Hiç işi gücü yokmuş gibi şimdi de kalkmış 500 tane küçükbaş hayvan almış. Bunları Alpu ve Seyitgazi Belediyeleri’nin gösterdiği alanlarda yetiştirecek ve hayvancılık yapan insanlara destek olacakmış.
Hiç işi gücü yokmuş gibi şimdi de kalkmış 500 tane küçükbaş hayvan almış. Bunları Alpu ve Seyitgazi Belediyeleri’nin gösterdiği alanlarda yetiştirecek ve hayvancılık yapan insanlara destek olacakmış.
Bu ilk vukuatı değil tabi.
2 senedir şehirdeki işler bitmiş ve çok önemliymiş gibi Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınma ile ilgili projelerini görüyoruz.
Neymiş her ev bir atölye imiş ve yılda iki kez mahsul alınan kekik tarlalardan kadınlar ürünlerini toplayacakmış. Daha sonra kekik, kuru hububat, kekik suyu gibi bu ürünler Turistik el sanatları çarşısı ve Haller gençlik merkezi’nde satılarak hem kadın istihdamına hem de ev ekonomisine katkı olacakmış.
Neymiş BEBKA ile Büyükşehir Belediyesi işbirliği yapmış ve ilçedeki virane bir binayı Meyve Sebze Kurutma ve Gıda Tesisi olarak hizmete açmış. Burada üreticinin ürünleri kurutulacak, paketlenecek daha sonra üretici marketlerde satılarak çiftçi ek gelir elde edecekmiş.
Bunlarla kalsa iyi ama vukuatlar saymakla bitmiyor.
Çiftçilere az uz değil yüzbinlerce domates fidesi dağıtmak mı dersiniz, onbinlerce marul fidesini üreticiye bedava vermek mi dersiniz ne ararsanız var.
Büyükşehir ne güzel unuttuk, geçmişte kaldı dediğimiz ipekböcekçiliğine bile el atmış. Tekrar canlandırmak için yemin etmiş adeta. Durmadan bu işin kaynağı olan dut fidanı dağıtıyorlar. Bugüne kadar yarım milyona yakın dağıtılmış. İşin garibi eskiden bu işi yapanların yanına heves edip yeniden başlayanlar da var. Her yer dut bahçeleri olmuş.
Hadi Halk Ekmek büfelerini anladık ama Ekmek ile kalmayıp taze süt, taze yumurta satan ve üreticiden bunları direkt alarak destek olan zihniyete ne dersiniz.
Çiftçi Destekleme Merkezini kurup bilim insanları ile iyi tarım, verimli tarım ve hayvancılığı geliştirmek için yapılan çalışmalara yorum dahi yapmıyorum.
Hele hele tam bitti dediğimiz Mandacılığı yaşatmak için Manda hibe eden bu düşüncenin artık bu konuda iflah olmayacağı kanaatindeyim.
Üstelik Belediyelerin ekilebilir arazilerini boş bekletmeyip lavantadan, arpaya kadar ektirmek, biçtirmek falan çok ayıp şeyler.
Hem de tüm bunları yapmak için Pandemi dönemi değil öncesinden başlayan bir öngörüyü kesinlikle kabul edemem.
Buradan Büyükşehir Belediyesi ve Yılmaz Büyükerşen’i esefle kınıyorum.
Gidin heykel yapın, park yapın, tramvay yapın niye birilerini rahatsız edecek, bütünşehir yasasını çıkarttığına pişman edecek işler yapıyorsunuz.
Herkes üretim değerli, tarım çok önemli deyip tek adım atmazken sizin işiniz mi yok.
Hiç yakıştıramadım.