Anadolu’daki formunu arattırıyor
Gözünü şimdide Düzce’ye çevirdi
Berkay 1 yıl sonra ayak basacak
Yiğit Cumalı “Takımıma güveniyorum”
Kayacan antrenör olarak rakip olacak
Kredi notu nasıl yükseltilir? 9 adımda kredi puanı…
Futbol dünyasını şok eden cinayet! Eskişehirspor'd…
Eskişehir'deki yasadışı göçmenlere operasyon: 44 k…
Eskişehir'de mont fiyatları cep yakıyor...
Eskişehir'deki dar sokaklar yayalara zorluk çıkarı…
Afyonkarahisar Valiliği’nden önemli hava durumu uy…
Eskişehir esnafından sokak hayvanları için örnek d…
Antibiyotiklerin yanlış kullanımı felakete yol aça…
Eskişehir'de çaresizlik uzun kuyruk oluşturdu...
Eskişehir'de Kasım indirimleri hız kesmeden devam …
Eskişehir'in merkezindeki o sorun tepki çekti
Yarbay Alkan için
Önder Baloğlu yazdı
22 Ekim 2015
00:00
A
a
Halen yerinde olan Astsubay Orduevi’nde bir dostun düğünüydü…
“Çiçek Pasajı”nda iki tek atalım dedik…
Daha birini yudumlarken yeğenlerden biri geldi yanımıza:
“Çabuk gel dayı, seni çağırıyorlar!”
Hemen gittik… Kız tarafından bir yaşlı davetliyi salona sokmamışlar…
Neden?
“Adam sakallıymış…”
Nöbetçi subayı bulduk ve rica ettik…
“Mümkün değil” dedi:
“Arka tarafta berberimiz var. Para da alınmıyor…
Kestirsin sakalını girsin içeri…”
Öyle yaptık…
“Sakal kesildi ve salona alındı…”
***
Bügün artık böyle mi?
Genelkurmay’ın, daha doğrusu zamanın Başbakan’ı Erdoğan’ın talimatıyla Orduevleri sakala açıldı…
“cübbe giyen bile var!...”
***
İşte o “ sakal” sevdasında ne hallere geldik?
Şehidimiz Yüzbaşı “Ali Alkan”ın cenazesinde
Kardeşinin tabuta kapanarak isyan eden
“Yarbay Mehmet Alkan”a açılan soruşturma
Sonuçlanmış ve Jandarma Genel Komutanlığı “Uyarı” cezası vermiş…
Açılımı nedir?
“İnsani duygularını unutacaksın!”
Yarbay’ın gencecik kardeşi şehit olmuş, insan dünyayı yıkar…
Bunun “askeri disiplinle” ne ilgisi var?
***
Bu soruya nasıl yanıt verirsiniz, bilemeyiz ama
bize göre var…
Kuşkumuz da var, bu gidişle!...
Düne kadar “düğün” için “orduevi”ne bile
Adam sokmuyorlardı…
“İster misiniz, sakal da bıraktırsınlar!”
Espri tabii…
“Sakalımız yok ki, inansınlar!”
///////////////////////////////////////////////////////////////
Bu “Yılmaz” da çok oluyor!
Yanlış anlaşılmasın, başlık “Büyükerşen”e değil, adaşı Yılmaz Özdil” için…
Biz kendi kendimize yasakladık!
“Büyükerşen’in adını bile anmıyoruz!”
Ama dışarıdakiler “tüy dikiyor” artık…
Neymiş?
Bakın daha neler diyor “Yılmaz Özdil” :
Eskişehir’in çocukları… Atatürk aydınlanmasının
ne anlama geldiğini, uygulamalı olarak, yaşayarak görüyor.
Aynı zamanda…
“Örgütlü cehalet yönetirse, toplumun başına neler
gelebildiğini de, yaşayarak görüyor!”
Mesleki kariyerimi ortaya koyarak, iddia ediyorum.
Eskişehir’de bugüne değin…
“Yarına şahit oluyoruz.”
En geç önümüzdeki 10-15 sene içinde, Türkiye’nin
geleceğine damga vuracak insanlar, bu donanımlı
çocukların arasından, Eskişehir’den çıkacak.
Yazın bişr kenara…
“Siyasette, Sanatta, Bilimde,Sanayide,
hayatımıza yön verecek insanlar, bu çocuklar
arasından yetişecek…”
***
Teşekkürler sevgili Özdil…
Bunların üç-beş satırını biz yazsak, damga vurulurdu
hemen…
“N’olacak, Büyükerşen’ci değil mi!”
////////////////////////////////////////////////////////
“Ne salak adammışsın!”
Adamın biri memleketinden
İstanbul’a gelip bir kuşçu dükkanından papağan almak istemiş.
Arayıp, bakıp seçmiş ama fiyatını öğrenince vazgeçmiş. Aynı anda papağan seslenmiş:
“Ne salakmışsın be adam!”
Dükkan sahibi de, “Sana bir iyilik yapayım, bu papağanın üç yumurtasını vereyim” demiş.
Adama kabul etmiş ve memleketine dönmüş…
Gün gelmiş, yumurtalar ardı arkasına çıkmaya
başlamış.
“Birinden karga, birinden serçe, birinden
muhabbet kuşu çıkmış…”
Bunu gören adam soluğu İstanbul’da ve kuşçu
dükkanında almış.
Daha kapıdan girerken, papağan atılmış:
“Bizim salak geldi yine…”
Adam da aynı hızla patlamış:
“Benim salak olduğumu bir sen biliyorsun ama,
senin fahişe olduğunu bizim köyde herkes biliyor!”
////////////////////////////////////////////////
Kaldırım kafesinde
İngiliz turist Roma’ya gezmeye gelmiş.
Kaldırım kafelerinden birine otururken,
kendisine gülümseyerek bakan güzel bir kız görmüş…
“Selam” demiş; İngilizce biliyor musun?”
“Çat-pat var işte” demiş kız…
-Ne kadar?
“50 dolar…”
//////////////////////////////////
Kolsuz Yaşar’dan
Önüne gelen, “Yoksa sen de mi siyah-beyaz günlere
dönmek istiyorsun?” diye soruyor abi…
“Gökkuşağı mıyım neyim?”
////////////////////////////////////////
CUK
“Sokağa düşme yaşı 5’e inmiş…
AKP, “Bunu da düşürdüm” diye övünür…
Özdeyiş
Güzelliğin geçici olması, geçersiz
olduğunu göstermez…
Y. Güngör Özden
Günün Sözü
Kimse unutmasın ki…
Doruğa çıkacak her ne varsa, dipten başlar.
Publius Syrus
Gerilim
AKP’nin “Stratejik Derinlik” politikası
Türkiye’yi AB için, “Tamponluğa, Sınır bekçiliğine”
indirgemiştir!
Vatana millete hayırlı olsun!
Emre Kongar
///////////////////////////////////////////////////
Günün Olayı
“ Sandık diktatörlüğü” modeli, içerden ve
dışarıdan ne denli desteklenirse desteklensin,
Türkiye’deki “Demokrasi cephesi” öyle
kolay kolay teslim olmayacak gibi görünüyor…
////////////////////////////////////////////////////
Günün Biberi
AKP, kendisinden önceki koalisyon
dönemini mercek altına alacakmış.
İşte “Ecevit”in niye “Milyon dolarlık makam
araçları” yerine yerli otomobile bindiğini
araştırmakla başlasınlar…
//////////////////////////////////////////////////
Günün Şiiri
Burdan öte
Burdan öte sabahlar başlayacak
Burdan öte mevrozinler gripinler
Tentürdiyot şişeleri
Kuştüyü yastıklar çekmez ağrımızı
Topraklar hoş görür üstelik
Durun gelenler var
Irmaklarca sularca güneşlerce
Burdan öte yedi renkli güneşler
Dev bulutlar binlerce yıl öncesi
Yıldız kümeleri kaya parçaları
Burdan öte kara kalem
Resimler uzar Van Gogh’tan beri…
A. Rıza Ergüven ( Varlık- 1959)
////////////////////////////
Dingo’nun ahırı
Çok sık kullandığımız bu sözcük nereden gelir?
-İstanbul’da ulaşım için atlı tramvayların
kullanıldığı yıllarda, iki at ile çekilen tramvaylara,
dik “Şişhane” yokuşunu çıkabilmesi için fazladan atlar
koşulurdu…
Azapkayı’da tramvaya eklenen takviye atlar,
Taksim’de “Dingo” adlı bir Rum vatandaş tarafından
işletilen ahırda dinlendirilir, sonra tekrar
Azapkayı’ya götürülerdi. Gün içinde sürekli atların
girip çıktığı ahırın bu durum dolayısıyla, girenin
çıkanın belli olmadığı, ya da her önüne gelenin girip
çıktığı yerler olmuştu…
“Dingo’nun ahırı” deyimi buradan geliyor…
/////////////////////////////
Herkesin bir işi vardır
Bir Rus atasözü:
- Hiç kimse işsiz değil, fakat kimse çalışmıyor, yine de herkese ücret ödeniyor.
- - Herkese ücret ödeniyor ama, satın alınacak bir şey yok, herkesin ihtiyacı karşılanıyor. Herkes şikayet ediyor ama, ne zman oy kullanma zamanı gelse, herkes”evet” diyor…
***
“Rusya’da çalışmayana para verirler mi?”
Ve de iki satırı eksik kalmış:
-Seçimlerde herkes bir yerlere oy veriyor ama,
seçimden sonra kimse “verdim” demiyor!
“Çiçek Pasajı”nda iki tek atalım dedik…
Daha birini yudumlarken yeğenlerden biri geldi yanımıza:
“Çabuk gel dayı, seni çağırıyorlar!”
Hemen gittik… Kız tarafından bir yaşlı davetliyi salona sokmamışlar…
Neden?
“Adam sakallıymış…”
Nöbetçi subayı bulduk ve rica ettik…
“Mümkün değil” dedi:
“Arka tarafta berberimiz var. Para da alınmıyor…
Kestirsin sakalını girsin içeri…”
Öyle yaptık…
“Sakal kesildi ve salona alındı…”
***
Bügün artık böyle mi?
Genelkurmay’ın, daha doğrusu zamanın Başbakan’ı Erdoğan’ın talimatıyla Orduevleri sakala açıldı…
“cübbe giyen bile var!...”
***
İşte o “ sakal” sevdasında ne hallere geldik?
Şehidimiz Yüzbaşı “Ali Alkan”ın cenazesinde
Kardeşinin tabuta kapanarak isyan eden
“Yarbay Mehmet Alkan”a açılan soruşturma
Sonuçlanmış ve Jandarma Genel Komutanlığı “Uyarı” cezası vermiş…
Açılımı nedir?
“İnsani duygularını unutacaksın!”
Yarbay’ın gencecik kardeşi şehit olmuş, insan dünyayı yıkar…
Bunun “askeri disiplinle” ne ilgisi var?
***
Bu soruya nasıl yanıt verirsiniz, bilemeyiz ama
bize göre var…
Kuşkumuz da var, bu gidişle!...
Düne kadar “düğün” için “orduevi”ne bile
Adam sokmuyorlardı…
“İster misiniz, sakal da bıraktırsınlar!”
Espri tabii…
“Sakalımız yok ki, inansınlar!”
///////////////////////////////////////////////////////////////
Bu “Yılmaz” da çok oluyor!
Yanlış anlaşılmasın, başlık “Büyükerşen”e değil, adaşı Yılmaz Özdil” için…
Biz kendi kendimize yasakladık!
“Büyükerşen’in adını bile anmıyoruz!”
Ama dışarıdakiler “tüy dikiyor” artık…
Neymiş?
Bakın daha neler diyor “Yılmaz Özdil” :
Eskişehir’in çocukları… Atatürk aydınlanmasının
ne anlama geldiğini, uygulamalı olarak, yaşayarak görüyor.
Aynı zamanda…
“Örgütlü cehalet yönetirse, toplumun başına neler
gelebildiğini de, yaşayarak görüyor!”
Mesleki kariyerimi ortaya koyarak, iddia ediyorum.
Eskişehir’de bugüne değin…
“Yarına şahit oluyoruz.”
En geç önümüzdeki 10-15 sene içinde, Türkiye’nin
geleceğine damga vuracak insanlar, bu donanımlı
çocukların arasından, Eskişehir’den çıkacak.
Yazın bişr kenara…
“Siyasette, Sanatta, Bilimde,Sanayide,
hayatımıza yön verecek insanlar, bu çocuklar
arasından yetişecek…”
***
Teşekkürler sevgili Özdil…
Bunların üç-beş satırını biz yazsak, damga vurulurdu
hemen…
“N’olacak, Büyükerşen’ci değil mi!”
////////////////////////////////////////////////////////
“Ne salak adammışsın!”
Adamın biri memleketinden
İstanbul’a gelip bir kuşçu dükkanından papağan almak istemiş.
Arayıp, bakıp seçmiş ama fiyatını öğrenince vazgeçmiş. Aynı anda papağan seslenmiş:
“Ne salakmışsın be adam!”
Dükkan sahibi de, “Sana bir iyilik yapayım, bu papağanın üç yumurtasını vereyim” demiş.
Adama kabul etmiş ve memleketine dönmüş…
Gün gelmiş, yumurtalar ardı arkasına çıkmaya
başlamış.
“Birinden karga, birinden serçe, birinden
muhabbet kuşu çıkmış…”
Bunu gören adam soluğu İstanbul’da ve kuşçu
dükkanında almış.
Daha kapıdan girerken, papağan atılmış:
“Bizim salak geldi yine…”
Adam da aynı hızla patlamış:
“Benim salak olduğumu bir sen biliyorsun ama,
senin fahişe olduğunu bizim köyde herkes biliyor!”
////////////////////////////////////////////////
Kaldırım kafesinde
İngiliz turist Roma’ya gezmeye gelmiş.
Kaldırım kafelerinden birine otururken,
kendisine gülümseyerek bakan güzel bir kız görmüş…
“Selam” demiş; İngilizce biliyor musun?”
“Çat-pat var işte” demiş kız…
-Ne kadar?
“50 dolar…”
//////////////////////////////////
Kolsuz Yaşar’dan
Önüne gelen, “Yoksa sen de mi siyah-beyaz günlere
dönmek istiyorsun?” diye soruyor abi…
“Gökkuşağı mıyım neyim?”
////////////////////////////////////////
CUK
“Sokağa düşme yaşı 5’e inmiş…
AKP, “Bunu da düşürdüm” diye övünür…
Özdeyiş
Güzelliğin geçici olması, geçersiz
olduğunu göstermez…
Y. Güngör Özden
Günün Sözü
Kimse unutmasın ki…
Doruğa çıkacak her ne varsa, dipten başlar.
Publius Syrus
Gerilim
AKP’nin “Stratejik Derinlik” politikası
Türkiye’yi AB için, “Tamponluğa, Sınır bekçiliğine”
indirgemiştir!
Vatana millete hayırlı olsun!
Emre Kongar
///////////////////////////////////////////////////
Günün Olayı
“ Sandık diktatörlüğü” modeli, içerden ve
dışarıdan ne denli desteklenirse desteklensin,
Türkiye’deki “Demokrasi cephesi” öyle
kolay kolay teslim olmayacak gibi görünüyor…
////////////////////////////////////////////////////
Günün Biberi
AKP, kendisinden önceki koalisyon
dönemini mercek altına alacakmış.
İşte “Ecevit”in niye “Milyon dolarlık makam
araçları” yerine yerli otomobile bindiğini
araştırmakla başlasınlar…
//////////////////////////////////////////////////
Günün Şiiri
Burdan öte
Burdan öte sabahlar başlayacak
Burdan öte mevrozinler gripinler
Tentürdiyot şişeleri
Kuştüyü yastıklar çekmez ağrımızı
Topraklar hoş görür üstelik
Durun gelenler var
Irmaklarca sularca güneşlerce
Burdan öte yedi renkli güneşler
Dev bulutlar binlerce yıl öncesi
Yıldız kümeleri kaya parçaları
Burdan öte kara kalem
Resimler uzar Van Gogh’tan beri…
A. Rıza Ergüven ( Varlık- 1959)
////////////////////////////
Dingo’nun ahırı
Çok sık kullandığımız bu sözcük nereden gelir?
-İstanbul’da ulaşım için atlı tramvayların
kullanıldığı yıllarda, iki at ile çekilen tramvaylara,
dik “Şişhane” yokuşunu çıkabilmesi için fazladan atlar
koşulurdu…
Azapkayı’da tramvaya eklenen takviye atlar,
Taksim’de “Dingo” adlı bir Rum vatandaş tarafından
işletilen ahırda dinlendirilir, sonra tekrar
Azapkayı’ya götürülerdi. Gün içinde sürekli atların
girip çıktığı ahırın bu durum dolayısıyla, girenin
çıkanın belli olmadığı, ya da her önüne gelenin girip
çıktığı yerler olmuştu…
“Dingo’nun ahırı” deyimi buradan geliyor…
/////////////////////////////
Herkesin bir işi vardır
Bir Rus atasözü:
- Hiç kimse işsiz değil, fakat kimse çalışmıyor, yine de herkese ücret ödeniyor.
- - Herkese ücret ödeniyor ama, satın alınacak bir şey yok, herkesin ihtiyacı karşılanıyor. Herkes şikayet ediyor ama, ne zman oy kullanma zamanı gelse, herkes”evet” diyor…
***
“Rusya’da çalışmayana para verirler mi?”
Ve de iki satırı eksik kalmış:
-Seçimlerde herkes bir yerlere oy veriyor ama,
seçimden sonra kimse “verdim” demiyor!
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Et ithalatından utanmalıyız
Kerem Akyıl
-
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Ali Baş
-
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Tarkan Demir
-
Çocuklarımızı koruyalım!
Seval Erci
-
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Ahmet D. Canoruç
-
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
Kaan Özcan
-
At hırsızı
Rifat V. Halas
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
Et ithalatından utanmalıyız
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Çocuklarımızı koruyalım!
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
At hırsızı
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! 
