Görüşler
Vali deyip geçmeyin!..
Adı "Vali"ydi filmin...
Halkı için çalışan, koşan didinen bir valinin yaşamını anlatıyordu...
Nasıl öldürüldüğünü de!.."
Kendisini "Fazla doğrucu olma!” sözleriyle uyarıyordu bir ABD'li Bakan...
"Siz Türklerin en sevdiğim yanı nedir? Biliyor musun?" diyordu:
"Çok çabuk unutmanız!"
…………..
Antalya'dan atanmıştı "Bahaeddin Güney..."
Demirel'e miting yaptırmayan vali!..
Eskişehir'e gelir gelmez de, ilk işi..
"Konağa sıcaksu çektirmek olmuştu..."
Daha ilk gününde, keşke Mardin'den değil de, Antalya gibi bir ilden gelseydi demiştik "Mehmet Kılıçlar" için...
Yeni makam aracı almıştı...
"Yetmez" dedik:
"Konak da çok eskidi..."
………….
"Hanefi Demirkol", ilkokul müdürlerinin makamlarındaki "Türk Bayraklarını" kaldırmıştı...
"Sen misin kaldıran?"
Öyle bir savaş açmıştık ki...
"Eskişehir inledi!.."
"Pes etmişti tabii..."
Giderken ardından yazmıştık:
"Ne iki rekat namaz kıldık, ne de iki kadeh içebildik ama, ne olursa olsun bir noktada buluşuyorduk...”
Nerede?
"Demokrasi bilincinde..."
…………
Adana Valisi "Hüseyin Avni Coş", vatandaşa "Gavat" diyor, İçişleri Bakanı Güler, "Şık olmamış" kalkanını geriyor!..
Eskişehir Valisi "Güngör Azim Tuna" da, "Ali İsmail Korkmaz" için söylediklerinin dışında, gazeteci arkadaşımız "İsmail Saymaz" ı uyarıyor :
"Yerin altı da var unutma..."
Başbakan Erdoğan hemen atılıyor:
"Aslında iyi bir arkadaşımızdır..."
………..
Adana Valisi için de soruşturma açıldı…
Heyecanı seviyor bu insanlar, bir şey çıkmaz!..
“Çok çabuk unuturuz!..”
Bir garip hareketi
14 Kasım 1950...
Bu tarih bizim için ayrı bir anlam taşıyor...
Doğum günümüz...
Ve de ünlü şair "Orhan Veli"nin ölüm günü...
Doğduğumuz gün, o da 36 yıllık çok kısa yaşamını bitirmiş…
Bilindiği gibi, "Garip Hareketi"ni Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday üçlüsü başlatmıştır,
Oktay Rıfat’la Orhan Veli ilkokulun son sınıfından tanışırlar. Her ikisinin ailesi de zamanla Ankara'ya taşınır. İlişkileri Ankara Erkek Lisesi’ndeki orta öğrenimlerinin ilk yılında gelişir.
Arkadaşlıklarının dostluğa dönüşmesindeki en önemli etken, ikisinin de ortak tutkusu olan şiirdir...
Saygıyla anıyoruz...
Günün Şiiri
Gün olur
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
Orhan Veli
Oltadaki balık ve Orhan Veli
1950’nin hemen başındaki Amerikan Kongresi’nde bazı üyeler komünizme karşı direnen Türkiye'ye "Marshall" isteyince Dışişleri Bakanı "John Foster Dulles" şu sözleriyle seslenmiş:
-Bir kişi şehre balık avlamaya giderken oltasına takılan balığa yeniden yem vermenin anlamı yoktur. Eğer balık oltadan kurtulmak isterse, çubuğu sallayarak balığın hem kurtulmasını önlersiniz, hem de boğazının parçalanmasına yardımcı olursunuz. Yok, eğer balık uslu durup size problem yaratmıyorsa, siz de yaşaması için arada bir yem verebilirsiniz...
"İşte Türkiye, bizim için oltaya takılan bir balıktır..."
Sürekli yem vermeye gerek yoktur. Türkiye, bizden kurtulmak isterse olta ile boğazının parçalanmasını sağlarız. Yok, uslu durursa biz de ona yaşaması için gerekli olduğu ölçüde ve bizim çıkarlarımıza hizmet edecek şekilde yardımcı oluruz…
…….
Ara sıra "çuvallaşsak" da ABD ile dostluğumuz devam ediyor... Şu "Gezi" derdi! de olmasaydı, daha sıcak olurdu! Hala oltadaki balık gibiyiz!..
"Ah Orhan Veli ah!"
"Dulles", kongrede bu sözleri konuşurken nasıl da denk getirmişsin..
"Rakı şişesinde balık olabilsem diye!"
Arkadaşın çok ahlaksızmış!
"Sevaptır" diye kız ve erkek arkadaşlarımdan ikisinin arasını yaptım. Aradan bir gün geçti kız telefonla aradı:
"Ne kadar ahlaksız bir arkadaşın varmış, benimle neden tanıştırdın?" diye azarladı ve devam etti:
“Daha o gece bana sekste güçlü müsün? diye soruyor terbiyesiz herif, yapıştırdım tokadı!”
Şaşırdım ve hemen erkek arkadaşımı aradım. Daha söze haşlarken "Kardeşim kadınların yaşı sorulmaz derlerdi de inanmazdım" dedi:
"Seninkine 83’lümüsün? dedim, birden delirdi manyak!..”
Temel Dede’nin karısı
Temel Dede'ye TV'de dansöz izlettirmişler.
Dede sormuş:
“Ula bu nedur?”
-Karıdır…
"Ula bu kari midur?"
-He ya…
"Ula bu kariysa pizim evdeku nedur?"
Günün Sorusu
Erdoğan, “özelleştirmede AB’yi geçtik” diyor. Özelleştirme gelirleri nerelere harcanmıştır?
Ve de..
"İktisat" tan geriye sadece son hece mi kalmıştır?
Mustafa Balbay
Kıssa-dan
Düzey olarak "Türkiye'deki siyasetin ve siyasilerin " çok önüne geçtiler.
İşte bunun için..
“Gezi olayları bir idrakin reel yaşama yansımasıydı..."
Erol Manisalı
Cuk
Fazla oturmak öldürüyormuş...
"Oturmazsam ölürüm valla..."
Günün Sözü
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
Mustafa Kemal
Günün İncisi
Zaman, güçlülerin hiçbir şeyini silemez,
Özdeyiş
Zeki kişinin kılıca ihtiyacı yoktur.
Sahte Para ve..
Marketin birine bir turist gelmiş ve bir şeyler almış... Adama dolar uzatmış...
Market yetkilisi "para sahte mi değil mi?” diye kuşkuya düşmüş... Evirmiş, çevirmiş anlayamamış. Bakmış olmayacak sırada bekleyen Temel’e uzatmış ve "Bir de sen bak hele" demiş.
Temel, paranın bir altına bir üstüne bakmış, sonra masanın üstüne atmış ve "Bu para sahte" demiş.
Herkes şaşırmış, "nasıl anladın bu kadar çabuk?" diye sormuşlar...
Temel de "Çok basit" demiş:
"Üstünde Atatürk resmi yok ki!.."
Günün Olayı
Bülent Arınç "Belediye Başkanı ya da milletvekili için aday değilim" demiş.
Ama "Çankaya"ya talip olduğunu özgül ağırlığına yakışır biçimde anlatmış...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Sandık, en korkutucu diktatörleri yaratabilir...
Ama sandık da çatırdar şüphesiz…
"Başkakan Erdoğan'ın, sandıktan önce AKP'de kurduğu mutlak güç çatırdayacak gibi..."
Orhan Bursalı