Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan’ı, zaman zaman eleştiren gazetecilerdenim. Yaptığı birçok doğru iş olmasına rağmen.
Bugüne kadar sanıyorum iki-üç yazımda ‘fuar alanı’ için yer alınmasına rağmen, bugüne kadar buraya bir çivi dahi çakmadığı için eleştirmiştim.
Ama şu bir gerçek ki, Ticaret Odası’nda belki de Harun Karacan’ın Başkanlığı dönemine kadar bu kadar çok yoğunluk yaşanmadı.
Yabancı konukların biri geliyor, biri gidiyor.
Ayda birkaç kez, kazandırılan sergi salonunda ünlü sanatçıların eserleri sergileniyor.
Sadece Ticaret Odası Başkanı değil, aynı zamanda göstermiş olduğu bu üstün performanstan dolayı da Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu üyesi oldu.
Kendi işini bıraktı, gerek Eskişehir gerekse ülke için koşturuyor.
Kendisini tebrik etmez, yaptığı hizmetlerden dolayı Eskişehir halkı, esnafı, tüccarı için vermiş olduğu mücadele gerçekten takdire şayan.
Eskişehir’e gelen özellikle yabancı konuklara vermiş olduğu hediyelere baktığımda ‘lületaşından yapılmış el sanatları’ olduğunu görüyorum.
Ölmekte olan, kalfa ve ustaların sayısı giderek azalan Lületaşı’na sahip çıktığını gösteriyor.
Şimdide Eskişehir’in meşhur, başka illerde yapılmayan ‘Met Helvası'na da sahip çıkmış. Met Helvasına coğrafi işaret verilmesi için 12 Mayıs 2010’da Türk Standartları Enstitüsü'ne (TPE) başvurmuştu. Bu talep önceki günkü Resmi Gazete de ilan edildi.
Eğer 6 ay içerisinde itiraz gelmez ise Eskişehir’in meşhur ‘Met Helvası' tescillenmiş olacak.
Bu Karacan’ın Eskişehir’in değerlerine sahip çıktığının bir göstergesidir.
Met Helvası demeyin.
Eskişehir’den Türkiye’nin hemen hemen her iline gönderiliyor.
Hatta Eskişehir’den Amerika’ya bile paketlerle gönderenleri biliyorum.
Ne demişler.
‘Yiğidi öldür ama hakkını da ver’ diye.
Biz de eleştirimizi elbette yapacağız ama, yaptığı güzel işler için de yeri geldiğinde alkışlamasını da bilmeliyiz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...