Yok mu şöyle 'Gomonist' bir el ilanı?..

Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde ne zaman Melih Gökçek sıkışsa, tam da seçimlerden önce radikal bir solcu örgütün el ilanları ortalığa çıkar; güya falanca terör örgütünün Murat Karayalçın'ı desteklediği yönünde posterler duvarlara asılırdı.

Melih Gökçek de, "Gördünüz mü kardeşim? Bak Bu Ce Ha Pe'liler teröristlerle işbirliği yapıyor" diyerek MHP'li seçmeni etkisi altına alırdı. Daha sonra radikal gruplar, Karayalçın'a filan destek vermediklerini, kendi gözlerinde AK Parti ve CHP arasında zaten bir fark olmadığını, söz konusu ilanları da bastırıp dağıtmadıklarını açıklardı elbette. Ama atı alan Sayın Gökçek de, Üsküdar'ı geçerdi.

Özleyeceğiz şu garibim Melih Gökçek'i... Zavallı adamcağız evladını bile belediye başkanı yapamadı. Üstelik Gökçek'in yavrusu Osman Gökçek, zehir gibi kurnaz bir çocuk. Ama baksanıza milletin alık alık damatları, ne kadar önemli görevlere geliyor?..

Her neyse... Biz Eskişehir'e geri dönelim.

Anlaşılan birileri ne zaman sıkışsa, Eskişehir'de de Melih Gökçek taktikleri uyguluyor. Kendi adaylarının çok, ama pek çok, hattta çoktan bile daha çok vatansever olduğunu, ancak rakiplerinin şeytan gibi bir şey olduğunu ileri sürüyor.

Mesela "Gazım Başkan var yaaaa... Alkol alıyormuş" demeleri güzel bir adımdı. "Üstelik sıradan bir alkol de değil, bildiğin fişki içiyormuş. Pensilvanya'dan okunup üflenmiş bourbon fişkişi içiyormuş. Fişkinin o meşemsi keskin tadını bastırsın diye maklube yiyormuş. İşte bunlaaaaarrrrr, Ce Ha Pe zihniyeti" gibi bir teşebbüsü de pek beğenmiştim.

Bir diğer güzel teşebbüs de "Gomonis Gazım'ın adamı PKK'nın has odabaşıymış" girişimiydi. Ancak bu konuda pek başarılı olamadılar. Mesela Güvercinköy'de kuşların ayaklarına mektup bağlanarak Kandil'e gönderildiğini söyleselerdi daha iyi olurdu. Kazım Kurt'un geceleri gizli gizli Halk Marketlere girip, tavuk sosislerini domuz sosisleriyle değiştirdiğini, masum ve Müslüman Eskişehirlilere kâfir etleri yedirdiğini söylemeleri de isabetli olabilirdi. Akıllarına gelmedi her halde. Bir dahaki seçimlere artık...

"Gavur hayranı" Büyükerşen'in yanına 'Küba bağlantılı Ahmet Ataç'ı alarak Gomonis Gazım'ı ziyaret ettiklerini söyleyebilirlerdi. Ziyarette malibu içtiklerini, hatta Büyükerşen'in aslında sırf malibu içebilmek için süt ürettiğini, zaten bu Ce Ha Pe'lilerin sütünün de bozuk olduğunu ileri sürebilirlerdi. Büyükerşen'in malibu içip kafayı bulduğu için, bir süt kutusunu bile taşıyamadığını ifade edebilirlerdi. Burhan Sakallı'nın Arnold Schwarzenegger gibi vücuda sahip olduğunu, genci varken yaşlısana oy vermenin dinen caiz olmadığını belirtebilirlerdi. Zaten kendi adaylarına oy vermenin, cennetten 72 dilberi garanti edeceğini belirtebilirlerdi.

Tıpkı Meral Akşener gibi Sütçü Yılmaz, Çoban Ahmet ve Gomonis Gazım'ın da milletvekili dokunulmazlığı olmadığını hatırlatıp, hapiste gün saymasının an meselesi olduğunu belirtebilirlerdi...

Ama ben önümüzdeki günlerde yeni yaratıcılıklarla sahneye çıkacaklarından eminim. Mesela şöyle üzerinde orak çekiç resimleri olan bir ilanın üzerine 'Kazım Kurt'u bütün dinsiz – Allahsız ve kitapsız ve dâhi üstüne ahlaksız mı ahlaksız gomonisler olarak destekliyoruz' mealinde bir yazı yazabilirler.

Bir de Ahmet Ataç'ın bir resmini alıp, camide bisiklet çevirirken montajladılar mı, tadından yenmez vallahi...

Odunpazarı iyi düşünmüş 

Odunpazarı Belediye'si pek çok mahallede halk merkezi açtı ve açmaya da devam ediyor. Bunlardan sonuncusu Emek Mahallesi'nde açıldı ve merkeze Amigo Orhan'ın adı verildi. Bizler talihsiz bir kuşağız; Amigo Orhan'ın tribünlerdeki efsanevi performansını canlı olarak göremedik. Fakat Orhan Erpek'in yönettiği Eses tribünlerini hatırlayanlar, bu günleri unutamaz. Türk futboluna pek çok 'İlk' kazandıran Eskişehirspor efsanesinin perçinlenmesinin en önemli sebeplerinden biri de Orhan Erpek'tir. Odunpazarı Belediyesi'ni öncelikle Halk Merkezi uygulamasını hayata geçirdiği ve yaygınlaştırdığı için tebrik ederiz. Ayrıca bu merkezlerden birinin adının da Amigo Orhan olması çok isabetli olmuş. Yetkilelir tebrik ederiz...

Akşener'e hapis yolu...

Her zaman söylerim; "Sayın Tayyip Erdoğan CHP'den ve Genel Başkanından nefret etmez, Kılıçdaroğlu'na ihtiyacı vardır" diye. MSP ve Adalet Partisi tabanını büyük oranda birleştiren AK Parti'nin sağlam bir düşmana ihtiyacı var. Bu da "Camileri yasakladılar, evinde Kur'an bulunduranları astılar" dedikleri CHP'dir. Bu algının üzerine bir de CHP'yi yönetenlerin aymazlıklarını, beceriksizliklerini ve dünyayı okumaktan aciz olmalarını eklediğiniz zaman; kaymaklı ekmek kadayıfı gibi oluyor...

AK Partililer asıl, sağ görüşlü liderlerden korkar. 17 yıllık AK Parti iktidarında ne zaman sağ görüşlü bir lider parıldasa, Tayyip Erdoğan'a rakip olsa akıbeti pek kötü oldu. Sayın Tayyip Erdoğan'a karşı çıkan sağcı liderlerin bir kısmı, bakanlık koltuğu verilerek susturuldu. Tayyip Erdoğan'a karşı çıkan diğer sağcı liderler ise hapise atıldı. Tayyip Erdoğan'a karşı çıkan bir sağcı liderin, 'Polis baskısıyla ve parti olağanüstü kongresi iptal edilerek' genel başkanlık koltuğuna oturtulduğu bile oldu...

Hatta Tayyip Erdoğan'a karşı çıkan sağcı liderlerden 'Talihsiz bir helikopter kazası'yla aramızdan ayrılanlar bile oldu. Şanssızlık işte...

AK Parti'nin kontrol edemediği tek sağcı lider Meral Akşener'dir... Şimdi seçimler yaklaştığı için Sayın Akşener'in hapse düşeceğini zannetmem. Müthiş bir toplumsal tepki olur. Ancak seçimlerden sonra ne olacağını bilemeyiz elbette. Umarım iktidar sahipleri, milli bekamızı tehlikeye atacak birtakım adımlardan uzak dururlar. Şunu unutmamak lazım; bu millet tıpkı 15 Temmuz'da yaptığı gibi Milli İradesi'ne sahip çıkacaktır...