Prof. Dr. Cengiz Türe yazdı
Çok değerli Eskişehir Anadolu Gazetesi okurları… Bu yazımla birlikte tam 100 haftadır, her Cuma “Aklımdan Geçenler” adlı köşemde birlikte olduk. Elbette düşüncelerime katıldığınız ya da katılmadığınız yazılarım olmuştur. Hepinize verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim…
Profesyonel olarak gazete köşe yazarlığı yapmadığım için, bu konuda değerlendirmelerde bulunmak haddim değil, biliyorum… Ama 100 haftalık bir süre bile bu konudaki güçlükleri anlamama yetti de arttı bile…
İşin en zoru da kısa yazmakmış, meğer… Hele hele bunu aksatmadan her hafta yapmak, epey geriyor insanı…
Belki de bazılarınız “ne olacak canım, haftada bir gün kim olsa yazabilir” diye düşünüyor olabilir… Ama hiç de göründüğü gibi değilmiş… Bu süre içerisinde, gazetelerde her gün yazan duayen gazetecilerimizi şimdi daha iyi anladım…
Ulusal televizyon kanallarında haberlerin yüzünün hızla eskidiği bir ortamda, yakın çevremizde meydana gelen olayları sıcacığı sıcağına bizlere sunan yerel gazeteler, bana her zaman daha samimi gelmiştir…
Çünkü her sayfasında yakından tanıdığımız kurumlara ve insanlara ilişkin bir şeyler bulabiliyorsunuz…
Ama kent ortamının kısıtlı gündemi içerisinde, bizlerin ilgisini çekecek haber yapmak ya da köşe yazısı yazacak konular bulmakta hiç de kolay değilmiş… Oysa olaylara ülke genelinden bakınca konu sıkıntısı pek çekilmiyor, bildiğiniz gibi…
Yerelde gazeteciliğin en iyi tarafı, yaptığınız haberin veya yazdığınız bir yazının olumlu ya da olumsuz dönütlerini hemen alabiliyorsunuz. Bu insanı oldukça heyecanlandırıyor… Hele bir de olumlu tepkiler almak, oldukça keyifli… Gelen olumsuz tepkilerden, yapıcı olanlar insanı geliştiriyor ama onur sahanıza girenler, ister istemez üzüyor…
En önemlisi, yerelde gazetecilik eleştiriye açık olmayı öğretiyor, insana… Çünkü kent ortamında, okuyucularınızla sokakta, kahvede, çarşıda, pazarda hatta ev oturmalarında bile yüz yüze gelebiliyorsunuz…
Her an haber kaynaklarıyla yüz yüze olmak; cesaret ve sabrın yanı sıra giyimlerine, oturmalarına, kalkmalarına, yaşam tarzlarına, kimlerle birlikte oldukları konusunda daha dikkatli olmalarını gerektiriyor, gazetecilerin…
Velhasıl yerelde gazeteci olmak; tam bir işini sevme, özveri ve çelik gibi sinir sistemi istiyor…