Cahit Sıtkı’nın dizelerin hatırlarsınız...
“Haydi Abbas…
Vakit tamam…
Akşam diyordun, işte oldu.
Kur bakalım çilingir soframızı,
Dinsin artık bu kalp ağrısı...”
--//--
Geçtiğimiz günlerde…
TBMM’de gensoru trafiği yaşandı...
Konu:
“Ensar Vakfı’ndaki tecavüzün araştırılması.”
AKP’liler gensorunun üstünü örtmüşler…
Daha sonrada bayan bakan Sema Ramazanoğlu’nu kutlamışlar.
Okurlarımız hatırlarlar...
Karaman’daki Ensar yurdundaki tecavüz olayından sonra bayan bakanın şöyle dediğini duymuştuk:
“Buna bir kez rastlanmış olması, bir kurumu karalamak için gerekçe olamaz.”
Ne dersiniz…
Bu olay konuşulsa, tartışılsa ve kamuoyu bilgilendirilse daha yararlı olmaz mıydı?
Bana kalırsa zaten karışık olan kamuoyunun fikri bu oylama ile:
“Daha da karıştı?”
--//--
Fıkra bu ya…
Ateşböceği, karıncaya dert yanıyormuş:
“Bugün her işimi bırakıp göz doktoruna gideceğim.”
Karınca sormuş:
“Hayırdır neyin var?”
“Hiç sorma” demiş Ateşböceği:
“Dün gece yanan bir izmarite sulandım”
--//--
Önceki gün politik bir sohbette AKP ve CHP’nin milletvekilleri konuşuldu.
Deneyimli bir politikacı sordu:
“AKP’de Prof. Nabi Avcı… Emine Nur Günay ve Harun Karacan’ın”
“CHP’de Prof. Dr. Gaye Usluer, gazeteci Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel’in bir araya geldiklerini gören var mı?”
Bir başkası lafa karıştı:
“Şahsen ben görmedim… Bırakın altı vekilimizi, partilerin üçer vekilini de bir arada göremiyoruz.”
Ardından da ekledi:
“Birisi gelse, diğeri gelmiyor.”
Ve sözlerini şöyle bağladı:
“İktidarı ve muhalefeti hep aynı… AKP’de olsun, CHP’de olsun. Vatandaş oy verdiği milletvekilini tanımıyor.
“Oyu kişiye değil, partiye veriyor…”
--//--
Kimse alınıp gücenmesin.
AKP’de en çok tanınan vekil Harun Karacan…
Karacan dernekçilikten gelme deneyimini konuşturuyor…
Nabi Hoca ve Emine Nur Günay ise sorulduğunda düşüyor vatandaşın aklına…
CHP’ye gelince...
Sıralama seçim öncesi gibi.
“Gaye Usluer… Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel…”
--//--
Bu yorumları vatandaşı dinlediğim gibi yazdım.
Kimsenin aklına “şöyle böyle” diye bir yorum gelmesin...
Çünkü vatandaş ”birlik ve beraberlik” istiyor…
“Yanıma gelinsin. Sorunum dinlensin...” diyor.
Günlerin getirdiği
-Yetkin Tetik’i sordu—
Günlük yaşamın tüm dilimlerinde aynıdır. Bazen insanların neyi merak edip etmediğini farklı yorumlarız. Sizin aklınıza gelmedik konuları sıradan insanlar hatırlayıp sorarlar “Bu neden böyle? Şu neden şöyle?” diye. İşte dün köşeme gelen bu soruda böyle oldu. Soruyu soran AKP’li bir tanıdık. Dedi ki “Son günlerde AKP’de Yetkin Tetik’in adı duyulmaz oldu. Oysa hemen her hafta kendisini bir politik gelişmenin içinde görürdük. Gezer, dolaşır, açıklamalar yapardı. İşin içine yoksa politikanın bir rengi mi girdi? Ne oldu da Yetkin beyin sesi kesildi?”
İlginç değil mi? Politika böyledir işte. Konuşsanız “Neden konuşuyor?” derler. Konuşmasanız “Hayırdır işin içinde bir şeyler mi var?” diye sorarlar… Duyup bildiğimiz Yetkin Tetik politikasına aynen devam ediyor… Ve gene duyduğumuza
Tetik’in “Çıktığım yoldan dönmem” dediği…
-Akşener’in Abbas’ı kim?---
Eskişehir’deki MHP’lilerden şimdilik ses yok. Varsa da “ucundan kıyısından” pek dışa vurmuyor. Oysa MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşuyor. Partide şimdi kurultay bekleniyor… MHP’nin flaş adı Meral Akşener için “Anadolu’yu karış karış geziyor” yorumları yapılıyor. Akşener bir gezisinde “Ülkücüler izin verirse Abbas Yolcu” deyince ortalık karışmıştı. Politik gözlemciler kendisine “Abbas kim?” diye sorduklarında “Bahçeli’ye ayıp olur” diyerek “Yolcudur Abbas derken AKP iktidarını kastediyorum” yanıtını vermiş. Deniliyor ki, MHP’de işler politikanın derinliklerine kadar iniyor. Hatta bir yorumcu soruyor “Devlet Bahçeli yolcu olmadan, AKP nasıl yolcu olacak?” Bir başka politik yorumcu ise “Gerçek şu ki, işlerin yoluna girmesi için Bahçeli’nin “Abbas olması gerekir” diyor…
Evet MHP’de durum bu şimdilik... Bir Abbas aranıyor, ama kim olduğu ve olacağına ilişkin kesin yorum yapan yok…