Vali Bey ve nüfus müdürü

Yeni Sivas Valisi için düzenlenen karşılama törenindeki kuyruğu görünce, fazla şaşırmamıştık!.. 70'lerdeki "Ecevit Hükümeti"nin...
"Tüpgaz kuyruğu gibiydi!"
O sağanak yağmurda saatlerce bekle ve sıra sana gelince zorla gülümse:
“Hoş geldiniz sayın valim...”
Neyse ki, Eskişehir'in tarihinde böyle bir şey görülmedi...
Ama yalnız Sivas’ta mı?
"Pek çok ilde aynı görüntüler vardı..."
…….
Öykü bu ya...
Bunlardan birinde, vali uzun kuyrukta karşılanmış ve makamına oturmuş...
Hemen özel kalem müdürünü çağırmış:
"Nüfus müdürü neden beni karşılamadı?"
Özel kalem süklüm püklüm:
"Makamında oturuyor efendim..."
"Çağır çabuk gelsin..."
Apar topar aşağıya iniyor özel kalem ve nüfus müdürüne Vali'nin çağırdığını söylüyor...
Nüfus müdürü oralı değil:
"Tanışmak istiyorsa, kendisi gelsin..."
Özel kalem şaşırıyor ama, ne yapsın!..
Doğru Vali’ye çıkıyor ve müdürün söylediğini iletiyor...
Vali, gözlüğünün üstünden bakarak bağırıyor:
"Söyle çabuk buraya gelsin..."
Özel kalem yine aşağıya ve nüfus müdürüne gelen emri iletiyor...
Müdür yine oralı değil...
"Bana bak özel kalem" diyor:
“Vali canımı sıkmasın, onun anasına selam yollarım!”
Özel kalem bu sözü yukarıya ulaştırınca, Vali bey küplere biniyor artık:
"Benim 85 yaşındaki anam hakkında nasıl böyle konuşur!.. Çabuk söyle gelsin yanıma..."
Özel kalem "elçiye zeval olmaz" diyerek iletiyor Vali'nin son sözlerini…
Nüfus müdürü yine oralı değil!
"Bana bak özel kalem" diyor:
"Söyle o Vali beye, mühür bende, basarım kütüğüne indiririm yaşını 15'e ve selamımı yollarım anasına!"
…….
Öyküyü ilk kez "Ali Fuat Güven" geldiği gün yazmıştık... Zamanın nüfus müdürü 10 gün rapor almıştı… Bu espriyle size de "Hoş geldiniz" diyoruz Azmi Bey.
"Çelik gibi bir görev bekliyoruz..."
******************************************************
Cumartesi Öyküsü
Ece Bilgin için hayvan davaları
Her gün insanlardan söz etmek sıkıyor insanı...
Bir ansiklopediyi karıştırırken düşündük bu konuyu...
Öyle ya, hep insanlar mı yargılanır?
"Hayvanların hiç mi suçu yok?"
…….
Yazılarını gerçekten beğeniyle okuduğumuz
"Ece Bilgin"in bağışlaması dileğiyle...
-Şöyle tarihe bir bakalım
Dünyanın en uzun hayvan davalarından birine 15. asır ortalarında bakılmış...
"Tam 42 yıl süren davanın sanığı bir böcek..."
Böcek çoktan ölmüş, dava sürmüş...
Karar:
"Duruşmadaki iyi halinden dolayı müebbet..."
…….
1120 ile 1740 yılları arasında, yalnız Fransa’da 92 hayvan davasına bakılmış...
Davaların sonunda suçlu görülen bir inek giyotinle idam edilmiş...
1457’de "Lavengny"de bir domuz ile altı yavrusu, bir çocuğu öldürüp yemekten yargılanmış...
Dava sonunda dişi domuz suçlu görülerek ölüme mahkum edilmiş...
Yavruları ise, yaşları küçük oldukları için annelerinin işlediği cinayete ortak olduklarına dair delil bulunamadığından serbest bırakılmışlar...
…….
1474’de "Basel"de yumurtlamakla suçlanan bir horoz için de dava açılmış...
“Dava sonunda horoz suçlu bulunmuş...”
Ancak kararda, horoz olarak değil de, horoz şekline giren bir cadı olduğu inancına varılmış...
"Bunun için infaz yakılarak yerine getirilmiş…"
…….
Görüyorsunuz, davalarda hep "bir böcek, bir inek, domuz ve horoz" gibi hayvanlar yargılanmış...
Hiçbir zaman güçlüleri yargı önüne çıkarılamamış!
"Bir aslan, bir ayı, bir boğa, bir fil hiç sanık sandalyesinde görülmemiş..."
İnsanlar gibi galiba!
"Bırakınız böcekler cezalarını çeksinler!"
 ********************************************************
Günün Şiiri
Yalnız değiliz
Bu kez göz senin öyle de böyle de
En türsel gecelerinde yalnız
Hiç el değmedik ellere eller değse
Dünya fır dönse inatsız
Sen tek başına sevinirsin ben tek başıma
Bitişik balkonlardan uzağız
Bakma ayrı duraklardayız yalnızız
Uzanınca aynı ellere uzanırız
Düşün biz buradayız ama ellerimizle
Yağmur bekleyen güneş bekleyen ellere
Mutlak değiniriz sevinsene
Uçsuz bucaksız bir çemberde el ele
Kadınlar şarkı söylese çocuklar gülse
Sonuna kadar sürüp gitse bu böyle
Sen yanı başımda olsan
Bitmeyen yeller savursa saçlarını yüzüme
                                        Mehmet Karabulut (Varlık-1955)
 *******************************************************
Uçan Kuş'tan
Bugün niye "hayvan davaları"nı yazdın abi?
Sen de suçlusun işte...
“Namaz kılmıyorsun ya!”
********************************************************
Kıssa-dan
Unutmayalım... Birey hem Müslüman hem de demokrat olabilir...
Ama "din-mezhep" kimliğiyle, nefret söylemi kullanılarak yapılan politikadan Demokrasi
çıkmaz!
                                                                                                                             Emre Kongar
*********************************************************
Gerilim
Cumhuriyet Türkiye'sinin bütün İslam alemi için bir reform örneği olduğunu bildiklerinden, Cumhuriyeti kendi iktidarları için bir tehdit olarak algılayıp bundan korkuyorlar...
*********************************************************
Cuk
 
Bu kadar hırsızlık yoktu eskiden...
Artık camiden çalmaktan bile korkan kalmadı...
******************************************************
Günün Sorusu
Adım adım kurulan ve kurulmakta olan "büyük koalisyon" kime karşı?
Sadece Kürtlere mi, yoksa hepimize, bütün yurttaşlara mı?
                                                                                                         Aydın Engin
******************************************************
Günün Sözü
Demokrasi, hak ettiğimizden iyi yönetilemeyeceğimizi garantileyen bir araçtır...
                                                                                                                Bernard Shaw
********************************************************
Temel’in en şanslı günü
Temel, çocukluk arkadaşı Dursun'u ziyaret etmek için İstanbul’a gelir...
Beyoğlu'nda gezerken bir otomatik kola makinesi görür. Çok şaşırır...
Hemen cebinden para çıkarıp delikten içeri atar… Hazneye bir kutu kola düşünce devam etmeye karar verir...
Parayı attıkça kutu kolalar peşi sıra düşmeye devam eder...
İşin fazlasıyla uzadığını gören Dursun seslenir:
"Hadi Temel, işimiz gücümüz var da!"
Temel, gayet mutlu bir biçimde, "Biraz daha bekle Dursun" der:
"Çok şanslı günümdeyim, her attığım tutayı, bekle!"
**************************************************************
Şövalye bozuntusu
Yaşlı kadın turist grubu tarihi şatoyu gezerken rehber, "Bu şato 600 yıllık. Buna sahip olan şövalyeler yıllarca en ufak bir yerine ellerini sürmemişler" demiş...
"Ayy !" demiş kadınlardan biri:
"Bizim evdeki şövalye bozuntusu kesin bunlardan birinin torunu olmalı..."
 ********************************************
Kulluğa özendirmek
"Cumhuriyet, kulluğa son veren bir halk yönetimidir..."
Aynı zamanda "irade" tek kişinin iki dudağı arasında değildir.
Ne var ki, bazı "Arabi kafalar" dinimizi kalkan ederek, demokrasinin nimetlerinden
yararlanıp halkımızı "kulluğa" doğru itmeye çalışıyorlar...
…….
Yukarıdaki satırlar Eskişehirli gazeteci rahmetli "İsmail Sadık"a aitti...
Muhafazakârdı İsmail abi... Ama tutucu ve aşırı değildi... Ne gördüyse onu yazar, içindeki duygusunu topluma da objektif olarak yansıtmaya çalışırdı.
Kendisini bir kez daha anarken, Cumhuriyete bakış açısını yinelemek istedik...
******************************************************
Marko Paşa'nın yaşı...
Marko Paşa'ya "Kaç yaşındasınız?" diye sormuşlar...
"50-60, belki de 61" demiş ve devam etmiş:
"Paramı, malımı, gelirimi sayarım. Çünkü bunları biri çalabilir. Ama yaşıma kimse dokunamayacağı için saymak zahmetine girişmem..."
 ******************************************************
Günün Olayı
Başbakan Binali Yıldırım, “Ekonomiyi şaha kaldırdık” diyor.
Ekonomi şaha kalkınca doğal olarak üstündeki vatandaşı yere atıyor!
                                                                                                            Akif Kökçe
**********************************************************
Günün Biberi
Bunca haksızlık karşısında toplum direnir, sinmez...
İdeolojileri ne olursa olsun "dayanışma gösterir" halk...
Çünkü demokrasi ve özgürlükler bir yaşam biçimidir...
                                                                     Hikmet Çetinkaya