Hükûmet tarafından valiler kararnamesi yayınlandı.
Hükûmet tarafından valiler kararnamesi yayınlandı. Buna göre Türkiye'de 20 ilin valisi ya görevden alındı, ya da yerleri değiştirildi. Ülkemiz için hayırlısı olsun. Tabii bu arada Sayın Eskişehir Valimizi de tebrik etmek isteriz. Yakın bir zamanda Anadolu Fest'i iptal ettiren ve bir takım cemaatlerle dostane fotoğrafları yayınlanan valimiz görevde kaldı. Bu devirde koltuğu korumak gerçeken zor iş. Zira Vali Bey'i İzmir gibi dünya çapında bir ilden alıp, Eskişehir'e gönderen aynı irade, onu buradan kızağa da çekebilirdi. Demek Erol Ayyıldız, kendisine verilen vazifeleri layıkıyla yerine getirmiş.
Bakalım sürdürülecek mi?
Beylikova'da tarımda büyük bir kalkınma yaşandı. Belediye Başkanı Özkan Alp, Porsuk'ta kışın boşa akan suyu taşıyarak tam 23 bin dönüm araziyi sulatmayı başarmış ve bu suretle bölgede rekoltenin yaklaşık 5 misli yükselmesini sağlamış. Öncelikle Sayın Başkanı tebrik ederiz. Bu devirde tarım ürünlerinin, petrolden bile kıymetli olduğunu gördük. Öte yandan tarımsal sulamanın sürdürülebilir olması da çok önemli. 1950'li yıllarda Konya ovasında artezyen kuyuları açmış ve bölgede verimin çok yükselmesine neden olmuştuk. Ancak aynı Konya ovası bugün bozkıra dönüşüyor. Çünkü bilinçsiz bir sulama yaptık ve toprağın tuzluluk oranının artmasına neden olduk. Eğer ki Beylikova'da sürdürülebilir bir sulama yapıldıysa ne mutlu bize. Yok "Kısa günün kârı" diye düşünülüp su kaynakları sonuna kadar tüketiliyorsa, iş değişir. Çünkü çok iyi biliyoruz ki doğa, eninde sonunda hesabını görür...
Ahmet Ataç yine yapmış
Tepebaşı Belediyesi Toplumsal Eşitlik ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi, düzenlenen tören ile kent halkının hizmetine sunuldu. Şimdi Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın "Nokta Atış" hizmetlerini hepimiz biliriz. Fakat bu seferki hizmet, diğerlerini bile gölgede bıraktı. Zira millet olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, belki de psikolojik destektir. Yanlış anlamayın, mesele sadece ekonomik sıkıntılar değil. Bütün bunların ötesinde ve üzerinde bir uğursuzluk var başımızda. Bir bela ki adını ben koyamıyorum. Gününü gün eden, İstanbul Boğazı'nda bardağı 10 bin liralık viskisini içenler hariç hepimiz mutsusuz. Tabii bir de insanların mutsuzluğundan beslenen bir takım örümcek kafalı tarikat mensupları var. İnsanların kanını emen ve karanlığa muhtaç yarasalar... Doğal olarak onlar da mutlular.