Yılmaz Büyükerşen: Bu bir provokasyondur!

24 Haziran seçimlerinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, Mart’ta gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere ilişkin bir rapor hazırlattı. Raporda, CHP’nin Eskişehir ve Hatay’ı kaybedebileceğine vurgu yapıldı.
 
*
 
Durum böyle olunca söz konusu rapor hem Türkiye’de, hem de Eskişehir kamuoyunda yoğun bir biçimde tartışılmaya başlandı.
 
*
 
Bu noktada konunun birinci dereceden muhatabı olan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den görüş almanın ve bu görüşü kamuoyuna aktarmanın faydalı olacağını düşündüm ve arayıp, konuya ilişkin bakışını sordum.
 
*
 
Yılmaz Büyükerşen, Muharrem İnce’nin hazırlattığı rapora ilişkin bakın neler söyledi:
 
           “KERAMETİ KENDİNDEN RAPOR”

• “Bu rapor, kerameti kendinden bir rapor. Muharrem İnce, parti içerisindeki belli bir muhalif grubun lideri. Durum böyle olunca kendini desteklemeyen gruba ya da belediyelere, böyle parti içi provokasyonlar yapabiliyor.

 
           “AKP YILLARDIR İSTİYOR”

• Sayın İnce’nin gönlü öyle istiyor olabilir. Öyle istiyorsa bizim söyleyecek bir şeyimiz olmaz. Yoksa başkalarının gönüllerinin istediği olsaydı, AKP’liler bugüne kadar belediyeleri alabilirlerdi. Çünkü AKP’nin gönlünden, yıllardır Eskişehir’in belediyelerini almak geçiyor. Ancak olmuyor. Bu işler birilerinin gönlünden geçenlerle olmuyor anlayacağınız.

 
            “SONUÇLARI HALK DEĞERLENDİRİR”

• Sayın İnce değil de, o sonuçları halk değerlendirir. İnce’nin gönlünün istediğine göre sonuçlanmaz yerel seçimler. Yerel seçmenin isteğine göre sonuçlanır. Bugüne kadar da seçmen ne istediyse öyle sonuçlanmıştır.

 
 
 
           “PARTİ İÇİ PROVOKASYONDUR”

• Bakın… Seçim öncesinde bu tür söylemler aslında parti içi provokasyondur. Bu yalnız ve yalnız provokasyon olarak nitelendirilebilir ve provokasyonlar parti menfaatlerine aykırı, biraz da düşüncesizce yapılmış söylemlerdir. Ama bu tür söylemler maalesef Sayın İnce’nin zaman zaman siyasi anlayışında tereddüt ve şaşkınlık yaratan şahsına özel bir olgudur.”

 
*
 
Yılmaz Büyükerşen’in ifadelerini okudunuz.
Oldukça net bir tavır ortaya koyduğunu ifade edebiliriz.
Dahası, Mart seçimlerinde her zamanki gibi iddiasını sürdürdüğünü ve Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmaya yine en yakın isim olduğunu söz konusu ifadelerden anlayabiliyoruz.
 
*
 
Beri yandan, Yılmaz Büyükerşen’in yukarıda aktardığı cümleler, Muharrem İnce’ye ciddi bir uyarı niteliğinde.
Şöyle ki…
Büyükerşen, ‘Hoca’lığını konuşturarak Muharrem İnce’ye, “Sakin ol. Partiye zarar verme. Partinin yerel seçim sürecine zarar verme. Rakiplere koz verme ve çalış” şeklinde önemli bir ders veriyor.
 
*
 
Muharrem İnce tarafından hazırlanan rapora ilişkin CHP’nin en yetkili ağızlarından birinin açıklamasını da aktarmak istiyorum.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun dün yaptığı açıklamada dedi ki:
“Biz, bütün belediyeleri alacağız. Biz, işaret edilen o illerde oldukça güçlüyüz. Bizim yaptığımız bütün araştırmalara göre seçimleri kazanacağımıza eminiz.”
 
*
 
Evet…
Hem Yılmaz Büyükerşen’in hem de Seyit Torun’un konuya ilişkin açıklamalarını okudunuz.
Bu noktada söylenebilecek tek bir şey var:
CHP örgütü, tabandan tavana kadar kendine gelmeli, kavgayı ve hesaplaşmayı bir kenara bırakmalı ve yerel seçimlere hazırlanmalı.  
TÜLOMSAŞ’ın onurlu direnişi!..
 
"Türkiye hükümetinin tespit ettiği projeler dahilinde, kararlaştırılan zamanlar içinde, vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Bütün vatan bir demir kütle haline gelecektir. Demiryolları, memleketin, tüfekten, toptan daha mühim bir güvenlik silahıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, geçmişindeki ilk sanatkârlığının, demirciliğinin eserini tekrar göstermiş olmakla övünç duyacaktır. Demiryolları, Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır."
 
*
 
Mustafa Kemal Atatürk, demiryolunun önemini bu sözlerle ifade etmiş.
Peki, bu sözü size niye paylaşma gereği duydum?
Anlatayım…
 
*
 
TÜLOMSAŞ’ın temeli, 1984 yılında Eskişehir’de kurulan ve “Anadolu-Osmanlı Kumpanyası” adı verilen küçük bir atölyeyle atıldı.
Öyle büyük bir tarihi var ki TÜLOMSAŞ’ın, milli mücadele yıllarında, Türk milletinin zafer kazanmasında en önlemli etkenlerden biri oldu.
Öyle ki, 1919’da Anadolu’nun işgali sırasında İngilizlerin eline geçen Anadolu-Osmanlı Kumpanyası, 20 Mart 1920’de Kuvayi Milliye tarafından geri alındı, ardından “Eskişehir Cer Atölyesi” olarak adı değiştirildi ve ulusal güçlerin elinde işgal ordularına karşı büyük bir koz haline geldi.
O kadar önemli bir koz ki…
İsmet İnönü o kozun ehemmiyetini, anılarında şöyle anlatıyor:
“İlk esaslı vazifem orduyu hazırlamaktı. Muhtelif depolarda kamaları alınmış, boru halinde bulduğum topların kamalarını Eskişehir Demiryolu Atölyesinde yaptırdım ve Sakarya’da kullandım.”
 
*
 
 
TÜLOMSAŞ’ın Türk tarihindeki önemini anlatacak olursak ciddi bir yazı dizisi hazırlamamız gerekir.
İlerleyen süreçte hazırlayıp sizlere aktaracağımı ifade etmek istiyorum.
Zira şu an üzerinde ciddiyetle çalışıyorum.
Ancak şimdi bu kadarıyla yetinelim…
 
*
 
Aynı TÜLOMSAŞ, bugün hak ettiği değeri görmüyor.
Hak ettiği biçimde çalıştırılmıyor.
Ancak buna rağmen, köklerinden gelen güçle direniyor, tarihine yakışır üretimler gerçekleştiriyor ve uluslararası platformlarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin göğsünü kabartıyor.
 
*
 
Bu noktada TÜLOMSAŞ, hibrit manevra lokomotifi yaptı.
Tam anlamıyla yerli ve milli bir lokomotif bu.
Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti, böyle bir tasarım yapan, üretim gerçekleştiren ve teknoloji geliştiren dünyadaki dördüncü ülke olma özelliği kazandı.
Söz konusu lokomotifin, Almanya’da, dünyanın önde gelen fuarlarından birinde görücüye çıkması da, bizleri ayrıca onurlandırdı.
 
*
 
Beri yandan…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i bilirsiniz…
Laf olsun diye bir şeye, “beğendim” demez.
Ancak söz konusu bu lokomotifi oldukça beğendi, inceledi, TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri Avcı’yı tebrik etti ve ilk fırsatta TÜLOMSAŞ’ı ziyaret edeceğini ifade etti.
Yani çoğu muhalif siyasetçinin yaptığı gibi “AK Parti hükümeti döneminde gerçekleştirilen bir çalışma; uzak durayım, değerlendirme yapmayayım, boş vereyim” demedi.
Yiğidin hakkını verdi.
 
*
 
Söz konusu bu çalışma, TÜLOMSAŞ’a hak ettiği değerin gösterilmesi haklılığımızın açık ispatıdır.
Bu noktada TÜLOMSAŞ’ın Genel Müdürü Hayri Avcı ve değerli çalışanlarını gönülden tebrik ediyor, başarılarına başarı katmalarını temenni ediyorum.  
İşte İYİ Parti’nin ilk adayı!
 
Önceki gece, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’nu ES TV’de yayınlanan Vaziyet programında ağırladım.
 
*
 
Kabukçuoğu yerel ve yaygın anlamda tartışılan birçok konuya ilişkin ciddi açıklamalar yaptı.
Ancak bana göre en önemli açıklaması, İYİ Parti’nin belediye başkan adaylarına ilişkin yaptığı açıklamaydı.
 
*
 
Şimdi o açıklamayı TV’de konuşulduğu şekliyle, soru-cevap halinde aynen paylaşıyorum…
 
*
 
-Peki, şu anki Ramiz Tunca? Belediye başkan adayı olabilir mi?
 
Arslan K: Olabilir, niye olmasın? Çok da güzel yapar. (Kahkaha atıyor.)
 
-Nereye olur?
 
Arslan K: Her yere olabilir. Yani Ramis Bey son derece kibar, mütevazi, kafası çalışır. Kendisi matematikçidir, bilgisayarcıdır. Böyle bir insan… Yani Ramis Bey’e imkan verin İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olsun.
 
-O zaman siz ilan ettiniz Ramis Bey’i.
 
Arslan K: Yani tabi… Şöyle aslında… Başka olabilecek insanlar da var. Bu daha netleşmedi de.
 
-Sonuçta 15 tane belediye başkan adayı belirleyeceksiniz…
 
Arslan K: Tabi Tabi… Yani ama Ramis Bey her şeye layıktır.
 
-Yani o zaman şu anki il ve ilçe başkanları İYİ Parti’nin potansiyel adayları öyle mi?
 
Arslan K: Tabi dilerlerse adaylar.
 
*
 
Konuşmalar bu şekilde.
Ne diyelim?
İYİ Parti’nin mevcut İl Başkanı Ramis Tunca’nın belediye başkan adaylığı, hayırlı uğurlu olsun!  
İbrahim Arslan’ın isyanı!
 
CHP’nin profesyonellerinden olan ve Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyeliği görevini sürdüren İbrahim Arslan deyim yerindeyse isyan etti.
 
*
 
CHP’nin içinde yaşanan karmaşa nedeniyle sık sık rahatsızlığını dile getiren Arslan, bu kez de Muharrem İnce’nin yerel seçimlere dönük raporuna serzenişte bulundu.
 
*
 
Eskişehir ve Hatay’ın yerel seçimlerde kaybedilebileceğinin yazılı olduğu rapor ve partinin genel yapısıyla ilgili kişisel Facebook hesabından açıklama yapan Arslan, şunları yazdı:
 

• “SADECE SİYASİ RAKİPLERİMİZE KARŞI DEĞİL, KİMİ CHP’LİLERE RAĞMEN DE BİZ KAZANACAĞIZ! Seçimlerden sonra 24 Haziran seçimlerinde elde edilen sonuçlardan yola çıkarak, yerel seçimlerde ne olabileceğine ilişkin çok sayıda rapor, analiz ve yorum yapılıyor. Elbette 24 Haziran seçim sonuçları önemli verilerdir, önemli ipuçlarını bize sağlamaktadır. Ancak yerel seçimin dinamikleri farklıdır. Bu yanı ile sadece 24 Haziran seçim sonucuna bakarak, CHP’nin elindeki yerleri kaybedeceğini söylemek, hele hele bunu sorumluluk sahibi olduğunu düşündüğüm parti yetkililerinin yaptığını görmek hepimizi çok üzüyor. Parti yetkililerinin olur olmaz açıklamaları, hazırlandığı ifade edilen raporları, bu raporların yandaş ulusal ve yerel medyadaki yansıtılış biçimleri... Hiç birini doğru bulmuyor ve eleştiriyorum. 

 

• YETER ARTIK SUSUN VE YAKAMIZDAN DÜŞÜN! Söylenecek çok şey var ama saatler sürer. Sadece Eskişehir sonuçlarını yazayım da cevap olsun. 2014 yerel seçiminde Sayın BÜYÜKERŞEN 524.698 geçerli oyun 237.410’unu almıştı. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın İnce ise 563.424 geçerli oyun 231.350 sini alabilmiştir. 2014 yerel seçiminin üzerinden 4 yıl geçmiş olmasına, geçerli oyda 40 bin artışa rağmen, hala Yılmaz Hoca’nın aldığı oya ne parti, ne de başka bir şahıs ulaşamamıştır. Nokta... Eskişehir’i biz kazanacağız. Bu da böyle biline...”

 
*
 
Arslan, CHP içerisinde yaşanan bu kabul edilemez olaylar noktasında isyan etmekte haksız mı?
Sonuna kadar haklı!