Sadi Seda yazdı
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ısrarla Eskişehir’in kuzey batısında küçük sanayi bölgesine karşı olduğunu söylüyor…
Geçmiş aylarda Büyükşehir Belediye Meclisinde de konu gündeme gelmişti…
Yılmaz Hoca, meclis toplantısında da aynı görüşü savunmuştu…
Ancak AK Partili ve bazı CHP’li üyelerin oyları ile Satılmışoğlu Mahallesi’ne Küçük Organize Sanayi bölgesi kurulması kabul edilmişti.
“BİRİLERİ İKNA ETMİŞ OLABİLİR”
Geçtiğimiz Salı günü ES TV’ye konuk olan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Cihan Yıldırım ve Murat Taşkın’ın sorularını cevaplarken konu tekrar gündeme geldi…
Büyükerşen,” Ben Eskişehir’in kuzey batısına küçük de olsa sanayi bölgesi kurulmasına karşıyım. O alanın hemen bitişiği konut alanıdır. Şehircilik ilkelerine aykırıdır. Bunu Ahmet’in kendi başına istediğini zannetmiyorum. Yanındaki bir takım kişiler ‘böyle bir şey kuralım’ diye ikna etmiş olabilirler, yanlıştır” dedi.
İyi niyetle söylenmiş bir söz olduğuna inanıyorum…
Ancak,”Bunu Ahmet’in kendi başına istediğini zannetmiyorum. Yanındaki bir takım kişiler ‘böyle bir şey kuralım’ diye ikna etmiş olabilirler” sözü sanıyorum Ahmet Başkanın canını sıkacaktır…
Kendisine telefon edip Yılmaz Hoca’nın bu söylemlerini aktarmadım…
Dün gazetemizin web sayfasında haber yayınlandı…
Bugün Anadolu Gazetesi’nde haber yayımlanmış olacak…
Haberi okuyan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın da, cevap vereceğini düşünüyorum…
“DÜŞÜNENLERİ KARŞISINA ALDI”
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın, ‘Hoca yoksa ben adayım’ açıklamasının ardından ortalığın karıştığı hatırlatılması üzerine Yılmaz Büyükerşen, şu cevabı verdi:
“Ben bir şey dedim mi? Bir cevap verdim mi. Destek versem parti karışır. Ahmet’in o tür bir beyanını erken buldum. Öyle bir niyeti olmasını saygıyla karşılarım. Öyle bir niyeti olmasını saygıyla karşılarım. Ama daha fol yok, yumurta yokken önümüzde üç sene vardı. Seçimler yaklaştığı zaman pek çok talip çıkar. Kim olur, kim biter bilinemez. Ben veliaht bırakacak bir pozisyonda da değilim. Şimdiden tavır almam, bir şeyler ilan etmem de doğru değil. Seçim geldiğinde kim olur, genel merkez kimleri kabul eder, genel merkez ön seçimle mi aday belirler yoksa atamayla mı adam belirler bunlar meçhul. Onun için çok anlamsız, zamansız bir sözdü. Temenni ederim ki başarılı olsun o konuda. Ben ayrıldığım zaman veyahut benim belediye başkanlığım şu veya bu şekilde bittiği zaman inşallah büyükşehir belediye başkanı olmak istiyorsa olur. Bunun için önceden parti içinde kavga çıkarmanın âlemi var mı? Aklından adaylık geçirenleri de kendisine karşı cephe almaya zorlamasının bir manası var mı?”.
Eskişehir’de yaklaşık iki yıldan beri birileri Yılmaz Hoca’nın kendisinden sonra ya Cemal Okan Yüksel, ya Genel Sekreter Engin Çakmak veya Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u “Veliaht” olarak bırakacağını konuşuyorlar…
Sanıyorum bu kendisinin kulağına da gelmiş olacak ki,”Ben veliaht bırakacak bir pozisyonda da değilim” diyerek bu dedikoduları yapanlara da mesaj verdi…
ÇOK DUYGUSAL HALE GELDİ
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç arasında Yılmaz Hoca’nın kendisinden sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için Kazım Kurt’u desteklediği söylentilerine, ”Ben veliaht bırakacak bir pozisyonda da değilim” diyerek noktayı koydu…
Şunu da ekledi:
“Kimseye destek vermiyorum”.
“KAZIM, AHMET’İ SAYAR”
“Kazım Kurt ile Ahmet Ataç arasında kırgınlık hissediyor musunuz?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Kazım ile aralarında bir ihtilaf falan da görmüyorum. Kazım ne zaman Tepebaşı ve Ahmet söz konusu olsa ‘Ahmet abi’ diye bahsediyor. Birkaç defa arkadaşlarına ‘Ahmet Abi’ye soralım, onun da fikrini alalım’ dediğine şahit oldum. Allah’ı var şimdi, günahını almak istemem. Ahmet biraz fazla duyarlı hale geldi. Biraz da etrafında goygoycular çoğaldı gibi geliyor bana. Sevgili Ahmet bu yayını izliyorsa kızıyordur söylediklerime de. Çok duygusal hale geldi o. Eskiden istişare ederdik, zaman zaman bir araya gelirdik. O öyle olsun, bu böyle olsun. Şimdi ona da gelmiyor.”
Yılmaz Büyükerşen, hem Kazım Kurt’un hem de Ahmet Ataç’ın abisi…
Bunu da zaman zaman vurguluyor…
Abiler kardeşler arasında ayrım olmaz…
Programda yanlış anlamadım ise bunun mesajını da vermeye çalıştı…
*-******
“İlk 3'e girmememiz
için bir neden yok”
Zaman zaman sık Eskişehir’e gelmediği tartışılıyordu…
Şimdi de birileri,”Nerede ise bir haftadır Eskişehir’de. Referandum olmasa gelmezdi. Başka işi yok mu?” diyorlar…
“Eskişehir’in bakanı Eskişehir’e gelmiyor” diye eleştirenler, bugün “başka işi yok mu?” diyorlar…
Hani bir laf vardır…
“Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamazsın” diye…
İşte Nabi Hoca’yı “Seçim bölgesi Eskişehir’e sık sık gelmiyor” diye eleştirenler, yaklaşık bir haftadır Eskişehir’de olmasından sıkılmışlar!
Onlara ne oluyorsa?
Neden rahatsızlık duyduklarını anlamış değilim…
AK Parti Hükümetinin bir bakanı…
Elbette ki referandum öncesi seçim bölgesinde veya başbakanın göndereceği bir ilde “evet” kampanyası yapacak…
Bu en doğal hak…
Bugün iktidarda CHP, MHP veya başka bir parti olsa, onlardan Eskişehirli bir bakan olsaydı seçim bölgesine gelmeyecek miydi?
***
Nabi Avcı, Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Derneği’ni ziyaretinde,” Tüm turizm türlerini devreye soktuğumuz zaman, Allah'ın izniyle ilk üçe girmememiz için hiçbir neden yok" demiş…
Ve ardından şunları da söylemiş:
“Türkiye'nin denizi temiz, kumu güneşi güzel, dünyanın sayılı ülkelerinden birisi bu bakımdan. Sadece bununla bile Türkiye dünyada 6'ncı turizm cazibe ülkesi oldu. Neyle? Deniz, kum ve güneşle. Türkiye sadece deniz, kum, güneş mi? Türkiye dini miras alanları bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Üç dinin de burada şöyle yada böyle değer verdiği mekanlar var. Gastronomi, yeme içme kültürü bakımından Türk mutfağı dünyanın en zengin mutfağı.”
Gerçekten Türkiye turizm cenneti bir ülke…
Kışın kayak merkezleri, yazın deniz…
Ancak bu cennet yurdumuzu karıştırarak, turizmi baltalamaya çalışanlar var…
Hep birlikte el ele vererek bir birimize kenetlenerek Türkiye’nin turizmden daha çok pay alması için destek vermeliyiz…
Nabi Hoca’nın koyduğu Turizm’de ilk üç hedefi ulaşılmaz değil…