Vali Hüseyin Aksoy’un kentteki izi

Eskişehir’de bugüne kadar pek çok vali görev yaptı.
Hepsinin kendine has üslup ve özellikleri vardı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiği 2018 yılında bazı değişikliklere uğrayan valilerin görev tanımına bakınca…
“…Vali, ilde Cumhurbaşkanının temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır.
Bu sıfatla valiler, ilin genel idaresinden Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevlerine ait işleri için valilere re'sen emir ve talimat verirler.
İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur.
Vali, ilde teşkilatı veya görevli memuru bulunmayan işlerin yürütülmesini, bu işlerin görülmesiyle yakın ilgisi bulunan her hangi bir idare şube veya daire başkanından isteyebilir. 
Bu suretle verilen işlerin yapılması mecburidir.”
Eskişehir’de “Vali Baba” sıfatı yakıştırılan Kadir Çalışıcı, sadece biz gazetecilerde değil Eskişehirlilerde de önemli bir iz bıraktı.
Bir kentte denge kurabilmek herkesin harcı değildir.
İşte tam bu noktada Vali Hüseyin Aksoy, devlet adamı örneği sergilemeyi başaran nadir mülki idare amirlerinden biri oldu Eskişehir’de.
Kuşkusuz her valinin “yoğurt yeme şekli” ayrıdır.
Gördüğüm kadarıyla Vali Hüseyin Aksoy, Eskişehir’de anılacak valilerden biri olacak.
Entelektüel kişiliği, sanat ve sanatçıya bakışı…
Sadece tiyatroya değil, opera ve baleye olan ilgisi, kültürel etkinliklere katılımında ayrımcı bir tavır içinde olmaması, il genelindeki yönetim kadrosundaki eş güdüm sağlama becerisi…
Aksoy’u “devletin valisi böyle olur” yorumuyla bir adım öne çıkartıyor.
Takdir topluyor…
2001 yılından beri sırasıyla Muğla, Mersin, Samsun, Diyarbakır, Kocaeli, Aydın ve son olarak Eskişehir’de 23 yıldır aralıksız vali olarak görev yapan Hüseyin Aksoy, geride bıraktığı 9 ayda belleklerde olumu bir izlenim bıraktı.
Baktığım pencereden gördüğüm bu.

Devletin malı deniz yemeyen keriz!…

Mesai arkadaşımız Anıl Aksoy’un yaptığı ve “Eskişehir’e inat devlete zarar” başlığıyla Anadolu gazetemizde yayınlanan haber, gündeme damga vurdu.
Yap-İşlet-devret modeliyle Uşak, Kütahya ve Afyonkarahisar’a hizmet etmesi amacıyla 2011 yılında inşaatına başlanan havalimanı, 25 Kasım 2012 tarihinde hizmete açıldı. Havalimanı 2044 yılına kadar IC İÇTAŞ İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından işletilecek.
Yolcu garantili inşa edilen ve Eskişehir’deki havalimanının kapatılması tartışmalarını başlatan Zafer Havalimanı’nın geçen yıl hedefinin sadece yüzde 4’ünü tutturabildiğini…
Üstelik bu yılın ilk 4 ayında yolcu sayısı bakımından Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’nın gerisinde kaldığını Anıl Aksoy’un haberinden öğrendik.
Dahası da var…
Havalimanını yapıp işleten şirkete, yolcu garantisi yüzünden 2023’te 6,7 milyon avro, güncel kurla 234 milyon lira ödeme yapıldı. 
50 milyon avroya mal olan havalimanına 12 yılda 69 milyon avro ödenmiş. 2044 yılına kadar da ödeme yapılmaya devam edilecek 
El insaf…
Senin benim paramı, plansız yatırım ve yanılış hesap yüzünden çar çur eden AK Parti hükümetleri, sözüm ona tasarruf genelgeleriyle kamu çalışanlarının lojmanı ile servislerine göz dikeceğine kendi yarattığı israf çöplüğünü temizlesin.
Dolar veya avro üzerinden yapılan ödemelere bir son versin.
Sizce de öyle değil mi?

Mazgallara çöp atmayalım! 

Kanalizasyon hatlarının, mazgallara atılan çöp ve atıklarla tıkanması sonucu taşkınlar yaşanıyor. 
Tüm uyarılara rağmen kanal ve yağmur suyu hatlarının bazı vatandaşlar tarafından çöplük gibi kullanılıyor.
Böyle olunca da hatlar tıkanıyor.
Geçen yıl Taşbaşı’ndan Hammayolu’na çıkan sokaklardaki esnaf pis kokudan şikayet etmişti.
Bunun üzerine ESKİ ekipleri mazgalları kaldırıp temizlik başlattıklarında bölgedeki balıkçı esnafının balık artıklarını mazgallara döktükleri, dolayısıyla bunun da kokuya neden olduğu belirlenmiş, gerekli uyarılar yapılmıştı.
Mazgallara çöp atmazsak aşırı yağışlarda sel-su baskını olma riski minimum iner…
Küçük bir hatırlatma yapmak istedim.
Kalın sağlıcakla.