Yılmaz Büyükerşen gerçekten 'baba'!

Yılmaz Büyükerşen gerçekten büyük adam, büyük başkan ve büyük baba. Bunu sadece ben demiyorum. Bu

17 Ağustos 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yılmaz Büyükerşen gerçekten büyük adam, büyük başkan ve büyük baba. Bunu sadece ben demiyorum. Bu kentte yaşayan insanların büyük çoğunluğu öyle diyor. Öyle görüyor ki Eskişehir tarihinde üst üste üç dönem Belediye Başkanı seçti kendisini.
Rahmetli kayınvalidem Büyükerşen’e tutkundu! Hayatında ilk kez torunlarının sünnet düğününde yüz yüze gelmişlerdi.
O tutkunluğu, sevgisi ölünceye kadar sürdü.
Ölmeden önceki son oy kullandığı seçim öncesi, kendisinin kızacağını, tepki göstereceğini, hatta küseceğini bilmeme rağmen takıldım.
‘Anne gel bu kez Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oyunu AK Parti’ye ver’ dedim. Benimle bir ay konuşmadı. Kaç kez ‘seni kızdırmak için söyledim’ desem de yine barışmadı. Sonunda eşim devreye girdi, aramızı buldu ve barıştırdı.
Tramvaya bindiğimde, Sazova ve Kent Park’a gittiğimde, botlara bindiğimde, şehrin neresinde gezersem, tanıdık tanımadık kiminle konuşsam söz dönüp dolaşır Yılmaz Hoca’nın yaptıklarına gelir.
Uzun yıllar sonra Eskişehir’e tekrar yolu düşüp gelen dostlarım, bu şehirde gerçekleşen değişimden dolayı şaşırır.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN’E ‘BABA’ DİYE HİTAP EDEN ÇOK KİŞİ VAR
Değişimin sadece Yılmaz Büyükerşen’in yaptıkları hizmetlerden kaynaklanmıyor. AK Parti hükümetin getirdiği yatırımlar, hizmetler. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarının da üzerine koyduklarını da burada belirtmezsem onlara haksızlık etmiş olurum.
Yılmaz Büyükerşen’i sadece Türkiye tanımıyor. Dünya insanları bile tanıyor, biliyor. Kulakları çınlasın Tepebaşı Belediyesi’nin bir önceki Başkanı Tacettin Sarıoğlu anlatmıştı. Yılmaz Hoca ile birlikte bir Avrupa’ya iş seyahati yapıyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam Fransa’ya gitmişler. Paris’te bir lokantada yemek yerken uzaklardan bir garson koşup masalarına gelir ve:
‘Hocam sizi burada görmek ne mutlu. Hoş geldiniz. Verin elinizi öpeyim’ der.
Tacettin Başkan ile Yılmaz Hoca önce şaşırırlar. O şaşkınlık içerisinde Yılmaz Hoca elini uzatır, garsonda hem sarılır hem öper.
Yılmaz Hoca, şaşkınlık şokunu atlattıktan sonra garsona sorar.
‘Evlat biz seninle nereden tanışıyoruz. Memleket Eskişehir mi?’ diye sorar.
Garson: ‘Hayır Hocam Eskişehirli değilim. Ama Eskişehir’de dört yılım geçti. Siz Anadolu Üniversitesi’nin Rektörüydünüz. Bizimde derslerimize giriyordunuz. Benim Anadolu Üniversitesi’nden almış olduğum diplomanın altında sizin imzanız var. İşte ben o güzel üniversitenin öğrencisiydim. Türkiye’de iş bulamadım. Geldim burada garsonluk yapıyorum.’
Yılmaz Hoca’nın buna benzer gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yaşamış olduğu pek çok olaylar dinledik yakınlarındaki veya uzağındaki insanlardan.
Gerek bu öğrencinin veya kendisini yurt dışında dahi tanıyıp da koşup yanına gelen, sarılıp öpen, hatıra fotoğrafları çektiren insanların bazılarının da Yılmaz Büyükerşen’e ‘baba’ diye hitap ettiklerini de duydum.
Herhalde bu onlarca, yüzlerce, belki de binlerce insanlarda Yılmaz Büyükerşen’e ‘baba’ diyerek sayesinde iyi para kazanmış olacaklar ki! Şimdi o paraları binlerce kilometre uzaklıktaki ülkelerde sevdiklerinden, kardeşlerinden belki de anne babalarından ayrı yaşayarak yiyorlar!
Yılmaz Büyükerşen gerçekten baba. Onunda evlatları, hatta torunları bile var. Kendisine yine zaman zaman yapmış olduğu ziyaretler sırasında ‘baba’ diyerek hitap edenler de vardı. Demek ki, o ziyaretçilerde Yılmaz Hoca sayesinde iyi para kazananlar!
MAVİ ADA DAVET SALONU 7 YILDIZLI SALON OLMUŞTU
Sen neymişsin be Yılmaz Hocam. Önüne gelen, daha doğrusu ‘baba’ diyenleri ihya etmişsin. Bugün ben de bu köşeden sana ‘baba’ diyorum. Bakalım bu kadar yağ çektikten sonra beni ne zaman görecek!
Şunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Yağcılık yapmıyorum. Bunu tüm dostlarıma dün de söyledim, bugünde söylemeye devam ediyorum. Mavi Ada Davet Salonu son yıllarda Eskişehir’de yapılmış eşi benzeri olmayan bir salondu. İçerisini gören hemen hemen herkesin ağzı açık kalıyordu. Hani bugün en lüks otel 7 yıldızlı olanı ya. Mavi Ada Davet Salonu da 7 yıldızlı olmuştu.
Kaçak diyorlar. Ruhsatsız diyorlar.
Ne kaçaktı ne ruhsatsız. Geçmişte Tepebaşı Belediyesi’nden alınmış inşaat izniyle yüzme havuzlu yaklaşık 400 hatta biraz sıkıştırarak 500 kişinin aldığı bir kafe-pastane karışımı bir yerdi. Esgroup Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş, bu yeri uzun yıllığına kiralayıp yine Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ile Tepebaşı Belediyesi’nden aldığı inşaat izniyle, tapuda kayıtlı kendi arazisi içinde yaptığı yenileme çalışması içerisinde 5 metre taşmış. Havuzun üzerini kapatıp davet salonuna dahil etmiş.
Sonuçta bir başkasına veya belediye, ya da hazine arazisinin üzerine taşma yapmamış. Keşke belediye ve yargı bu güzel 7 yıldızlı salonun taşma yapılan bölümüm kaldırılması yerine bir başkasına özendirici olmaması adına ağır bir para cezası verseydi. 7 yıldızlı Mavi Ada Davet Salonu da o güzelliği ile kalsaydı.
Bakın 2013 yılında Kültür Başkenti olacağız. Şehre baktığımızda o güzellikte salon hala yok.
Kime dokunuyordu?
TERZİ KENDİ SÖKÜĞÜNÜ GÖRMEZMİŞ!
Sadece bir kuruma. O kurumun kim olduğunu artık hepiniz biliyorsunuz. ‘Terzi kendi söküğünü görmez’ derler. İşte onlarda kendi oturdukları binada yaptıkları izinsiz tadilatı görmezden gelip, gözleri hala rakiplerinin söküğünde!
Gelelim Haller Gençlik Merkezi’ndeki Nikah Salonu meselesine.
İhaleye bir tek kişinin girmesinin altında buzağı arıyorlar. Büyükşehir Belediyesi ihale duyurusunda bulunmuş mu? Belediye’de ihale ilanı askıya çıkmış mı? Gazete de ilan edilmiş mi? İhaleye girmek isteyen kişi veya kişilerin, kurum-kuruluşların teklif dosyaları geri mi çevrilmiş? İhale şartlarına uygun herkes harcını yatırıp teklif dosyasını verir. İhaleye belediyenin istediği şartlara uygun bir tek kişi girmişse, bunda Büyükşehir Belediyesi’nin suçu ne? Tek kişi girdi diye ihaleyi iptal mi etseydi? Benzer gelişme Odunpazarı Belediyesi’nin ihaleye açmış olduğu Şelale Parkta yaşanmadı mı? O yıllarda Şelalepark İhalesine de sadece bir kişi başvuruda bulundu. Başka kimse girmediği için ihale, dosyasını veren, istenilen şartları yerine getiren kişinin üzerine kalmıştı. O ihalenin de altında epey buzağı arayanlar oldu, ama bir türlü bulamadılar.
ÖZGÜR DEMİRDAŞ PES ETMEZ, HELE SİZ RAKİBİ BİLE OLAMAZSINIZ
Bugün Esgroup’a ve onun Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’a yapılan saldırıların nedeni sadece ve sadece karşılarına kendilerinden güçlü bir rakibin çıkmasıyla pastalarının küçülmesinden dolayı düştükleri telaştır. Hedef bir taşla iki kuş vurmak! Yaklaşan yerel seçimlerde, geçmişte kendilerinin de büyük destek verdikleri Büyükşehir’e yeniden aday olması beklenen Yılmaz Büyükerşen’i siyaseten yıpratmak, aday olsa bile çamur atarak insanların kafalarını bulandırmak. İkincisi ise Esgroup Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’ı yıldırıp, pes ettirmek. Bilmiyorlar ki, Özgür Demirdaş kolay kolay pes etmez. Hele hele siz ne Esgroup’un ne de onun Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’ın rakibi hiç olamazsınız. Şunu bilmelisiniz ki, Özgür Demirdaş, kendisinin ekmeğinde gözü olanların bile ekmeğinde gözü olmadığını.
Unutulmamalıdır ki, Özgür Fetih Demirtaş sahip olduğu şirketlerde yaklaşık 200 kişiye ekmek veriyor. Bunları aileleri ile çarparsak 800-1000 kişi eder. Bu şirketlerden diyelim birisini bu çirkin saldırılar sonunda kapatmak zorunda kaldı. Buradan 50 işçi çıkarıldı. Onlar ekmeksiz, aç, susuz kaldı. O insanlar sebep olanlara beddua etmeyecek mi? Onların bedduaları tutmasa bile eşlerinin, anne-babalarının masum yavrularının da mı tutmaz?
İşte o beddualar yerini bulduğunda, kendilerini bugün Eskişehir’de ‘en güçlü benim! Beni kimse yok edemez!’ diye görenler geçmişte örneklerini yaşadık, gördük. O insanların işletmeleri yavaş yavaş farkına varmadan tıpkı çayın içine atılmış kesme şeker gibi eriyip yok olup gittiler. O insanların başına gelenler, ‘bugün çamur az izi kalsın’ diyenlerin de başlarına gelebilir.
Bunu hiçbir zaman unutmamalılar. Hatta kulaklarına küpe yapıp takmalılar.
Biraz uzun oldu.
Bu yazı nasıl özetlenebilirdi. Doğrusu beceremedim!
Ama Ehliyeti olan herkes her ihaleye girebilir. Size de tavsiyem başkalarına çamur atacağınıza, şehre yatırım yapmak için girişimci ve yatırımcı hamleler yapmanızdır.
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi