Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın Çalışan GazetecilerGünü nedeniyle düzenlediği yemek gerçekten tam bir basın havasında geçti
Yığınsal katılımın olduğu yemeğe belediye meclis üyeleri de katıldılar.
Yemekte basın emekçileri, gönüllerince eğlendiler ve de günlerinin tadına vardılar.
Başkan Ataç’ın yaptığı konuşma alkışlandı.
Ataç konuşmasında Tepebaşı’nda yapılan çalışmaları anlatırken ”Benim her zaman basın özgürlüğünden yana olduğumu herkes bilir. Bu ilkeye saygılı kişi ve kuruluşlarla el ve iş birliği yaparım ”dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Gazeteciler Cemiyeti olarak Ataç ve ekibine teşekkür ettik.
Belediye Başkan Yardımcısı Erdoğan Erdoğmuş’un yaptığı birbirinden güzel espriler geceye ayrı bir hava getirdi. Başkan Ahmet Ataç’ın yanı sıra, Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu da basın çalışanları ile sohbet ederek, sorunlarını dinledi.
--//--
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basına verdiği kahvaltıda aynı masayı paylaştık.
Roof Garden’daki kahvaltıda Basın Müdürü İsa Akgül dahil, başkan yardımcılarının görev aldıklarını gördüm.
İsa Akgül’ün daveti ile mikrofonun başına geçen Burhan Sakallı’nın ilk sözü, “Büyükerşen’e laf atmak oldu. ”
Ve dedi ki:
“Birileri tam üç saat konuşmuş. Ben de üç saat konuşursam kusura bakmayın.”
Sakallı’nın ilk sözü:
“ESOPYA”üzerine oldu.
Neden böyle yaptığını, yaptığı haritaya neden Kızılinler’i aldığını, neden uluslararası Altıntaş Havaalanı’nın bölgemize katkı sağlayacağını, Odunpazarı evlerinde “yaşlı kadına makyaj” yapılmadığını, Kızılinler işinde kendi projesinin daha önce onaylandığını uzun uzun anlatınca söz alıp dedim ki:
“Eskişehir basını olarak biz Kızılinler’e Eskişehir için bütün olarak baktık. Ben bugünkü yazımda bunu yazdım ve siyasiler bu işi sağa sola çekmesinler dedim. Bakın Ahmet Ataç yaptığı açıklamada, Kızılinler konusunda emeği geçen herkese. AKP’li, CHP’li ve MHP’li milletvekillerine teşekkür etti. Sizin de böyle demeniz, bu güzel olayı politik malzeme yapanlara engel olmanız gerekir”
Teşekkür eden Sakallı şöyle yanıt verdi:
“Benim Sayın Ataç’a lafım yok. Kendisi ile aynı görüşteyim. Benim eleştirim Büyükerşen Hocama yanlış bilgi verenleredir. Ütopya ile ESOPYA’yı karıştıranlaradır.”
. --//--
Evet, Çalışan Gazeteciler Günü’nde de dolu dolu kentsel sorunları yaşadık.
Gün biz basın emekçilerinindi.
Ama gördünüz günümüzde bile, politikacılar kendilerini dinletmeyi başardılar.
Günlerin getirdiği
-Prof. Dr. Nabi Hoca aradı—
Daha önceki yıllarda Osmangazi ve Anadolu Üniversitelerinde Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle, değişik etkinlikler yapılır, bu etkinliklerde konuşmalar olur, basın üzerine söyleşiler düzenlenirdi. Ne gariptir ki, Osmangazi ve Anadolu Üniversitelerimizde iletişim fakülteleri olduğu halde hiç birinden ses çıkmadı. İki üniversitemizin iletişim bölümlerinde çalışanları arasında tanıdıklarımız da var. Dahası stajlarını yanımızda yapanlar bulunmakta. Şimdi hepsi yetişkin birer akademisyen oldu. Acaba diyorum, iletişimi salt kitaptan okumak mı sanıyorlar? Bıraktık ülkemizde yaşananları, yandaşlığı, Candaşlığı, işten çıkarılanları, basın özgürlüğü üzerine yapılan yorumları, yazdığından ve haberinden dolayı hapis yatan gazetecileri... Hiç olmazsa yaşadıkları Eskişehir’de neler olup bittiğini fark etmiyorlar mı?
Çok merak ediyorum doğrusu. Osmangazi İletişim Fakültesi hocaları merak etmedilerse, öğrenciler de mi “Çalışan Gazeteciler Günü neymiş, böyle denmiş?” diye sormadılar kimseye? Aynı yorumu Anadolu Üniversitesi için de yapıyorum.
Her neyse… AKP’nin Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı arayarak “Çalışan Gazeteciler Günü’nünüz kutlu olsun. Nice sağlıklı günler diliyorum” dedi. Teşekkürler Sayın Avcı. Aynı duygularla saygılar sunuyorum.
--İsa Akgül bıraktıktan sonra—
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile 2 Eylül gazetesinde bir ara birlikte çalışmıştık. Aradan yaklaşık 11 yıl geçti. Sakallı sigara içmez. Bana dedi ki “Şu sigarayı bırak. Bıraktığın gün git Sarar’dan bir takım elbise giyin. Hesabı benden.” O günden bu yana ben sigarayı bırakmadım. Ama Burhan Sakallı sözünü unutmadı. Nerede karşılaşsak hemen sorar ”Sarar’a gitmiyor musun? ”
Önceki gün çalışan gazeteciler için verdiği sabah kahvaltısında yan yana oturduğumuzda gene sordu: “Sigarayı bıraktıysan Sarar’a git beğendiğin elbiseyi al.” Bırakmadığımı söylediğimde şöyle konuştu: “İsa Akgül bırak. Sen bırakamıyorsun. Ben iki bin yıllarında günde üç paket sigara içerdim. Ama bıraktım. İstersen sen de bırakırsın.”
Doğru gerçekten. İsa Akgül ağzından sigara düşürmezdi. Şimdi yanından geçmiyor. Ne diyelim, darısı bizim başımıza.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...