Yapıcı ve Ünlü olmak!

Önder Baloğlu yazdı

9 Mayıs 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Çoğumuz biliriz ki, sözcükler arasında da akrabalık vardır...
Örnek mi?
"Kabadayı ile külhanbeyi..."
İkisi de birbirinin "dayı"sı olabilir.
"Külhanbeyi", biraz ters gelir!
"Ağzı bozuk, sinirli, sürekli hava atan..."
Kendinden küçük ya da güçsüzlere posta koyan... Zoru gördüğü zaman da..
"Arkasına bakmadan kaçan!"
…….
"Kabadayı" bir başka...
Çalıp-çırpmayan biri, "Eşkıya" ile ölçüt...
Mahallenin gayriresmi bekçisi gibi...
"Kabadayı artık yok!
Ama ortalık…
"Sallasan külhanbeyi!"
…….
İki akraba kelime daha:
"Akılcılık ve kurnazlık..."
Akılcılık, "En sağlıklı kararı alabilme" yeteneğidir...
Kurnazlık ise, kişisel çıkar sağlayabilmek için karşısındakini dolandırmaya çalışmaktır...
Asıl "gerçeği" maskeleyip, "maskeyi" gerçeğin ta kendisiymiş gibi göstermektir...
Boşuna demezler:
"Kurnazı severim ama, benden kurnaz olmazsa!"
…….
Değerli dost "Orhan Kesikoğlu"nun, iki yıl önce iki önemli politikacı için söyledikleri için girdik konuya...
"Ahmet Yapıcı, adı gibi yapıcıdır, doğru olanın peşinde koşar..."
Ya diğeri?
"AKP'nin İl Başkanı Dündar Ünlü, adı gibi ünlüdür ama, hava atmayı sevmez..."
Görüyorsunuz, isimlerde bile akrabalık var...
"Külhanbeyi" ve her ne kadar çok olsa da "kurnazlar" pek sevilmiyor artık!
"Akılcılar tutuluyor..."
"Atatürk Stadı"nın adından başlayıp süre gelen son tartışmalar düşündürüyor insanı!..
"Kesikoğlu" pek yanılmaz ama...
Biraz "akılcılık" gerekmez mi?
“Yapıcı olursa, Ünlü de olur!...”
***********************************
İyi ki varsınız Dilek Hanımlar
Yassıada Mahkemeleri devam ediyor...
Ortalıkta bir sessizlik var ama kenarda köşede öyle değil!
Örneğin Eskişehir'deki bir evde...
Duayen politikacı ve sinemacı "Ethem Arda"nın kayınpederinin evinde...
Bir tartışmadır ki, sürüp gidiyor...
"Asamazlar..."'
 - Cesaret edemezler!
"Menderes gibi adamın sonu böyle olur mu?"
Öyle kolay değil..
"Sıkıysa assınlar!.."
Derken, Ethem abinin kayınvalidesi erkekler arasındaki bu hararetli tartışmayı kesiyor:
"Burada atıp tutmayın!"
- Eğer yüreğiniz varsa...
"Asamazsınız diye, gidip Köprübaşı’nda bağırın da göreyim..."
Ethem abi, bu unutulmaz anısını dile getirirken,
"Kadınlar her zaman daha cesur ve yüreklidir" demişti...
Çok da örneklerini gördük...
Bu olayı da "Can Dündar"a yapılan silahlı saldırıdan anımsadık...
Fotoğrafa bakın...
"Can Dündar nerdee?"
"Eşi Dilek Hanım nerde?"
Yapışmış eli silahlı saldırganın yakasına…
3. kez ateş etmesini nasıl engelliyor...
Can Dündar da, kendisine kalkan olmuş muhabirin ardından eşini izliyor...
"Kim bilir o anda neler hissediyor?"
Ethem abi, sözlerini "Birimiz çıkamadık sokağa!" diyerek şöyle bitirmişti:
"Ama salıversek kayınvalide çıkıp bağıracaktı Köprübaşı’nda..."
 ****************************
Günün Şiiri
Ateş böcekleri
Çağlayanlarıyla
Uzak denizlere nasıl dokunuyorsa dağ
Ben de öyle şarkımla dokunuyorum Tanrı'ya
Kelebekler ayları değil, anları sayar
Tükenmez zaman okyanusunda
Bırak güneş ışığı gibi sevgim sarsın seni
Ama gene de esirgeme benden aydın özgürlüğü
Çünkü ancak seven bilir sevildiğini
Toprağın tutsaklığından kurtulmak asla
Özgürlük olamaz ağaca
Sevmekle öderim sana sonsuz borcumu
Bilerek ve anlayarak ne olduğunu...
                                                   Rabindranath Tagore (Varlık-1966)
 ***********************************
Günün Sorusu
Kemal Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'na hakkımızı helal ediyoruz" dedi...
Kimler adına, ne hakla?
                                                                                     Akif Kökçe
**************************************
Kıssa-dan
Yeni gelecek başbakan kendini şu koşullara göre hazırlıyor olmalı:
- Düşük profilli, görünmeyen adam...
"Görünmeden gelecek, görünmeden gidecek..."
**************************************
Günün Balı
Medyamız Davutoğlu'nun gidiş şeklini üç gruba ayırdı:
"Postmodern Darbe"
“Dostmodern darbe"
"Höstmodern darbe!.."
**************************************
Gerilim
Davutoğlu, "Erdoğan"ın başkanlık koşusuna tempoyu belirleme yolunda, tıpkı bir "tavşan atlet" gibi katkıda bulunup görevini yaptı...
                                                             Tayfun Atay
 
***************************************
Günün Sözü
Bir toplumun "uygarlık" derecesi, öncelikle "kadınların" toplumsal yaşamda işgal ettiği "yer" ile ölçülür...
                                                                                                      J. Chirac
***************************************
Günün İncisi
Savaşan kaybedebilir, savaşmayan ise çoktan kaybetmiştir...
********************************************
Özdeyiş
Her sanatçı yarattığı eserinde yaşar, hatta ölümünden sonra bile...
*********************************************
Cuk
Yüzsüzlük listesine girememek kadar büyük "yüssüzlük" olamaz!
                                                                                         Balthör
 *********************************************
Amerikalı'sınız değil mi?
İşine yetişmek zorunda olan adam soluk soluğa trene binmiş. Kompartımana gidince bakmış ki tren dolu. Yalnız çirkin ve aksi görünüşlü bir kadının yanındaki koltukta küçük köpek oturuyormuş. Adam köpeği yana çekip oturmaya çalışırken kadın çıkışmış:
"Mösyö; köpeğimi rahatsız etme!"
Adam, "Trene yetişmek için çok koştum, yorgunum" dese de kadın oralı  bile olmamış...
Adam da bakmış olacak iş değil, köpeği açık pencereden dışarı atıp yerine oturmuş...
Kadın feryat ederken, karşı sırada oturan ve gazetesini okumakta olan bir İngiliz adama "Siz  Amerikalı'sınız değil mi?" diye sormuş...
"Evet" yanıtını alınca da "belli" demiş:
-Yolun solundan gidilmesi gerekirken sağından gidersiniz. Viskiye buz konmazken buzla doldurursunuz. Her şeyin tersini yaparsınız. Tıpkı burada da olduğu gibi...
"Şu mendebur kadını atmak varken zavallı kabahatsiz köpeği attınız..."
****************************************
 
“Köpek değil o!"
Delinin biri ip bağladığı diş fırçasına "köpeğim" diyor ve sürüklüyormuş. Gören doktor "köpeğin nasıl?" diye sorunca da, “Köpek değil o!" demiş:
"Görüyorsun, diş fırçası..."
Doktor, kendi kendine "Bizim hasta iyileşiyor galiba" derken, bunu duyan deli mırıldanmış:
"Sonunda yutturduk be!.."
******************************************
Saray darbesi
Başbakan "Ahmet Davutoğlu"nun en büyük hatası bize göre, "Erdoğan"ın "emanet"! kendisine devrederken, "Emanetçi başbakan istemiyorum" sözünü ciddiye alması oldu.
Bundan sonra da bu ayrılık Beştepe tarafından "Görüyorsunuz iki başlılık olmuyor" şeklinde bir izahla kullanılabilir.
Davutoğlu'nun yerine kim gelirse gelsin, Beştepe’ye daha bağlı bir isim olacaktır. Büyük bir olasılıkla da...
"Gelen gideni aratacaktır..."
Davutoğlu'nun gitmesinin iyi yanı mı?
Türkiye'yi Suriye batağına saplayan politikaların iki mimarından biri olan Davutoğlu’nun gitmesi, Türkiye'nin daha sağduyulu politikalara yönelmesini sağlarsa ülkenin kazancı bu olur...
 
*****************************************
Günün Olayı
Erdoğan'ın Ahmet Davutoğlu'na yaptığını "Ahmet Necdet Sezer" Erdoğan'a yapsaydı yine demokrasi mi denecekti?
                                                                                                        Akif Kökçe
*******************************************
Günün Biberi
Ülkenin gündemini "ülkenin sorunları" yerine "iktidarın sorunlarının" işgal ettiği ülke Osmanlı gibi çökmeye adaydır…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi