Yeni Atatürk Stadı

Her iktidar döneminde Türkiye’nin değişmez 5 şanslı ili vardır:
“Kayseri, Malatya, Rize, Konya ve Bursa…”
Malatya’yı, önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı olan “Turgut Özal” ihya etmişti…
Hemşehrileri ile söylemişti “Malatya” türküsünü…
“Ya Rize?”
Başbakan’lar memleketi…
Önce “Mesut Yılmaz”, sonra “Tayyip Erdoğan…”
Neler yapmadılar ki?
Tayyip Bey’in üniversitesi bile oldu Rize’de…
“Ya Kayseri?”
“Abdullah Gül” yetiyor…
Her yol açık Kayseri’ye…
“Kadir Has Stadı”nı biliyorsunuz…
42 bin kişilik bir şaheser…
Biletler genellikle 1-2 lira…
Yanında, pide ve ayran da bedava…
Bırakın maçı, karın doyurmak için gelenler bile vardır stada…
Bursa ve Konya’yı anlatmaya gerek yok…
“Oy depoları desek yeridir!...
***
Döndük geldik Eskişehir’e…
“Atatürk Stadı’nın tarihi bir başkadır…”
Amigo Orhan’ın deyimiyle…
“Eskişehir’in Spor Mabedidir…”
Ama pek yakında veda edeceğiz…
Yeni stadımız açılışa hazır hale getiriliyor…
“Peki, adı ne olacak?”
Bursa’da Kayseri’de, Rize’de “Atatürk” isimleri silindi…
“Eskişehir’de de öyle olsun istemiyoruz…”
Bu kent “Kurtuluş Savaşı”mızın özel bir simgesi…
Ve “Toki” müjdeyi verdi:
“Yeni Atatürk Stadı…”
Teşekkürler Toki’ye…
Ama önce bu uğurda mücadele veren tüm Eskişehir halkına… Özellikle de medyaya…
“Yeni” si fazla olsa da… Olası deprem için ne yapıyoruz?
Bir ağustos daha yeni geldi…
İki sallanışta hemen aklımıza geliyor büyük deprem ama, önlemini alıyor muyuz?
Ya da bu konuda gözle görünür bir çalışma var mı?
Karacaali’deki Üniversite kampında dinlenirken yanımıza gelmişti kampın köpeği… O gece doyurduk…
Ve bir gün sonra, kaldığımız evin hemen önünde “hav-hav” bile demeyen köpek uğulduyordu…
Kalktık, 10 saniye geçmeden sallanmaya başladık…
“17 Ağustos 1999 Yüzyılın felaketiydi…
O köpek, tam 82 evin içindeki bizimkini bulup uyarmıştı..
Bir ofisteki görüntüler mobese kamerasında yayınlandı…
Köpek yerde ve uyuyor gibiydi. Ama bir anda başını kaldırıyor, yeri kokluyor ve dışarı fırlıyor…
Bu görüntülerden 4-5 saniye sonra ise deprem başlıyor  ve bu kez insanlar kaçmaya çalışıyor…
Yani köpek, depremi bu kadar önceden haber alıp kaçıyor… Tıpkı bizi uyaran gibi…
En küçük bir depremde, hemen televizyon  başına geçip ardından gelecek yorumları izliyoruz… Ciddi üzerine bir eğitim yapılamaz mı? İnsandan önce haber alıyorlar… Kanıtlar ortada…
////////////////////////////////////////////
Evet, kafiyesi yoktur ama!
İdris’le Dursun, kahvede ayrı masalarda hafif sıkkın otururken İdris seslenmiş:
“Bana ayran desene…”
-Ayran…
“Ben de senin karına hayran!”
Bu kez Dursun biraz sonra İdris’e seslenmiş:
“Bana gazoz desene…”
-Gazoz…
“Uyyy, ben senin karını öptüm!”
İdris, dudak “bükmüş:
“Bu söylediğinin kafiyesi yoktur ama” demiş…
Dursun da, “Evet, kafiyesi yoktur ama” demiş:
 
“Aslı aynen vardır!”
///////////////////////////////
Günün Şiiri
Vur abalıya
Varlı yok, yan yana ortalıkta
Yaşamla ölüm uçuca
Bakın bir deniz görüyorum balıkta
Susam tanesinde binlerce susam
Düşündükçe anlıyorum bir parça
Soluğum neden toprak kokuyor
Kız gelip kadın gidişleriyle ay tanrıça
Vahşi sevişmeleriyle dul gece yamyam
Çekiyor kendine beni öylece
Aşk canına okuyor
Atomlar dalga dalga vur abalıya
Gündüz oldu mu beş kara parçasında
Anlıyorum neden ölü ya da sağ
Hep ben çıkıyorum karşıma…
Hasan Şimşek (Varlık-1960)
//////////////////////////////////////
Aziz Nesin’den
Dünyaca ünlü mizah yazarımız, bir gün Bursa’da beş parasız kalmış…
Karnını doyurabilmek için, düşünüp taşınmış ve bileğine güvenerek bir kahveye girmiş. Amacı simit ve çayına tavla oynayıp açlığını gidermek. Kendine göre de bir örnek bulduğunu sanıp oturmuş adamın karşısına…
Ama sonuç hiç de düşündüğü gibi olmamış. İki mars, bir tersle bitirmiş ördek!
Nesin de simit ve çay paralarını nasıl ödeyeceğini düşünmeye başlamış!
İşte tam o sırada günlerde Cuma olduğu için bayrak töreni ile birlikte “İstiklal Marşı” çalmaya başlamış…
Kahvede herkes ayakta…
“Aziz Nesin pıırrrr!”
///////////////////
İlahi Komedya’dan
Kitabı çok satanlar listesinde olan yazar, bir arkadaşına imzaladı. Arkadaşı kitabı inceledikten sonra “Bu kitap Afrika”yla ile ilgili ama sen hiç oraya gitmedin değil mi? diye sordu…
Yazar, “Afrika’ya gitmeye ne gerek var? dedi ve ekledi:
“Dante de İlahi Komedyası’ndaki cehennemi yaşamak için cehenneme gitmiştik ki…”
//////////////////////////////
Günün olayı
Osmangazi’den sonra Yavuz Sultan Selim’in zararını da vatandaş ödeyecekmiş:
Ne Osmanlıymış yahu!
Öde, öde borcu bitmiyor…
Akif Kökçe
///////////////////////////////////////////
Günün Biberi
Devlet memurlarına üniforma giydirilir ki dinsel veya benzeri aidiyet belirtisi olmasın…
Tabii uygar olma iddiasındaki bir ülkeden söz ediyoruz. Suudi Arabistan özentisi bir ülkeden değil…
 
 
Uçan Kuş’tan
Biliyor musun abi?
Bayram’da bomba var!
“Tramvaylar bedava olacakmış!...”
---------------------
Günün Sözü
Düşündüğünü söylemeye korkmaya başladı mı kişi, düşünmekten de korkmaya başlar…
Vedat Türkali
------------------
Gerilim
Türkiye’de toplumsal demokratik örgütlenmenin yerine yerleştirilen dini ve etnik örgütlenmeler, emperyalizmin kuklalarıdır.
“FETÖ ve PKK örneklerinde olduğu gibi…”
Erol Manisalı
-------------------
Kıssa-dan
Şimdi Türkiye’ye, yalnızca terörle mücadele değil, imza koyduğu 1954 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin koşullarını Suriye’de yerine getirmek görevi düşüyor.
Özgen Akar
----------------------
Günün İncisi
Yanlışlıkla fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz…
Bernard Shaw
--------------------
Cuk
“Bugün git yarın gel” devri kapandı…
“Bugün git dün gel” devri başladı…
İbrahim Ormancı
--------------------
Günün Balı
Medyada sansasyon moda oldu…
“Palavrayı veren düdüğü çalıyor!”
Balthör
-------------------------
 Türkçe Bayramı
Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği “Türkçe Yaz Okulu”nda 46 ülkeden 540 öğrenci, 16 kent üniversitesinde Türkçe eğitimi gördü.
“2. Türkçe Bayramı”nın kapanış konuşmasını Kültür ve Turizm Bakanı “Nabi Avcı” yaptı.
Avcı konuşmasında “İllegal yapılanma” dedi.
“Özgen Acar” soruyor:
Ne zamandan beri “İllegal” sözcüğü Türkçe oldu?