Vietnamlı Nin’ler!..

Vietnamlı Nin’ler!..

3 Mayıs 2014 09:52
A
a
Sütiş Eskişehir
Görüşler
 
Vietnamlı Nin’ler!..
 
Günümüz medyasına ve de özellikle "yandaş" denilen yalakalara bakıyoruz da...
"Asparagas”ı bile aratıyorlar!"
Nedir asparagas?
"Yalan haber..."
Bilinçli olarak yapılır ve okuyucunun önüne sunulur…
Dünyada unutulmayan örnekleri var...
1994 Dünya Kupası’nı izlemek için ABD’ye giden Vietnamlı "Nam Nin", süper bir röportajı gazetesine göndermişti...
Dünyanın en büyük kalecilerinden biri olan "Yaşin"i bulmuş, kupaya katılan 24 takımın kalecilerini anlattırmış!..
Kupa 1994'de yapılıyor, ünlü Sovyet kaleci "Yaşin"in ölüm tarihi ise 1990...
Ama Vietnamlı Nin..
"Adamı öteki dünyadan alıp getirip, konuşturuyor!..”
…….
Bir örnek de İtalya'dn…
İtalyan televizyonu "RAI International" yaklaşık 3OO kişinin yaşamını yitirdiği güney İtalya'daki çamur faciasına bir tek muhabir göndermemişti...
Ama, "Cannes Film Festivali"ne 9 kişilik bir heyet gönderince İtalyan meclisi soruşturma açtı...
Ve de "RAI" bir devlet televizyonu...
Bizim "TRT" gibi...
"İtalyanlar için ulusal bir ayıptı!"
…….
Ya Türkiye'de?
Son yıllarda "medya" öylesine kirletildi ki...
 
Yorumcularımız...
"İsa'yı bile konuşturur!"
Başbakan Erdoğan ise, hala medyadan yakınıp tutuşuyor!..
Daha ne istiyor olabilir ki?
"Vietnamlı Nin’lerden geçilmiyor'..."
Ve de bunlar yüzünden basın özgürlüğü listesinde Türkiye alt kümeye düştü...
 
 
Cumartesi öyküsü
 
" Hanım kardeşler, arkaya geçin!”
 
Ölen bir genel müdürün cenaze törenindeyiz.
Namazın kılınmasını bekliyoruz. Bir avuç bayan memur, uzakta bir köşeye çekilmişler, yaşlı gözlerle, kederli yüzlerle bekleşiyorlar. Namaza duruldu. Hocaefendi, çevresine bakındı ve kadınlara döndü. Sesini kalabalık cemaatin üstünden aşırarak, "Hanım kardeşler, siz arkaya çekilin" emrini verdi.
Bayanlar önce anlamadılar, birbirlerine bakıştılar. Ancak "Hocaefendi", o an için kendisini alanın mutlak hakimi sayıyordu. Bir daha seslendi ve emrini dinletti..
"Hocaefendi"ye sorarsanız, "Dinin emri budur" diyecektir. 1952 Türkiye'sinde, maiyetinde çalışmış oldukları genel müdüre son saygılarını sunmak için gelen yüzleri sararmış kadınlar, saygılarına karşılık böyle bir muameleye uğradılar…
Ben "Hocaefendi"yi haksız buldum.
Kadınların cenaze namazına katılmalarının "caiz" olmadığı üzerinde fikir yürütmek bana düşmez, işin bu tarafını "ulema" düşünsün!
Ancak, memur bayanlar cemaatin arasında değil, uzakta bir köşede idiler. "Hocaefendi"nin yersiz müdahalesi, sadece o an için olsun "kudret"ini ve "yetki"sini göstermek hevesinden geliyordu...
Belki de, kadınlara cenaze namazı kılınan yerin yakınına sokulacak kadar cesaret veren "laik rejim" den küçük çapta bir öç alıyordu...
Ancak, kadınla erkeği eşit yaratan tabiatı unutmuş olan "Hocaefendi"ye, elinden gelirse, önce "tabiat" tan öç almasını öğütleriz...
S. N. Özerdim (Varlık- Mart 1952)
 
 
Günün Şiiri
 
Kutsal ışıklar
 
Aylardan söz gelimi
Yağmur yağıyorsa şarıl şarıl
Sel basmışsa caddeleri akşamüstü
İnsanlar kaçıyorsa mesela
Tanıyamam kendimi hiç mi hiç
Resimlerde aynalarda
Ne resimlere sığarım ne aynalara zaten
Ne dünü düşünürüm ne yarını o kez
Bir de asfalt geziyorsam eğer
Bir de ıslanmışsam sırılsıklam
Doyamam yağmura sele
Kutsal ışıkların yandığı akşam...
Nesrin Mavi (Varlık-1959)
 
 
 
İnek mi, boğa mı?
 
Cumhuriyet'te yayınlanan "Boyalı Merdivenler" başlıklı yazısına açılan dava sonunda, Bekir Coşkun 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Davayı AKP milletvekilleri açmıştı...
Davada savcı beraat istiyor, yargıç hapis cezasına hükmediyor. Aynı yazıyla ilgili Manisa'da da dava açılmış, orada da savcı takipsizlik kararı vermişti. Cezaya sebep şu satırlar:
"Kırmızı görünce saldırıyor demek... Möölletvekili..."
Milletvekilleri bize "inek" dedi diyorlar.
"Bekir Coşkun" ise, kırmızıya saldıranın "boğa" olduğunu hatırlatıyor...
Sonuçta bir milletvekili inek veya boğa olmadığını mahkeme kararıyla ispatlamak zorunda kalıyorsa, anlamlı tabii!..
"İnekler çok gülmüştür buna..."
Git garajımıza bak da gör!
 
Adamı kapıda karşılayan karısı , "Hiç iyice buruşturulmuş bir 20 lira gördün mü?" diye sormuş... "Hayır" demiş kocası...
Çapkınca bir gülüş atan kadın, yavaşça sutyeninin arasından buruşmuş bir 20 lira çıkarıp
göstermiş ve "Pekiii" demiş:
"Hiç bumburuşuk 50 lira gördün mü?" Adam yine "yooo!" diye karşılık verince, bu kez jartiyerinin kenarından bumburuşuk bir 50’lik çıkarmış...
"Şimdiiii" demiş:
"Tamamen buruşup tipini kaybetmiş, top haline getirdiğim 75 bin liranı görmek ister misin?'
Adam "Yok artık, deve!” diye yanıt verince, "Hadi koş o zaman" demiş karısı:
"Garajımıza koş bak ve ne yaptım gör!.."
 
 
55 yıllık yaya Temel
 
Adamın biri yolda yürümekte olan Temel'e arabasıyla çarpar. Temel şikayetçi olunca trafik polisi gelir ve adam polise dert yanar:
"Ben bugüne kadar en küçük bir kaza yapmadım. Tam tamına yirmi beş yıllık şoförüm."
Temel'in tepesi atar:
"Ne var yahu? Ben de tam otuz beş yıllık yayayım!.."
 
 
 
Günün Balı
 
Sınırlı miktarda tarihi fırsat satılıktır!..
İleri demokrat
 
 
 
Kıssa-dan
 
Tabiat insanları eşit yaratmamış, onlara eşitlermiş gibi muameleye kalkmak boşunadır.
Froude
 
 
 
Gerilim
 
Bu kadar zam yapıldığına göre...
Bu iktidar vatandaşın dayanma gücünü benzinle ölçüyor galiba!
 
 
Günün Olayı
 
Çocuk ölümleri ürkütücü boyutlara ulaştı!
Erdoğan en az 3 değil, 5 istemeli!
Biri sapığa, biri teröre, biri trafiğe, biri sağlık sistemine gidince vatandaşın elinde bir tane kalacak...
Gülhan Elmas
 
 
Günün Biberi
 
Twitter’da "Buzlama Dönemi" başlatıldı...
Biz Türkiye'yi Ortaçağ'a götürecekler diye üzülüyorduk...
"Taa Buz Devri'ne götürdüler!.."
Y.H. Önder
 
 
 
Albert Einsten’,den politika
 
Einstein'e sormuşlar:
"Atomun parçalanmasından enerji elde edebilecek kadar akıllı olan insanoğlu, nasıl olur da bunun insanlığı yok etmek için kullanılmasını önleyemeyecek kadar aptal olur?"
Albert'den yanıt:
"Demek ki politika, fizikten daha güç öğreniliyor!"
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi