2011 yılında güneşin bile bir sabah kapkara doğduğu Temmuz ayını yeniden hatırlayalım…
Her şey, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla 3 Temmuz 2011 tarihinde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin 15 şehirde eş zamanlı gerçekleştirdiği operasyonlarla başlamıştı…
Tutuklamalar, hapisler, mahkeme kararları ve cezalar futbol dünyamızı büyük bir kaos ortamına sürüklemiş, yurt genelindeki futbol tutkusu tarifi imkansız yara almış, seyircilerin büyük bir kısmı tribünleri terk etmiş ve güven ortamı kaybolmuştu…
Şikenin verdiği hasar yeni yeni onarılmaya, yaralar sarılmaya başlanmıştı ki bu kez de şike dalgası Avrupa’ da patladı…
Hafta başında kısa adı “EUROPOL” olan Avrupa Birliği Polis Teşkilatı, “FİFA” ve “UEFA” ile işbirliği yaparak dünya futbolunu derinden sarsacak 18 aylık gizli araştırma sonuçlarını açıkladı…
Hollanda’ nın Lahey kentinde düzenlenen basın toplantısında Europol Müdürü “Rob Wainwright” ın açıklamış olduğu raporda Dünya Kupası, Avrupa Futbol Şampiyonası ve Şampiyonlar Ligi de dahil 400’ e yakın maçta şike yapıldığı, 15 ülkeden toplam 425 spor adamı ile futbolcudan şüphe edildiği vurgulandı…
Ayrıca şikeyle ilgili ellerinde ciddi deliller bulunduğunu belirten “Rob Wainwright” 10 ülkeden 50 kişinin gözaltına alındığını, Singapur merkezli bahis çetesinin kısa sürede 8 milyon Euro kazandığını bunun da 2 milyon Euro’ sunun hakemlere ve oyunculara rüşvet olarak dağıtıldığını açıkladı…
Bizi de yakından ilgilendiren bu soruşturma kapsamıyla ilgili açıklama yapan Alman Haber Ajansı “DPA” bu maçların 79’ unun Türkiye’ de olduğunu duyurdu…
****
Bütün dünyanın kabul ettiği gibi “şike ve doping” dünya sporunun en büyük illeti olan iki kardeş... Biri diğerinden farklı olmayan iki büyük “insanlık düşmanı” …
“EUROPOL” ün açıklamalarından da anlaşıldığı gibi ahlaki bu sorunun yalnız bizim ülkemize özgü olmadığı, giderek Avrupa’ ya hatta dünyaya ya metastaz yaparcasına yayılan ve dünya futbolunu kemiren bir kanser hücresi olduğu görülmektedir…
Dilerim bu son soruşturmaların karşılığı toplum düzenini sağladığına inandığımız hukukun karşılığındaki yerini bulur. Umarım bizdeki aklı evvellerin icat ettiği gibi “Şike var ama sahaya yansımadı” gibi rezil bir gerekçeyle geçiştirilmez…
Kelime cambazı, hisli dizeler mucidi, büyük ozan “Özdemir Asaf” bir şiirinde ne diyor; “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu / Birinciliği beyaza verdiler!”…
Biz de “Özdemir Asaf” ın bu güzel dizelerine şöyle bir gönderme yapabiliriz; “ Dünya sporu hızla kirleniyordu / Birinciliği futbola verdiler!”…
Ve bu topraklarda yani Eskişehir’ de yaşamış “bir bilge, bir ozan, bir rind” olan “Yasin YASİN”, 60’ lı yıllarda tıpkı günümüzdeki şike benzeri halen de bir ahlak sorunu olarak devam eden “rüşvet” için şöyle demiş; “Alan memnun, veren daha memnun / Nasıl kurtulacağız senden ey melun!” …
“Yasin YASİN” günümüzde bu şike depremlerini yaşamış olsaydı dizelerini mutlaka şu şekilde değiştirirdi “Yapan memnun, yaptıran daha memnun / Nasıl kurtulacağız senden ey melun!”…
Şikesiz ve rüşvetsiz günler dileğiyle…