Biliyorum, başlık çok iddialı bir ironi. Ancak bu başlığı ben değil dolaylı eylem ve söylemleri ile AK Partililer attı.
Biliyorum, başlık çok iddialı bir ironi. Ancak bu başlığı ben değil dolaylı eylem ve söylemleri ile AK Partililer attı.
Nasıl olur, nerede, kim söyledi diye celallenmeyin hemen. Bunu herhangi bir AK Partili öyle direkt, dümdük, kocaman bir şekilde söylemedi elbette.
Ancak AK Partililerin pandemi dönemi başladığından bu yana dillendirdikleri, eleştirdikleri, karşı çıktıkları, eyleme döktükleri her şey Büyükerşen ile ilgili olunca…
Ayırt etmeksizin AK Parti Milletvekili, İl Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri bile tek hedef Büyükerşen gibi davranınca… Siz ne düşünürsünüz?
Ülkemizi ve yönetim şeklini bilmeyen bir yabancı olsak sanki Eskişehir özerk bir Cumhuriyet ve Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi düşünürüz.
Mesela URAYSİM konusunda tüm il ve ilçe teşkilatları adına yazılı bir açıklama yapan AK Parti’nin hedefinde kim vardı? Tabi ki Büyükerşen.
Örneğin Geçtiğimiz günlerde AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay bir paylaşım yaptı ve İlçelerde merkez ve köylerin yolların Büyükşehir ilgilenip yapmıyorsa Cumhur ittifakı yapacak diye atıfta bulundu.
Ekonomi Profesörü olan Günay’ın Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık bütçesini ve ilçelerdeki tüm yolların maliyetini bilmesine rağmen bu konuda bana göre popülist eleştirisinin adresi de Büyükerşen’di.
Dünde AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkanın basın toplantısını dinledik.
Toplantının 4 dakikası AK Parti’nin Eskişehir yatırımları ve teşekkürleri, 8 dakikası Büyükşehir Belediyesi üzerinden Büyükerşen eleştirine ayrılmıştı.
Gerçi Zihni Bey zaten kongreden sonra hedefimiz Büyükşehir Belediyesi diyerek Genel Seçim değil Yerel Seçim için çalışacağız mesajını vermişti. Üstelik il yöneticisi olduğu için buna şaşırmaz ve normal karşılaşırız.
Ancak partideki herkesin yüklendiği nokta Büyükşehir olunca Büyükerşen sanıldığı gibi yıpranan değil olağanüstü gücü olan bir aktör olarak yoluna daha sağlam devam ediyor.
Peki, Zihni Çalışkan haksız mı? Yapılan eleştiriler yanlış mı? diye soranlar olacaktır.
Şehrin trafik karmaşası veya yeni yol ihtiyacı yok mudur? Vardır.
Şehrin yeni su kaynaklarına ihtiyacı olduğu doğru mudur? Doğrudur.
Büyükşehir bu konularda bir çözüm üretebilir mi? Evet, üretebilir.
Bunların tamamına katılıyorum. Ama bazı şerhler koymalıyım.
Çünkü şehrin eksikleri diyorsak başka öncelikler de var.
İktidar temsilcileri yol konusunda epeydir Büyükşehir Belediyesine yüklenirken kendi üstüne düşeni yapmış mıdır? Büyük ihtiyaca rağmen Çevreyolu’nun henüz proje olarak bile programda olmaması üzücü değil mi?
Peki, Büyükerşen yıllardır Porsuk barajı yetmeyecek, Eskişehir’in yeni su kaynaklarına ihtiyacı var diyorken hatta Ilıca Barajını su tutacak seviyeye kadar ilerletmişken neden o baraj konusunda iktidar temsilcileri işi yokuşa sürmüştür. Aradan geçen yıllara rağmen neden bu konuda yeni bir adım, yol haritası oluşmamıştır.
Örneğin geçtiğimiz günlerde İyi Parti Vekili Arslan Kabukçuoğlu’nun DSİ’nin tüm illerde yatırım bütçesi yükselirken Eskişehir’de bu sene bir artış olmadı iddiasına aksi bir cevap gelmemiştir.
Yani söz konusu eleştiri olunca hem çok çeşitli hem de herkesçe açıklanabilir gerekçeler, öyküler, karşıt sorular elbette olacaktır. Konuyu dağıtmadan yeniden başa döneceğim.
İktidar partisindeki tek hedefin Büyükşehir/Büyükerşen olması bana düşündürücü geliyor.
Ya AK Parti bir sonraki seçimde Büyükerşen yeniden aday olacak diye endişelenip, onu biraz bezdirelim, niyeti varsa vazgeçsin çabasında.
Ya Parti’de Aday olmak isteyen isimler direkt ben adayım demekten ise bu tür eleştiriler ile kendine alan belirliyor.
Ya da Büyükerşen’in elindeki 1 Milyar TL bütçenin yanında bir sıfır daha olduğunu düşünenler var.
O yüzden bazen Eskişehir Büyükerşen’den büyük deyip ardından her cümleye Büyükerşen ile başlamak sizi bilmem ama bana biraz komik geliyor.