İnek sağan köylü kadın, kendisini izleyen genç arkadaşına sormuş:
-Kız Ayşe, inek olmak ister miydin?
Ayşe yanıt vermiş:
-Aman aman. Allah göstermesin.
İnek sağan sormuş:
-Neden?
-Neden olacak, demiş Ayşe:
-Her gün memelerinle oynasınlar. Yılda bir kez boğaya çeksinler olacak iş mi?”
--//--
MHP’li olduğunu yakın dostlarının bildiği Arif efendiyi, CHP’nin mitinginde gören arkadaşı sormuş:
-Ne o, Arif Efendi parti mi değiştirdin?
-Allah yazdıysa bozsun, demiş Arif ağa:
-Benim ki dayanışma. CHP’yi iktidar partisine karşı mahcup etmek istemedim.
Ardından da eklemiş:
-Ama buna gerek kalmadı. CHP’liler Sıhhiye Meydanını doldurdu.
---//--
AKP’li iki arkadaş karşılıklı konuşuyorlardı:
-Kaç milletvekili çıkaracağız?
-Üç garanti
-Ama başkanımız dört diyor.
-Onu boş ver. O lafın gelişi.
-Peki, Recep Tayyip Erdoğan seçime üç gün kala niye geliyor?
-Ne olur ne olmaz diye.
-Yani ne? Eskişehir’de bir tehlike mi var.
-Anlamadın mı birader. Hem üç için hem de dört için.
-Gene anlamdım.
-O zaman seçimi bekle.
--//--
Şarhöyük’te oturduğunu söyleyen vatandaşa sordum:
-Evde kaç kişi oy kullanacak, oylarınız kime gidecek?
Adam doğudan gelmiş.
Aldığı tarlaya ev yaptırmış.
Yetişkin çocukları varmış.
Dedi ki:
-Rengimiz belli oluyor mu?
“Bilmem” dediğimde şöyle konuştu:
“Biz kararımızı vermişiz. Zamanı geldiğinde sandıkta oyumuzu atarız.”
--//--
Kimisi açık.
Kimisi kapalı.
Vatandaş seçime hazırlanıyor.
Herkesin bir hesabı var çünkü.
Belli olan şu:
Hesabı olanlar, hesabı olmayanları açıktan kullanıyor.
Bunun için iktidar partisinin dördüncü beşinci sırasında olanlar,
minibüs süslüyor.
Seçilme şansı olmayanlar,
işini gücünü bırakıp partililerle geziyor.
Bir zamanlar Celal Şahin ne derdi:
“Hep bunlar niçin niçin?”
Evet.
Göreceğiz.
Hep bunlar niçin niçin?
Bir meşin top için değil elbette.
--Günlerin getirdiği----”
-AKP’nin futbol merakı—
Eskişehirspor kongresi tamam. Mesut Hoşcan kadrosunu kurdu. Kurdu kurmaya da söylentileri ve yorumları uzun süre bitmeyeceğe benziyor. İşin içine politika sokanlar var. Bu söylentileri sanırız Mesut Hoşcan’ın tutum ve davranışları ya körükleyecek, ya da ortadan kaldıracak. Gelişmeler böyle çünkü. Yapılan yorumlarda bunu gösteriyor. Her neyse. Dün arayan okurumuzun ilginç bir yorumu var. Diyor ki, “AKP’lilerin yapımı süren yeni stadyuma sahip çıkmalarına üzüldüm. Bu stadı kim yapıyor, kimin arsasına yapıyor herkes biliyor. Bazıları konuşsun, politika yapsın tamam da. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın bu olayı politikaya yorumlamasına akıl erdiremedim. Stadyum AKP’nin mi? Yoksa Eskişehir’in mi?” İlginç değil mi? Gördüğünüz gibi, bazıları konuşmalarına ve açıklamalarına dikkat etmeyip dar politika yapsa da vatandaş gerçekleri biliyor.
--Yılmaz Hoca’ya geçmiş olsun—
Köşemizi arayan pek çok okurumuz “Yılmaz Hocayı neden yazmadın. Kendisini merak ediyoruz. Köşeniz aracılığı ile geçmiş olsun diyor, bir an önce iyileşmesini beklediğimizi iletirmisniz. Şunu da belirtiyoruz. Yılmaz Hoca bu şehre olduğu gibi Türkiye’ye de lazım” diye konuştular. Şunu belirteyim. Göremedim, ama Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in sağlık durumunun giderek düzeldiğini öğrendim. Öğrendiğim bir başka durumda yakında görevine başlayacağı. Okurlarımın yorumlarına aynen katılıyoruz. Yılmaz Hoca, Eskişehir’e olduğu gibi Türkiye’ye de gerekli bir isim. Kendisine geçmiş olsun diyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz...İnek sağan köylü kadın, kendisini izleyen genç arkadaşına sormuş:
-Kız Ayşe, inek olmak ister miydin?
Ayşe yanıt vermiş:
-Aman aman. Allah göstermesin.
İnek sağan sormuş:
-Neden?
-Neden olacak, demiş Ayşe:
-Her gün memelerinle oynasınlar. Yılda bir kez boğaya çeksinler olacak iş mi?”
--//--
MHP’li olduğunu yakın dostlarının bildiği Arif efendiyi, CHP’nin mitinginde gören arkadaşı sormuş:
-Ne o, Arif Efendi parti mi değiştirdin?
-Allah yazdıysa bozsun, demiş Arif ağa:
-Benim ki dayanışma. CHP’yi iktidar partisine karşı mahcup etmek istemedim.
Ardından da eklemiş:
-Ama buna gerek kalmadı. CHP’liler Sıhhiye Meydanını doldurdu.
---//--
AKP’li iki arkadaş karşılıklı konuşuyorlardı:
-Kaç milletvekili çıkaracağız?
-Üç garanti
-Ama başkanımız dört diyor.
-Onu boş ver. O lafın gelişi.
-Peki, Recep Tayyip Erdoğan seçime üç gün kala niye geliyor?
-Ne olur ne olmaz diye.
-Yani ne? Eskişehir’de bir tehlike mi var.
-Anlamadın mı birader. Hem üç için hem de dört için.
-Gene anlamdım.
-O zaman seçimi bekle.
--//--
Şarhöyük’te oturduğunu söyleyen vatandaşa sordum:
-Evde kaç kişi oy kullanacak, oylarınız kime gidecek?
Adam doğudan gelmiş.
Aldığı tarlaya ev yaptırmış.
Yetişkin çocukları varmış.
Dedi ki:
-Rengimiz belli oluyor mu?
“Bilmem” dediğimde şöyle konuştu:
“Biz kararımızı vermişiz. Zamanı geldiğinde sandıkta oyumuzu atarız.”
--//--
Kimisi açık.
Kimisi kapalı.
Vatandaş seçime hazırlanıyor.
Herkesin bir hesabı var çünkü.
Belli olan şu:
Hesabı olanlar, hesabı olmayanları açıktan kullanıyor.
Bunun için iktidar partisinin dördüncü beşinci sırasında olanlar,
minibüs süslüyor.
Seçilme şansı olmayanlar,
işini gücünü bırakıp partililerle geziyor.
Bir zamanlar Celal Şahin ne derdi:
“Hep bunlar niçin niçin?”
Evet.
Göreceğiz.
Hep bunlar niçin niçin?
Bir meşin top için değil elbette.
--Günlerin getirdiği----”
-AKP’nin futbol merakı—
Eskişehirspor kongresi tamam. Mesut Hoşcan kadrosunu kurdu. Kurdu kurmaya da söylentileri ve yorumları uzun süre bitmeyeceğe benziyor. İşin içine politika sokanlar var. Bu söylentileri sanırız Mesut Hoşcan’ın tutum ve davranışları ya körükleyecek, ya da ortadan kaldıracak. Gelişmeler böyle çünkü. Yapılan yorumlarda bunu gösteriyor. Her neyse. Dün arayan okurumuzun ilginç bir yorumu var. Diyor ki, “AKP’lilerin yapımı süren yeni stadyuma sahip çıkmalarına üzüldüm. Bu stadı kim yapıyor, kimin arsasına yapıyor herkes biliyor. Bazıları konuşsun, politika yapsın tamam da. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın bu olayı politikaya yorumlamasına akıl erdiremedim. Stadyum AKP’nin mi? Yoksa Eskişehir’in mi?” İlginç değil mi? Gördüğünüz gibi, bazıları konuşmalarına ve açıklamalarına dikkat etmeyip dar politika yapsa da vatandaş gerçekleri biliyor.
--Yılmaz Hoca’ya geçmiş olsun—
Köşemizi arayan pek çok okurumuz “Yılmaz Hocayı neden yazmadın. Kendisini merak ediyoruz. Köşeniz aracılığı ile geçmiş olsun diyor, bir an önce iyileşmesini beklediğimizi iletirmisniz. Şunu da belirtiyoruz. Yılmaz Hoca bu şehre olduğu gibi Türkiye’ye de lazım” diye konuştular. Şunu belirteyim. Göremedim, ama Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in sağlık durumunun giderek düzeldiğini öğrendim. Öğrendiğim bir başka durumda yakında görevine başlayacağı. Okurlarımın yorumlarına aynen katılıyoruz. Yılmaz Hoca, Eskişehir’e olduğu gibi Türkiye’ye de gerekli bir isim. Kendisine geçmiş olsun diyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz...