Cumhurbaşkanı Gül uyarıyordu:
“Büyük fırsat, aman kaçırmayalım…”
Neyi?
“Bekleyin, görün…”
Sonra “açılım” dediler…
Neyin açılımı?
“Kürt açılımı…”
Tutmadı…
“Demokratik açılım…”
Aşçılar kolları sıvadı, sabah kahvaltıları başladı…
“Bilim adamları…”
“Gazeteciler…”
“Sanatçılar…”
“Futbolcular bile çağırıldı…”
Kimi”Köşk”te ağırlandı, kimi sarayda…
Herkes coşmuştu…
Açılıyoruz ya…
“Yemekteyiz!..”
……..
Bir iki ses çıkaran oldu:
“Neyin açılımı bu kardeşim, ne yapıyoruz?”
“Bekleyin” denildi…
“Habur” sınır kapğısından davul zurna ile alındı teröristler…
Önlerine mahkeme kuruldu… “Pişman değiliz” demediler ama, yine de serbest bırakılıp konvoylarla Diyarbakır’a geldiler…
“Sonra, ne oldu da tutuklandılar?”
……..
Binlerce şehit verdik…
Lojmanlarda asker eşleri vuruldu.
“Kanlarıyla boğulacaklar” dediler ve eklediler:
“Açılıma devam…”
Bayramın birinci günü, teröristbaşı “Abdullah Öcalan” hapis yattığı “İmralı”dan, kardeşi aracılığıyla haber yollamış:
“6 ayda bu sorunu çözeriz. İkinci açılım başlatılsın…”
“Açılım bu, durmak yok yola devam!...”
Nerede kalmıştık?
“Yemekteyiz!”
“Dileriz bu kez tatlısı da olur…”
********************************************
Batan güneşi seyrederken
Aşk gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara gömülmüş, batan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlarmış…
Temel başlamış:
“Böyle bir gezi aklımın ucundan geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince, şimdi tatil zamanı deyip hemen yola çıktım…”
“Tesadüfe bak” demiş John:
“Benim de çok iyi iş yapan bir lokantam vardı. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. Sigortadan paramı alınca ver elini tatil dedim…”
Kısa bir sessizlikten sonra, Temel birden doğrulup sormuş:
“Her şey güzel de. Kasırgayı nasıl başlattın birader?”
****************************************************
Neden ileriler?
Ortaokul birinci sınıfın dersinde İngilizce öğretmeni sormuş:
“İngilizler neden bizden daha ileriler?”
Yanıt arka sıralardan gelmiş:
“Bütün çocukları İngilizce’yi bizden iyi biliyorlar da ondan!”
**********************************************************
Uçan Kuş’tan
Kartal kılığında “Benfica”yı nasıl uçurdum abi?
“Oğuzhan Özen” çatlamıştır vallahi!...
*****************************************
Kıssa-dan
Bugünlerde “Aziz Nesin”in yerli ve milli kahramanı “Zübük”ün maceralarını yeniden okumak, bazı şeyleri anlamak için yararlı oluyor.
Ahmet İnsel
******************************************
Günün Sorusu
Önümüzde 12 Eylül 1980 örneği ve onun olumsuz sonuçları varken, bu örneği daha sert ve yaygın bir biçimde tekrarlamak…
Ülkenin çıkarları açısından olumlu bir sonuç verebilir mi?
Emre Kongar
******************************************
Gerilim
Biz “aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür gençler” yetiştirme projesini buruşturup atmışız, bugün bile hala tarikat, şeyh, cemaat, mürit, derviş gibi saçmalıkla vakit geçiriyoruz…
Arslan Ermerak (Sydney)
***********************************************
Günün Balı
Erdoğan bir (U) dönüşü yaparak “Esad” ile barışabilse, bütün dengeler Türkiye lehine değişir.
Erol Manisalı
*************************************************
Günün Sözü
Her yerde polis var ama hiçbir yerde adalet yok…
Victor Hugo
**************************************************
Özdeyiş
Yasak lezzet, sansür yetenek kazandırır…
Marc Vilrouge
***************************************************
Foto: Tünel (ekte)
Foto: Orhan Kesikoğlu (Goguldan)
Bursa Valisi hızlandırıyor…
Bayram öncesi “Eskişehir-Bursa” hızlı tren hattı yapımına devam edildiğini belirtmiş ve bu konuda işadamı “Orhan Kesikoğlu”nun görüşlerine yer vermiştik.
Kesikoğlu, bu olayın yıllar öncesinden ve zamanın Devlet Bakanı “Cavit Çağlar” tarafından başlatıldığını dile getirmiş ve “Ancak proje AKP’ye kısmet oluyor” demişti…
Temeli 23 Aralık 2012’de atılan Bursa-Ankara hızlı tren projesi için şu ana kadar 400 milyon lira harcandığını dile getiren Bursa Valisi “Münir Karaloğlu” da, “Heyelan dolayısıyla var olan projemiz çöpe gitti. Sıfırdan proje çalışması yapılıyor” açıklamasını yaptı…
Bursa-Ankara arasını 2 saat 10 dakikaya, İstanbul-Bursa arasını da 2 saat 15 dakikaya düşürecek olan proje için, Vali Karaloğlu yerel bir televizyonda katıldığı programda şunları söyledi:
“Hızlı trenle ilgili zaman zaman (Durdu mu, olacak mı, olmayacak mı?) diye soruluyor. Hayır öyle bir şey yok. 400 milyon lira para harcandı. Durması söz konusu değil ama bir şanssızlık yaşadık. Yenişehir-Bilecik arasındaki hatta büyük bir heyelan dolayısıyla var olan projemiz çöpe gitti. Şu anda yeniden, sıfırdan proje çalışması yapılıyor. Hızlı tren projeleri öyle 3-5 ayda yapılabilecek işler değil. Her metrede zemin etüdü yapmak gerekiyor.”
*************************************************************
Günün Şiiri
Aynı hikaye
Bazı günler bakıyorum hepiniz
Benimle, yanımda yöremdesiniz
Uçuyorum kıvancımdan ve mısra mısra
Hepinizi birer birer anlatıyorum
Üstelik uykularım kaçıyor derken
Yatağıma geliyordunuz, rüyalarıma
Tam içimden mesut olmak geçerken
İmkansız, inanmıyorum yaşadığıma
Az yaklaşın dertleşelim diyecek oluyorum
Sanki biraz evvel siz değildiniz
Bakıyorum da ne yanımda ne uzaklarda
İçinizden birini bile göremiyorum
Ve işte o zaman sizleri değil
Neleri yitirdiğimi anlıyorum…
Ergun Evren (Varlık-1958)
****************************************************
Günün Olayı
At izinin it izine karışması gerçekten istenmiyorsa eğer, devleti yandaş olmayanlardan temizleme, muhalifleri sindirme girişimlerinden vazgeçmek, OHAL’i de uzatmama yolu tutulmalıdır…
Ali Sirmen
*********************************************************
Günün Biberi
“Kara propaganda” kavramının Cemaat savcılarının ürettiği metinlerde sözde suç isnadına dönüştüğü bir ülkede fikir özgürlüğünün varlığından söz edilemez…
Kadri Gürsel
**************************************************************
Hayatımız futbol
Futbolla yatıp kalkıyoruz ya, “Haldun Taner”in bu konuda acımasız bir yorumu vardı:
-Halk bizde maça neden gider biliyor musunuz?
“Kendi başına kalınca kafacığını işletemediğinden…”
Maçta önünde bir şeyler oluyor ya…
“Kendi içinde hiçbir şeyi ateşleyemediğinden…”
Neden gazetelerde bu kadar çok fıkra yazarı var?
“Halka çiğnenmiş hazır lokma görüşler hazırlayabilmek için…”
Maç da öyle…
Sokaktaki adam bir hafta öncesinden ona hazırlanır. Gelir görür… Bir hafta kadar da lafını eder…
“Dağarcığını on beş gün boyunca bunlarla doldurur…”
*******************************************************
Konfüçyüs’e göre yaşam
On beş yaşımda…
“Kalbimi öğrenmeye çalıştım…”
Otuzumda, “”Duruşumu belirledim…”
Kırkımda, “Kuşkularımdan kurtuldum…”
Elli yaşımda, “Gökyüzü katını anladım…”
Altmışımda, “Kulaklarım dış seslere tıkandı…”
Yetmiş yaşımda…
“Çizgiyi aşmadan yüreğimdeki arzuların peşinden gitmesini öğrendim…”