Ya sen ne biçim polissin?

Şinasi Kula yazdı

7 Mart 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Tanıdığım ve mesleğine âşık bir emniyet görevlisidir kendisi.
Öyle aklı bir karış havada yurdum insanlarından çok farklı bir kişilik.
Gerçekten de insani karakter anlamında da, ülkesine-devletine sadakat anlamında harika bir örnek. Hani adam gibi adam diye tanımlanan türlerden. Yasaları, kuralları iyi bilen bir emniyetçi. Yine bu devletin olmazsa olmazlarından, adalet dağıtanlarından olan bir yargı mensubu ile aralarında geçen konuşmayı paylaşmak istiyorum öncelikle siz saygın okurlarımızla…
                                                   ***
Geçen gün akşam trafiğin yoğun olduğu bir bulvarda yol uygulaması yapıyoruz. Üç araç durdurdum; ilk araçtan kimlikleri aldıktan sonra ikinci araca yöneldim, araçta genç bir arkadaş var kimlik ehliyet ve ruhsatını rica ettim;
-Ben hâkimim aracımda arama yapamazsınız biliyorsunuz değil mi?
-Aracınızda arama yapmayacağım zaten, kimlik sorgusu yapacağım.
-Ama hâkim olduğumu söylüyorum, kimliğimi gösterdim, neden ısrar ediyorsun?
-Sizin kariyeriniz beni ilgilendirmiyor, burada uygulama yapıyoruz lütfen görevimi engellemeyin.
-Ya sen ne biçim polissin, bir hâkim karşısında nasıl konuşuyorsun?
-İşimi yapıyorum lütfen nüfus cüzdanınız ve ruhsatınızı verin.
-Yahu ben hâkimim evim şurası, şu camide namaz kılmaya gidiyorum senin yüzünden namaza geç kaldım.
-“Siz ne olursanız olun beni ilgilendirmiyor, üstelik ülkede OHAL kanunu devrede, onun için benim işimi zorlaştırmayın. Yatsı namazının sabaha kadar vakti var neden geç kalasınız?” dedim ve kimliğini sorguladım temiz çıktı. Teşekkür edip gönderdim ama hâkim bey pek memnun kalmadı…
                                                     ***
Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu gerçek ışığında bu iki meslek gurubu da zor meslekler kategorisinde biliyoruz ki. İşlerinin ne denli önemli ve bir o kadar da riskli olduğunun farkındayız. Birisi bizim polisimiz; o olmazsa canımızın, malımızın, huzurumuzun garantisi de olmaz. Diğeri de adalet dağıtanımız,o da en az polisimiz kadar değerli. Zaman oluyor bu iki mesleğin mensupları da ailelerine dahi vakit ayıramayacak yoğunlukta görev ifa ediyorlar. Kafaların içi meşgul, kimi zaman yürekleri sıkıntılı, stresli bir ruh hali içerisinde en iyisini yapmanın telaşı içindeler. Yirmi beş yılını öğretmen olarak Milli Eğitim çatısı altında dolu dolu yaşamış bir eğitimci olarak benim mesleğimin de riskli olduğunu hep savundum. Ama bu iki mesleğin yanında çok daha rahatız, bu gerçeği de söylemek durumundayım…
Bir de günümüz koşullarını ele alınız. Böyle bir dönemde yani insanların ayrıştırılmaya, başkalaştırılmaya, ötekileştirilmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz. Fetö-Işid-Pkk ve uzantılarının (Amerikan taşeronlarının) yurdumuzu bölmek adına her türlü şerri yapmaktan geri kalmadığı süreçten geçiyoruz. İşte özellikle bundan dolayı çok daha birleştirici, çok daha mütevazı, çok daha yardımlaşmacı olmalıyız. Ülkesinin birliğini ve dirliğini isteyen yurttaşlar olarak, birbirimizin işini kolaylaştırmak adına elimizden geleni yapmalıyız. Kendimizi üstün bir sınıf olarak görmek yerine yaratanın eşit kullarından sayıp karşımızdakine sevgi katsayımızı artırmalıyız. Şu empatiyi kurar mıyız lütfen? Düşünün ki şer güçlere hizmet eden profesyonel eller böyle bir arama (kontrol) sırasında “ben dokunulmazım” gerekçesi ile arama yapılmasını engelleyerek kontrol noktasından elini kolunu sallayarak geçsin. Yaşanacak vahametten sonra amirleri-üstleri o emniyet yetkilisinin canına okumazlar mı?
Sen bu teröristin elini kolunu sallayarak geçmesine nasıl göz yumdun demezler mi? Milletvekili de olsa yasalar karşısında herkes eşit değil midir? O halde güzelliklere ermek adına gereğini yapıp birbirimizin işini kolaylaştırmak çok daha mutluluk sağlamaz mı hepimize?
 
SİZİN SESİNİZ
Adam olacak çocuk…
 
Baba Ersin, anne Gizem Süni.
Dünya güzeli çocuklarının adı da Efe, adı gibi tam bir efe…
Baba bir sokak kedisini ölmek üzere bir vaziyette iken alıp evine götürür. Öncelikle yaratanın bir canını kurtarır, ikinci olarak da altı yaşında giren Efe’nin minik yüreğinde hayvan sevgisini kalıcı kılar. İşte bilinçli anne baba, işte doğru davranış şekli…
Efe o gündür bu gündür bu masum patiyi öyle içselleştirir ki “kardeşim” diye hitap etmeye başlar evin yeni sahibesine…
Hepimiz şu son yıllarda duyduğumuz, izlediğimiz haberler sonrasında yaşama sevincimizi kaybeder olduk. Cinayetler, kadına şiddet, toplumsal cinnet, erkek çocuklarına dek tecavüzler vs. vs…
Bir de bunlar yetmezmiş gibi hayvanlara yapılan ve insanlığımızdan utandıran çirkinlikler. Yapanların bilinçaltı incelendiğinde müthiş bir sevgisizlik ortaya çıkıyor saygın okurlar. Küçüklüğü itibarı ile maddi-manevi şiddet gören, itilip kakılan, sevgisiz bırakılan çocukların gelecekte potansiyel birer cani olmaları kaçınılmaz oluyor. Terör örgütlerine kaptırdığımız (kurban giden) çocuklar da aynı merak etmeyin! Demem şudur; Bu bilinçli anne baba gibi dünya güzeli yavrularınızın o minik yüreklerine küçük yaşlarda sevgi ekerseniz ne mutlu sizlere. Ülkeye hayırlı birer evlat yetiştirmek adına ilk sınavınız başarılı olmuştur anlayacağınız. Bir de Efe’nin kendi minik elleri ile çizdiği resmi paylaştım dikkat etmişsinizdir. Efe orada ailesinin tüm bireylerini tuvale yansıtmış; Baba, Anne, Efe, Pamuk ve Kaplumbağa... İşte adam olacak çocuk…
 
Not: Pamuk (kedi)ile kaplumbağa el ele…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi