Bugün günlerden Büyükerşen demek için en uygun gündü Çarşamba. Sabah saatlerinde gerçekleşen 3,5 saatlik toplantı ve aynı günün akşamında Es TV’de Büyükerşen’in konuk olduğu neredeyse 5 saatlik canlı yayını takip edince aşırı dozda Büyükerşen almış gibi oldum.
Hem Sabah toplantısında, hem akşam programda değişmeyen tek şey Büyükerşen’in her konuyu detaylıca anlatma enerjisi, dinamikliği ve takdire şayan ikna kabiliyeti idi.
Büyükerşen su zammı konusundan, kültür sanat bütçesine kadar öyle hazır, öyle rakamsal bir hazırlık yapmış ki, tersini söylemek, iddia etmek isteyenleri bile susturdu. Deneyim, pratik zeka ve birçok dalda uzmanlık olunca “Büyükerşen bu konularda yılmaz ama emin olun aksini iddia edenleri yıldırır”
Kılavuz kim?
Büyükerşen yaptığı açıklamalarda sık sık Ak Partili meclis üyelerinin çoğunun iyi niyetli, aklı kâmil, uyumlu insanlar olduğunu, komisyonlarda vicdanlı kararlar verdiklerini ancak kılavuzları yüzünden iş meclis oylamasına geldiğinde tersi oy kullanmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Hatta bazı Ak Partili meclis üyelerinin grup kararına uyulmaması halinde partiden ihraç edilmekten korktuğu için o kılavuza uymak, biat etmek zorunda kaldığını da söylüyor. Kılavuz konusunda kast ettiği isim konusunda ise net bir emare vermiyor. Mustafa Birsen mi, Ahmet Yapıcı mı yoksa meclis dışından müdahil olan birisi mi en azından ben çözemedim. Ama bu isimlerden birisini kastettiği kesin. Zaten bunun yansımasını ilk meclis toplantısında muhakkak görür ve kast edileni anlarız.
“ Yanlış, kötü, saygısızca? “
Halk Otobüsçüleri 65 yaş üstü vatandaşlara yasayla verilen hakkı kullandırmama konusunda da kararlıyız diyor. Bunu kibarca yapmaya çalışanlar olduğu kadar maalesef çok saygısız, rencide edici ve o yaştaki insanları küçük düşürecek hareketlerde bulunanlarda var. Hatta onlardan birisi Es TV kameralarına yakalandı. Yasal hakkını kullandığı için yaşlı bir vatandaşa Yazıklar Olsun diyen şoför acaba yaptığının farkında mı? Çünkü asıl Yazıklar Olsun sözünü hak eden kendisi oluyor farkında değil.
Tamam sosyal bir devlet değiliz. Devlet tren ve uçaklarda yani kendi ulaşım araçlarında bile yüzde 50 oranında indirim yaparken, özel halk otobüslerinde yüzde yüzlük bir indirim haklı değil. Gel gelelim olmuş ve böyle bir hak verilmiş. Zaten canı burnunda, zor geçinen hayatının son deminde daha rahat ettirmemiz gereken insancıklara bunu çok görmemek lazım.
Eskişehir’de en uzun hatta çalışan bir halk otobüsünün başka bir yakıt kullanmadığı taktirde harcadığı mazot parası 4500 TL. Çalıştırdığı şoför ve sigorta bedeline 2000 TL veriyor. Amortisman veya başka giderler içinde aylık 1000 TL harcasa eder size 7500 TL … Gel gelelim Eskişehir de belediye’ye ait vergiler, algılar kesildikten sonra otobüsçülere aylık ortalama ödenen rakam en az 13, 14 Bin TL civarı. Hal böyle olunca insan merak ediyor? Zarar mı ediyorlar, kazançtan mı zarar ediyorlar?
Bir de bu iş zorla yapılan bir iş değil. Ben Bakkal bile işletsem 2 ay zarar etse 3’ncü ay kapatırım.
Zarardan kar ederim. Madem zarar ediyorsunuz, madem bu iş kazandırmıyor niye ısrarla birden fazla araç alan yatırım yapanlar var. Ve belediye kadar devlete ödenen vergiler, KDV’ler konusunda da haksızlık varken neden İktidar’a tek satır tepki gösterilmiyor. Hatta İktidar’ın çıkarttığı yasayı çiğneyip bunun sorumlusu bile belediye gibi davranmak bana doğru gelmiyor.