Yeni bir insan yaratmak…

3 Ekim 2016 09:38
A
a
Sütiş Eskişehir
Önder Baloğlu, yılların gazetecisi.
Eskişehir’de duayen tanımlamasına yakışan istisna isimlerinden biri. TV'de yeniden izleme olanağı bulduğu Victor Frankenstein filminden yola çıkarak şöyle bir sorgulama yapıyor…
Bir insan düşünün; beyni başkasından, gözü, kulağı, kafası, eli, ayağı, yüreği hep bir başkasından. Doktor dikiyor, biçiyor ve yepyeni bir insan yaratıyor. Beyin kötülüğe zeki olabilir, ayak, tekme atan, kulak her uygunsuzluğu duyabilen. Eli bıçak tutan, kolları uzun, yürek sevgiden habersiz olabilir...
Böyle biri nasıl olur?
“Sabah hırsız, öğlen nefret ve şiddet dolu, akşam ahlaksız…”
Ama güzeli de yaratılabilir, örnek mi?
Beyin, eğitim ve kültürle yoğrulmuş İbrahim Gerede’den...
Futbolcu ayakları, Ahmet Deniz Canoruç ve Aytaç Ersoy’dan...
Yürek, Şinasi Kula’dan...
Gözler, Gönül Öktem’den, eller basketçi Murat Özgül’den...
Kulaklar da, zamanın çok derinliklerini bile duyabilen
Osman Cemoğlu’ndan olsun...
Öyle biri ortaya çıkar ki; “sevgi dolu bir insan...”
Sevgi dolu bir insan örneklemesinin tam ortasına, yani yürek kısmına beni layık görmüş üstat sağ olsun. Nazım’ın ölümsüz şiiri geldi usuma anında; hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil/bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte...
Böyle der dünya ozanı, yani işi yürekte bitirir.
Anadolu, benim güzel ve uğruna medeniyetlerin yok olduğu, yenilerinin kurulduğu yeryüzü cenneti.
Geleceği aramak adına, geçmişle övünmeyi seven insanlar topluluğu. İlim ve bilimin ışığında, çağdaş bir dünyada yaşamayı yol gösteren bir liderle; gizli hesaplaşmasını 94 yıl öncesinden güzünüze kadar sürdürmüş güruhun şu sıralar ortaçağ karanlığına olan özlemini açıkça haykırdığı güzel memleketim…
“Yeni bir insan yaratmak” başlığı ile özlemini dile getirmiş usta kalem Baloğlu. Biliyorum bazı aklı evveller “yaratmak Allah’a mahsustur” nakaratı eşliğinde höykürmüş ya da höyküreceklerdir bu yazılarımıza. Yaratmanın Allah’a mahsus olduğunu biz bilmiyor muyuz ey ortaçağ baykuşu? Elbette biliyoruz ama senin bilmediğin bir konu var ve biz ondan bahsediyoruz! Senin bilmediğin konu şu; insanların ıslah edilerek, hukukun anında ve herkese eşit işlediği çağdaş bir dünyada, savaşların olmadığı, emeğin yüce bir değer kabul edildiği, kısacası yaşanası bir dünya inşa etmek. Bunun için de Tanrı’nın yarattığı (sen şimdi Tanrı kelimesine de höykürürsün Arap özentisi, oysa yaratıcımızın adının Türkçe tek karşılığıdır bu kelime) insanların, toplumsal bağlamda kaynaşması ve yaşanası bir sistemde buluşma tercihidir bizim bahsettiklerimiz. Medeni bir dünyada hep birlikte ve barış içerisinde yaşamaktır bizim ereğimiz. “Tıpkı Ortadoğu’da” olduğu gibi değil yani senin anlayacağın! Hani çok özendiğin ve giderek onların kültürünü baş tacı ettiğin, katil Amerikalıların BOP adı altında moleküllere ayırdığı ve birbirlerini “tekbiiir” haykırışları ile gırtlaklayan o kanlı coğrafya gibi değil! Müslüman’ın Müslüman’a kırdırıldığı talihsiz topraklar gibi değil!
29 Ekim1923’te kurulan; manda ve himaye kabul edilemez diyen bir ulu önderin arzuladığı bağımsız bir dünya düzeni kısacası anlayabiliyor musun?
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın Yüzü!
 
Yeni bir atasözü ya da yeni bir deyim değildir bu söz.
Hani savaşı vesile edip ülkelerinden kaçan ve yurdumuza akın eden milyonlarca Arap’ın göçü sonrası çıkmış yeni bir cümle de değildir. Oldukça eskiye dayanır, asırlardır Türk kelimesine karşı eğreti olan, kimi zaman sırtımızdan hançerlendiğimiz Arap halklarına karşı yüreğimizden geçenlerin sözcüklere dökülmüş biçimidir…
Burnundan kıl aldırmaz pozlardaki petrol zengini görmemişlerin; kendi yurtlarında farklı-Avrupa ve Amerika’da çok daha farklı yaşam sürdüğü, versiyonları için söylenmiş bir sözdür…
Dünyanın jandarması katil ABD ise, onun da beslemesi İsrail değil midir? İşte o İsrail’in önemli isimlerinden Şimon Peres öldü geçtiğimiz günlerde. Mahmud Abbas (Filistin), Peres'in Batı Kudüs'te düzenlenen cenaze töreninde ülkeden gelen liderlerle birlikte oturdu. Mahmud Abbas'ın cenaze töreninde çekilen bu görüntüsü ise sosyal medyada öfkeye neden oldu. Abbas'ın cenazeye bile katılmaması gerektiğini düşünen sosyal medya kullanıcıları, “dünya Filistin'e ağlarken, Mahmud Abbas katil Peres için ağlıyor” yorumları ile infiale neden oldular. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın bu tavrı da kamuoyuna bir kez daha bizim atasözümüzü anımsattı.
Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın Yüzü!
 
 
OZANCA
 
ATATÜRK’E MEKTUBUMDUR.
 
Atatürk’üm benim özledim seni
Bir yerlerden çıkıp gelsen ne olur
Tekrar kucaklasan güzel ülkeni
Dizginleri ele alsan ne olur…
             Dertlerim çoğaldı sana arz' ım var
             Anlatsam tükenmez sabaha kadar
             No'lur kızma bana başka kimim var
             Merhem olsan çare bulsan ne olur…
İçerde savaş var, dışta savaş var
Mehmetçiğin kanı akar ha akar
Analar ağlıyor, yetim çocuklar
Kanayan yarayı sarsan ne olur…
             İPEK Atasını minnetle anar
             Ellerinden öper saygılar sunar
             Herkesin Atama şükran borcu var.
             Benim bu hâlimi bilsen ne olur.
                                   İbrahim İPEK-1 Ekim 2016
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi