Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Varlıklı adamın sosyal çevresi genişmiş.
Eşi dostu, tanıdığı pek çok kişi varmış.
Katıldığı toplantılara götürdüğü için, çok güzel olan hanımını da yakın çevresi tanıyormuş
Günlerden bir gün adamın bu güzel hanımı boşayıvermesi,
“Yakın çevresine bomba gibi” düşmüş.
Arkadaşları,
Yakın dostları adamla konuşmaya başlamışlar:
“Yahu böyle hanım boşanır mı?”
“Aklını başına al. Bir daha böyle hanım bulamazsın v.s.”
“Boşadım” diyormuş adam,
“O yoluna gitsin, ben de yoluma gideyim.”
--//--
Adam bir gün ofisinde otururken, arkadaşları gelip aynı konuyu açmışlar:
“Bir daha düşün. Aklını başına al. Böyle hanım bulamazsın”
Adam gayet rahat.
Ayaklarını uzatıp ayakkabılarını gösterip sormuş:
“Beyler ayakkabılarım nasıl?”
Hepsi birden yanıt vermiş:
“Çok güzel güle güle giy”
Adam oturduğu koltuktan geriye yaslanıp şöyle demiş:
“Teşekkür ederim. Ama ayakkabımın iyi ya da kötü olduğunu ancak ayaklarım bilir”
Ardından da eklemiş:
“Nereden sıkıyor. Neresi vuruyor. Neresi acıtıyor” bunu bilen ayaklarımdır.
--//--
Bilemiyorum.
Adama “ Güzel hanımınızı bırakmayın” diyenler, bu ilginç yanıt karşısında, nasıl bir tavır takınmışlardır.
Adam şunu demek istemiş.
İster günlük, ister sosyal, ister politik.
Yaşamın hangi alanını ele alırsanız alınız, hiç birisinin gerçek yüzü;
“Dışarıdan yorumlamakla kolay kolay anlaşılmaz.”
.--//--
Arkadaşım tanıştığı birini anlatırken dedi ki:
“Ben de kalıbına bakıp bir şey sanmıştım. Meğer adam tın tınmış.”
Sordum:
“Nasıl anladın?”
“Kolay oldu” dedi:
“İki soru. İki yanıt yetti.”
---//--
Aslına kalırsa.
Soruyu kimin sorduğu, yanıtı kimin verdiği önemli değil.
Önemli olan soruların anlamı ve de yanıtların içeriği
Bilmem anlatabildim mi?
--------------------------------------------------------------------------------------------------------..
26 Şubat 2012-02-23
Günlerin Getirdiği
-Erman Gölet ne der acaba?—
Dün CHP Tepebaşı ilçesi yönetiminden bir mesaj aldım. Delege seçimleri sırasında gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz deniyordu. Listeler tamamlanmış. Söylendiğine göre, 31 Mart beklenmekteymiş. Kısa konuşmamızda bundan sonra yapılacak çalışmaları için hazırlıklara başladık. CHP’nin Eskişehir’de kongre yapmadığı Mihalgazi, Günyüzü ve Sarıcakaya üye sayısı yüzünden kalıyor. Şimdiye kadar bu konuyla ilgilenen olmamış.”
Hayret değil mi? Geçen gün Kemal Aydoğmuş da aynı konuyu yazarak demiş ki:
“Koskoca CHP Eskişehir gibi yüksek oranda oy aldığı bir kentin üç ilçesinde üye sınırını ne yazık ki aşamamış.”
İlginç bir durum. Rahmetli Niyazi Önal anlatmıştı. Seçimler öncesi Mihalıççık ilçesinin köylerini dolaşmaya çıkmışlar. Niyazi Önal güzel konuşurdu. Bir köy kahvesinde alkışlanan bir konuşma yaptıktan sonra sormuş “CHP’nin bu köyde kaç üyesi var?”Kimse sesini çıkarmamış. Niyazi Önal bir toplantıda demişti ki, “Daha sonra bu köyün hepsi CHP’ye üye oldu. Biz gitmediğimiz köyden oy beklemişiz” Sahi diyorum. İl Başkanlığı yapan İsmet Süder. Halen il başkanı olan Erman Gölet. Bu duruma ne derler acaba?
Mihalgazi, Sarıcakaya ve Günyüzü’ne hiç gitmediler mi acaba? Görüyorsunuz:
“Orda bir köy var uzakta” demekle o köy sizin olmuyor.
-Tepebaşı’nın suç duyurusu—
Tacettin Sarıoğlu döneminde projesi için yarışma yapılarak gerçekleşen belediye hizmet binası kışın soğuktan, yazın sıcaktan içinde yaşanmaz duruma gelince, Tepebaşı Belediyesi binanın ısınma ve aydınlanma sistemini değiştirmeye karar vermiş ve bu konuda binayı yapan müteahhide tazminat davası açmaya karar vermiş. Ayda 50 bin lira ısınma gideri harcandığını belirten yetkililer, “Yakıt giderlerinin azalması için cam sistemi elden geçirilecek, ardından kazan dairesi hazırlanacaktır. Belediye harcadığı para için yargıya başvurdu. Paranın belediyeye ödenmesi talep edildi.”
Doğrusu ilginç bir durum. Tacettin Sarıoğlu bakalım bu işe ne diyecek. Tepebaşı’nın yazın sıcaktan, kışın soğuktan durulmayan hizmet binasını nasıl savunacak.
Vatandaş soruyor
-Ben CHP’liyim. Ama.—
Köşemize değişik konulardan yakınmalar geliyor. Bu kez arayan okurumuz CHP’li olduğumu belirterek “Bizim partide kavga bitmeyecek mi? Halil Bilici Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceğiz deyince sevindim. Ama Ankara’ya gidecek delegelere ne diyeceksiniz. İsmet Süder ve Aydın Güngör için farklı yorumlar var. Her gün TV’lerde CHP’deki kavgalardan bıktık. Gazetenizde güzel yazılar okuyoruz. Ama parti kanıyor. Ben Yeşiltepe’de oturan bir vatandaşım. Kahvemizde tartışıyoruz. En çok sıkıntıyı CHP’deki kavga yüzünden çekiyorum”
İlginç bir durum. Bu vatandaşın sorusuna CHP’liler yanıt vermeli. AKP’liler şimdiden yerel seçimlere hazırlık yaparken, gördüğünüz gibi, CHP’lilerde kurultay sıkıntısı başladı. Üstelik kurultaya Eskişehir’den gidecek 12 kişi için herkes bir şey söylemekte. Partiler demokrasinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Bakın vatandaş CHP’lileri nasıl uyarıyorsa, onlarda bu vatandaşa aynı şekilde yanıt vermelidirler.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...