Aslında Eskişehir adına büyük kazanç, büyük bir fırsat oldu Türk Dünyası Kültür Başkentliği. Kalıcı eserler, öğrencilerin yurt dışı ziyaretleri, sempozyumlar v.s. derken somut kazanımları oldu. İşin bu kısmını inkâr eden hata yapmış sayılır. Ancak başkentlik sona erip taşınmaz mallar ve küçük bir bütçede ajanstan Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfına devroldu. Tabi kalıcı eserlerin işletmesi ve bu işletmelerden elde edilecek olan gelirler ile ihalelerden alınacak bedellerin vakfa ait olacağı bilindiği için bazı sorularda soruldu kamuoyuna. Yasa gereği tüm bu taşınmazların ve elde kalan bütçenin Büyükşehir Belediyesine devrolması gelinirken, vakfa aktarıldığı ve bunun yasal olmadığı da söylendi.
Dün bu sorular yeniden gündeme geldi. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yazılı bir açıklama yaparak bu soruları Bakan Nabi Avcı’ya yöneltti ve kamuoyunun cevap beklediğini dile getirdi. Aslında CHP’li 3 Vekil varken Kazım Kurt’un bu soruları sorması da alışık olmadığımız bir durum diyeceğim ama belli ki Kazım Kurt’un yoğurt yiyiş şekli bu. Ve Başkanlık süresi boyunca böylece devam edecek. Ancak ben konunun o kısmından ziyade Vakıfla ilgili sorularda herkesin Valiliğin değil Nabi Avcı’nın cevabını beklemesini daha da ilginç buluyorum. Zira gözler Avcı’ya çevrildiği için vakıfla ilgili sürecin tamamen siyasi olarak yürütüldüğü ve bu büyük organizasyona aracılık eden Valiliğin bile devre dışı bırakılmak istendiği görüşü iyiden iyiye konuşuluyor. Üstüne üstlük farklı iddialarda var. Vakfın yapacağı etkinliklerin tanıtım, organizasyon işlerinde bile bir Milletvekili’nin onayı olmadan işlerin yürümediği, o vekilin ise kendisi veya partisi hakkında olumsuz yorumlar yapan, kendisini eleştiren kurumları saf dışında tuttuğu kendisine yakın olan kurumlara hak edilenden fazla fazla bütçe aktarıldığını söyleyenlerde var. Hatta bazı kurumlar ile resmi olmasa da dolaylı olarak bu işlerde ortak olduğunu söyleyenlere bile rastladım. Vakıf çalışanlarının bu konuda sıkıca tembihlendiği ve üstü çizilen kurumlarla ucuz iş yapsa bile kesinlikle iş yapılmaması konusunda ciddi uyarılar yapılmış. Ama gerçek olduğuna inanmadım. Daha doğrusu inanmak istemiyorum. İnşallah tahmin ettiğim gibi bir dedikodudan ibarettir ve aslı yoktur. Ancak bu duruma alt yapı hazırlayan tercihler ve ötekileştirmeler sona ermedikçe görünen o ki, bu iddialarında sonu gelmeyecek.
Yani Kurt’un açıklaması ile gündeme bir kez daha gelen Vakıf konusu görünen o ki, Eskişehir gündeminin sakin olduğu bugünlerde siyasi süreci biraz hareketlendirecek gibi. Avcı’dan bir cevap gelip gelmeyeceğini merak ediyoruz. Biliyoruz ki bazı sorular cevapsız kaldıkça şüpheler büyür. Vakıf Bütçesinin ne olduğu, taşınmazların değerinin ne kadar tuttuğu, kimlere iş yaptırıldığı ve ne kadar bütçeler verildiği konuları sanırım açıklanmayacak kadar zor sorular değildir ve umarım gereği yapılır. Çünkü kazanılan eserleri konuşmak varken bu konuların cevapsız kalması çok hoş olmaz gibi geliyor bana. Ne dersiniz?