Saygın okurlarımız anımsarlar.
20 Mayıs Cuma günü gazetemizdeki “Atatürk Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Rezaleti” başlıklı köşe yazımda değinmiştim. Değerli ve duyarlı okurlarımızın bizi her an bilgilendirdiklerine vurgu yaparak, okurumun gönderdiği şu bilgiyi de eklemiştim yazıma…
***
“Bugün Eskişehir Atatürk Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi önünden geçerken okulun köşesindeki ışıklı panodaki yazı dikkatimi çekti. Fotoğrafta görüldüğü gibi ‘İsmimize değil işimize güveniyoruz’ yazıyordu. Mezunu olduğum okulun şu anki yöneticilerinden utanç duyuyorum. Böyle bir yazı kıt fikirli, birilerine yaranmak isteyenler tarafından yazılabilir...
Ben bir Türk vatandaşı olarak başta Atatürk’e güveniyorum. Bu yazının 19 Mayıs’ta yazılmış olması da manidardır!”
***
Değerli okurumuz, duyarlı bir Eskişehirli olarak hem fotoğraflamış hem de konu ile ilgili bilgilendirmişti beni. Niyet çok belli ışıklı yazıda malum! “İsmimize değil, işimize güveniyoruz” yazılı ışıklandırmanın fotoğrafından müthiş rahatsızlık duymuş, bana yolladığı iletide şu soruyu sormuştu; “Bunu hazırlayanlar kime yaranmak adına yapmışlar acaba bu sığ davranışı?” Bu sorunun yanıtını ben bilemem, bu panoyu hazırlayanlar bilirler. Lakin tahmin ettiğim kadarı ile iyi niyet kesinlikle yok ortada. En başta bu ülkenin ve Cumhuriyet’in kurucusu yegâne önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ismi üzerinden, Cumhuriyet’le hesabı olanların karın ağrısı olarak tahmin edebiliriz. Yani demek istemiş ki; ‘Biz Atatürk adı ile değil, yaptığımız iş ile övünüyoruz.’ Bunun aksini savunmaya kalkan komik durumdan öteye gitmez kardeşim! Hiçbir zatı muhteremin de aklımızla alay etmesine asla ve asla izin vermeyiz…
Utku Çakırözer CHP Eskişehir Milletvekili biliyorsunuz. Eskişehir’in en ücra köşelerine kadar yüksünmeden giden, halka dokunan bir milletvekilidir. Lakin biz onu Cumhuriyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmenliği döneminden tanıyıp sevenleriz. Bu duyarlılığına da zerre kadar şaşırmadığımı belirtmek isterim. Cumhuriyet değerlerine bağlı her yürekli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yapması gerekeni yaptı değerli hemşehrimiz, milletvekilimiz. Verdiği soru önergesini de sizlerle paylaşmak isterim izninizle…
***
“19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda Eskişehir’imizdeki Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi girişinde bulunan bahçedeki ışıklı panoya “İsmimize değil, işimize güveniyoruz” yazıları yansıtılmıştır. Bu konuda hazırlamış olduğum soru önergesi, haberi ve görseli ekte bilginize sunulmuştur.
Saygılarımla…”
***
Eskişehir ADD başta olmak üzere Cumhuriyet değerlerine ve Mustafa Kemal Atatürk’e sahip çıkması gereken tüm STK-Sendika ve Cumhuriyetimizin tüm kurumlarında görev yapan yurttaşlarımız bu refleksi ne zaman gösterecek acaba? Diğer sendikalardan zaten olumlu bir beklentim yoktur ama hiç değilse sevgili Ebru Sungar arkadaşımın başında bulunduğu Eğitim-İş’ten, bunun sorgulanması adına bir hamle beklerdim. Azmi Kerman bana samimi bir soru sormuştu yıllar önce; “Hocam benim sizinle bir husumetim yok ama siz neden tavırlısınız bana?” türünden sorusunun yanıtı burada nettir. Bireysel ne hesabım, işim, sinsi planım olabilir ki kendileri ile? Tek sızım sessizlikleridir, ölümcül sessizlikleri…
Bugün bu ışıklı pano ile Eskişehirliyi sınayarak Atatürk gerçeğimizi değersizleştirmeye kalkanlar; yarın milletin suskunluğunu ve üzerlerindeki ölü toprağını fark ettiklerinde daha ileriye gitmezler mi acaba? Ne dersiniz?
SİZİN SESİNİZ
Belediye’ce engellendim!
Bazı hemşehrilerimiz kentimizle, ülkemizle ilgili konularda birçoklarından çok daha fazla ilgilidir. İster kılı kırk yaranlar deyin, ister mükemmeliyetçi deyin, ister asla mutlu olmayan deyin o sizin takdirinize kalmış değerli muhataplar. İşte bunlardan biri de benim yazılarımı, sosyal medya paylaşımlarımı, televizyon programlarımı da titizlikle takip eden değerli bir yurttaşımız Nebil Köken’dir…
Emekli astsubay dostumuz ülke ile ilgili karanlık gidişat içinde sıkça vurgular yapar, duyarsız kalanları eleştirir kendi yöntemlerince. “Belediye’ce engellendim” yazısını yollamış bana. Tabii ki hiç kimsenin engellenmesini, sansüre uğratılmasını istemiyorum bu gayet açık ve net! Hele ki; “Yapılan güzel işler için teşekkür dahi edemiyorum bu yüzden” demesi dokundu bana. Kaldı ki; eleştiri konusunda haddini bilen bir kişi olan Nebil Bey’in o donanımı ile yakışıksız bir ifade kullanmayacağına eminim. Kendine güveni olmayanlar bu klasik yöntemi (sansürü) tercih ederse; “diktatör” diye eleştirdikleri birilerinden farkları kalır mı? Bunun bir yanlışlık olduğuna inanarak düzeltileceğini düşünüyorum ve okurumuzun yazısını paylaşıyorum…
***
Sayın Şinasi Kula öğretmenim…
Şehrimiz belediyelerince, özellikle Türkiye’nin çok beğendiği Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medyanın neden “çözüm odaklı” olarak kullanılmadığını anlamakta güçlük çektiğimi iletmenizi isterdim. Bu konuda Ankara Çankaya Belediyesi örnek alınabilir:
Ankara'da, Çankayalılardan, Çankaya Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarına gelen taleplerin anında değerlendirildiğini ve Belediye’ye facebook ve twitter üzerinden mesajla ulaşan Çankayalıların, sadece Temmuz ayında 2 bin 130 talebinin yerine getirildiğini hatırlatmak isterim. Oysa benim Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sayfasından yorum yapmam ve sayfa duvarına yazmam bile engellendi.
Bırakınız eleştiri yapmayı, kimi zaman beğendiğim güzel hizmetler için teşekkür bile edemiyorum. Oysa belediyeler artık sosyal medyayı “çözüm odaklı” olarak kullanıyorlar ve vatandaşların istek ve şikâyetlerine sosyal medya üzerinden cevap veriyorlar, gerekli hallerde hizmetlerine koşuyorlar artık…
OZANCA
Mustafa Kemal'i gördüm düşümde
Daha, diyordu
Uğruna ölesim geldi hemen
Sabaha, diyordu.
Al bir kalpak giymişti al
Al bir ata binmişti al
Zafer ırak mı dedim
Aha, diyordu… Fazıl Hüsnü DAĞLARCA