfların kendisine özgü yönetim durumları vardır anladıkta. Çalışmalar nasıl olacak?. Burada olmayan bir başkan gelişmelere nasıl okey verecek Parasal konular nasıl çözümlenecek?. Gerçekten çok ilginç geldiği için alıyorum köşeme. Amacım Vali Tuna’yı eleştirmek değil, bilmem anlatabildim mi?
--Ramazanlı heceler başladı—
Yalnız Eskişehir’de değil, yurdumuzun hemen her yerinde Ramazanlı günler için özel uygulamalar vardır. Örneğin bunlardan biri kahvelerin sahura kadar açık olmasıdır. Teravih namazından çıkan vatandaşlar kahveye giderler. Çay- kahve sohbetinden sonra oyun masaları kurulur.. Çayına-kahvesine sahur vaktine kadar oyunlar oynanır.. Sahur vakti geldiğinde kahve kapanır, cemaatte evlerine gidip yemeğini yedikten sonra yatar. Ramazan’da bu geleneği sürdürenler genelde eli boş takımıdır. Yani, çalışmayanlardır...Bunlar için genel de “Orucu kahveye tutturuyorsun” yollu şakalar yapılır..
Dün bir.. Bu gün iki.. Ramazan kahveleri yavaş yavaş çalışmaya başladı. Önceki gün komşumuz Halil Bey dış kapıdan çıkarken dedi ki” Akşamları nereye çıkıyorsun.. Gideceğiz yer yoksa, bizim güzel bir kahvemiz var. Teravihten sonra gel beraber gider sohbet ederiz. Oyun filan oynarız”
Halil arkadaşın söylediği kahveye gitmedim.. Ama gidip “Ramazan kahvesi” havasını yaşayacağım ..Ramazanlı kahvelerin çayı ve kahvesinden çok sohbetini merak ediyorum çünkü..