Koronavirüs salgını ile uzaktan eğitim veya açık öğretim uygulamaları eğitimde daha çok tartışılır oldu. Konuyla ilgili değişik görüşler var. Değişik görüşlerin olması demokrasinin güzelliğidir. Demokrasiyi salt iktidar elde ediş, kullanış ya da salt iktidara muhalif olmak bağlamlarıyla anlamak eksik bir anlamadır. Demokrasi; aslında sorunların konuşula konuşula çözüldüğü rejimdir. Unutulmamalıdır ki demokrasi; evde çoluk çocuk aile ilişkileri, sokakta sıradan insan etkileşimleri ile okulda, sınıfta, işyerinde tecrübe edile edile beslenir ve gelişir…
* * *
Öncelikle genel hatlarıyla uzaktan eğitime neden gereksinim duyuruluyor sorusuna bir bakalım.
Birincil neden eğitim talebini karşılamanın en akılcı yollarından biri olarak görülmesidir. Türkiye’de uzaktan öğretime çok gereksinim duyulduğu dönemler 1970’lere rastlar. Anılan yıllarda nüfus artışı ve eğitimin istihdam olanaklarını geliştirmesi nedeniyle yükseköğretime talep yükselmektedir. O dönem örgün eğitimdeki kapasite, yükseköğretim talebini karşılayamamaktadır. Talebin karşılanması ve yükseköğretimin yaygınlaşması için en kısa ve akılcı yol olarak o yıllar için mektupla, radyoyla ve televizyonla eğitim gibi alternatifler tartışılmaktadır (Büyükerşen, 1973). Bu tartışma ve öneriler önceleri pek iyi karşılanmamış hatta tepki de almıştır. Ancak o dönem için en akılcı, ekonomik ve pratik olan yol televizyonla destekli uzaktan öğretim olduğu da görülmüştür (Şahin, 2017).
İkincil neden örgün eğitimi destekleyen etkili bir yöntem oluşudur. Bu bağlamda öne çıkan neden, yüz yüze klasik öğretim yöntemlerinin yetersiz kalmasıdır. Artık sınıf, derslik, işlik ve yüz yüze kimi uygulamalar yetersizdir. Gelişen iletişim ve bilişim teknolojisinin kullanılmasının sürece olumlu katkı vereceği varsayımı yaygın destek bulmaktadır. Diğer yandan uzaktan eğitimin ayrıca bireyselleştirilmiş öğretim olanaklarını da sunması bakımından örgüne göre daha avantajlı yönleri de bulunmaktadır (Alkan, 1987).
Burada belirtilen iki neden normal yaşamın akışının doğasıdır desek pek yanlış olmaz. Bunun hemen yanı sıra artık uzaktan eğitim olanaklarından yararlanmanın yeni başkaca farklı gerekçeleri de var.
Yeni gerekçe, sağlık ve güvenliğin zorunluluğu olarak uzaktan eğitim. Yakın dönemde sağlığımızın güvenliği için uzaktan eğitime gereksinim duyuluşunu hep birlikte yaşayarak gördük.
Şimdi peki uzaktan eğitim bu kadar popüler ve yaygınlaşıyor ise bu konuda görüşlere bir bakmak gerekmez mi? Evet gerekir!
Bu konuda öncelikle konu ile ilgili görüşler nasıl gruplanabilir?
Birinci görüş uzaktan eğitime olumsuz bakan görüşler.
En yaygın eleştiriden başlayalım.
Bu görüşler; uzaktan eğitime doğrudan karşıt olan görüşler olmaktan çok; doğurduğu sonuçlara eleştirel bakan görüşlerdir. Örneğin açıktan mezun bir öğrenci de örgünle aynı diplomayı almakta ve onun tüm haklarından yararlanmaktadır. Halbuki açıktan mezunlar çoktan seçmeli sorulardan sınav olmaktadırlar. Dolayısıyla düzeyleri düşük notları yüksektir. Bu nedenle açıköğretim ve mezunlarına yönelik iktisat, işletme, tarih, edebiyat ve sosyal hizmet gibi özdeş bölüm mezunları tarafından bitmek bilmeyen bir eleştiri bulunmaktadır. Bu durum işe giriş sınavları ve yüksek lisans programlarına başvuruda örgün bölüm mezunlarının aleyhine çalışmaktadır…
Diğer bir eleştiri açık, online veya uzaktan eğitimin etkili ve verimli olmadığı görüşüdür. Bu bağlamda en önemli sorun, iletişim ve bilişimdeki tüm gelişmelere rağmen dönüt ve etkileşim yetersizliği görülmektedir. Ayrıca örgündeki yüz yüze etkileşimin davranış oluşturmada etkisi yüksektir ve bu unutulmamalıdır… Örgün eğitim kurumlarındaki örgüt kültürü ve etkileşim yoluyla açık ve örtük davranışların bireylere daha çok ve daha iyi kazandırıldığı hipotezi güçlü bir hipotezdir…
Uzaktan eğitime olumlu bakan görüşler.
Bu gruptaki görüşler uzaktan eğitimin geniş kitlelere ulaşması, maliyetinin düşüklüğü, istenildiğinde izlenilmesi, çalışılması ve tekrarlanması gibi olanaklarının olması biçiminde özetlenebilir. Üstüne üstlük en gelişmiş teknolojilerle tüm duyu organlarını işe koyan; en farklı olanakların evimize kadar getirilmesi bir başka olumluluğudur kuşkusuz… Yaş ve zamandan bağımsız ve esnek oluşu bir başka avantajdır (İşman, 2011). Ayrıca, örgün eğitimdeki öğrencilerin daha başarılı olduğuna ilişkin yerleşik kanının tersine araştırma sonuçları da bulunmaktadır (Kör, Çataoğlu ve Erbay, 2013). Ayrıca şu veya bu biçimde nice öğretime ara vermiş kişi sonradan açık ve uzaktan öğretim olanakları ile kendilerini geliştirmekte oldukları da bilinmektedir. Nitekim kamu ve özel sektörde iş deneyimi ile açık öğretimden teorik kazanımlarıyla nice nitelikli yetişmiş işgücü örnekleri bulunmaktadır…
Peki açık öğretimde ne kadar başarılıyız?
Aslında açık öğretimin nereden nereye geldiğini gördükçe önemli başarılar ve kazanımlar elde edildiği açıktır.
Kitap, yüz yüze akademik danışmanlık ve televizyon destekli Anadolu Üniversitesi uygulaması ile mayalanan ve gelişmeye yüz tutan açık öğretim bugün bir Türkiye gerçeği ve başarısıdır. Kimi eleştiriler bulunmakla birlikte bu eleştiriler aşılamayacak sorunlar değildir. Örneğin açık öğretim sistemleri bugünkü olanaklarla daha nitelikli ve etkileşimli kılınabilir. Unutulmamalıdır ki eleştiriler ve karşıtlıklar uzaktan öğretimden daha çok; sistemin doğasından da kaynaklanan kimi olumsuzluklara ve Türkiye’deki eksikliklere veya yanlışlara yöneliktir…
Sonuçlar ve öneriler
Anadolu Üniversitesi açık öğretimde çığır açmıştır, öncüldür. Buna rağmen yeni projelere ve değişime ihtiyaç bulunmaktadır. Anadolu Üniversitesi’nin ardından sisteme sokulan kimi örnekler yetersiz ve taklitçilikten öte bir değer taşımamaktadır.
Ulusal düzeyde klasik anlamda açık öğretim uygulamalarının öncül ve anaç kurumu Anadolu Üniversitesi’dir. Bu liderliğin başkalarına kaptırılmaması Eskişehir için önemlidir. Bu amaçla açık öğretim uygulama ve çalışmalarının yeniden yapılandırılma ihtiyacı vardır.
Anadolu Üniversitesi kadro, teknolojik alt yapı ve deneyimiyle bunu yapacak güçtedir…
Uzaktan eğitimde sadece online eğitim yapılırsa dönüt, etkileşim ve pekiştirme gibi yetersizlikler karşımıza yine çıkacaktır. Yüz yüze akademik danışmanlık geliştirilmelidir. Her koşulda yüz yüze bir etkinliğe ihtiyaç olduğu açıktır. Anadolu üniversitesi dışındaki ulusal düzeyli uzaktan öğretim uygulamaları vasattır. Bununla birlikte çanlar Anadolu Üniversitesi için de çalmaktadır.
Yeni yol, yöntem ve uygulamalar yaratılması bir zorunluluktur.
Açık ve uzaktan öğretimin her türünün ölçme ve değerlendirme uygulamaları tez elden gözden geçirilmelidir. Ölçme değerlendirme boyutunda geçerliliği ve güvenirliği daha yüksek uygulamalar geliştirilmesi tartışılmalıdır.
Evde online sınava derhal son verilmelidir. Bu uygulama salgın nedeniyle bir zorunluluk olabilir. Ancak bu uygulama süreklilik kazanırsa, bunun açık öğretimde nitelik yitimine neden olacağı unutulmamalıdır. Yükseköğretim kurulu derhal süreci uygulamadaki üniversiteler ile masaya yatırmalı; tartışmalı ve yeni bir yol bulmalıdır.
Örgün ve açık birbirinin karşıtları değil; tamamlayıcısı olarak görülmelidir. Bir senteze ihtiyaç bulunduğu açıktır. Bu gerçeklikle örgün dersleri online eğitimle güçlendirilmesi yaygın bir öneridir. Açık ve uzaktan öğretimde akademik danışmanlık derslerine yoğunlukla yer verilmelidir. Kimi sertifika programlarının yüz yüze pratikleri zorunlu hale getirilmesi tartışılmalıdır.
KAYNAKÇA
Alkan, C. (1987).
Açıköğretim. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
Büyükerşen, Y. (1973, 18 Eylül). Tv ile Öğretim ve “Açık Üniversite” Milliyet Gazetesi. s.2
İşman, A. (2011).
Uzaktan Eğitim. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık
Kör, H; Çataloğlu, E. ve Erbay, H. (2013). Uzaktan ve Örgün Eğitimin Öğrenci Başarısı Üzerine Etkisinin Araştırılması. Erişim Adresi:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/223274
Şahin, T. (2017).
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminin Tarihsel Gelişimi (1982-2015) Kronolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Basımevi.