Dilimizde argo olarak “dalkavukluk” anlamına geldiği için pek sevilmeyen “yağdanlık” kelimesi; ister yemeklik, isterse makine ve araçları yağlamak için yağ doldurulan kaplara verilen isimdir. Ama artık bu kelimeyi, argo anlamından ayrı tutarak, günlük yaşamımızda daha fazla ve olumlu anlamda kullanmamızın zamanı geldi. Madem ki; medeni bir toplumun üyeleri olduğumuzu düşünüyoruz, medeniyetin en önemli göstergelerinden olan çevreye ve doğaya saygıda da, bu özelliğimizi kanıtlamalıyız. Nasıl mı? Çok basit. Evimiz de iki ayrı yağdanlık bulundurarak.
Bunlardan birisini, kızartmalık taze bitkisel yağlarımızı koyduğumuz, diğeri ise kızartma sonrası lavabolara döktüğümüz atık yağların konulduğu yağdanlıklardan oluşacaktır ( bir pet ya da cam şişe de olabilir). Daha sonra atık yağ için seçilen yağdanlık belirli bir miktara ulaştığında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayladığı, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerince yetkilendirilen firmalara verilmek üzere, toplama noktalarına teslim edilmelidir. Toplanan atık yağlar, firmalar tarafından biyo-dizel olarak işlenerek akaryakıta dönüştürülmektedir. Bu uygulamayla, hem petrol için milyonlarca dolar harcayan ülkemiz ekonomisine katkı sağlanırke hem de çevrenin ve tatlı su kaynaklarımızın korunması sağlanmaktadır.
Peki, bu amaç için biriktirdiğimiz atık yağlarımızı nereye ve nasıl teslim edebiliriz? “Keşke biriktirdiğimiz atık yağları, kapınıza kadar gelip alabilecek bir organizasyon yapılabilseydi” dediğinizi duyar gibiyim. Anacak zaman içinde bu aşamaya da gelineceğini düşünüyorum. Şimdilik bizler, bu aşamada duyarlılığımızı hele bir gösterelim. Bunu için mahallenizin bağlı bulunduğu belediyenin internet sitesinden ya da telefonla bilgi alarak, size en yakın atık yağ toplama noktasının yerini öğrenebilirsiniz. Böylelikle bitkisel atık yağlarını biriktiren vatandaşlar, kendilerine en yakın muhtarlıklarda, belde evlerinde, okullarda, camilerde ve çeşitli alanlarda oluşturulan toplama noktalarına bitkisel atık yağlarını teslim edebilirler.
Eğer bunlarla kim uğraşacak diyorsanız? Ne gibi sorunlara neden olduklarına birlikte kısaca bir göz atalım. Bir litre atık yağ, bir milyon litre suyu kirlenmesine neden olurken, denizlere, göllere ve akarsulara kadar ulaşarak; başta balıklar olmak üzere diğer tüm canlılar üzerinde büyük tahribata neden olmaktadır. Bedelini şebeke suyu yükleme ücreti içinde peşin olarak ödediğimiz evsel atık su kirliliği miktarının yaklaşık % 25’ lik kısmını da, lavabolara döktüğümüz bu atık yağlar oluşturmaktadır. Ayrıca, bir süre sonra kanalizasyon sistemlerinde donarak hem boruların tıkanmasına hem de atık su arıtma tesislerine zarar verilmektedir. Tüm bu çevresel etkilerinin yanında oluşan yüklü ekonomik maliyetlerde sonuçta yine vatandaşlara yansımaktadır. Bu konuda yapılan etkinliklere hemşerilerimizin katkısı şimdilik yeterli olmasa da bir miktar yol alınmış gibi görülüyor. “Ekolojik Yaşam Kültürü ve Eskişehir” başlıklı yazımda da ifade ettiğim gibi, bu konuda da Eskişehir halkının örnek