CHP Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer, "Oyların çalındığı yok, ama İmamoğlu’nun mazbatası, halkın ise iradesi çalınmış, demokrasi kültürümüz ezilmiştir" ifadelerinde bulundu
CHP Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer, "Oyların çalındığı yok, ama İmamoğlu’nun mazbatası, halkın ise iradesi çalınmış, demokrasi kültürümüz ezilmiştir" ifadelerinde bulundu. Sayın Usluer'e hak verenlerden biri de benim. Tam 17 gün boyunca Sayın İmamoğlu'nun aldığı oylar defalarca sayıldı. Her defasında kazananın kim olduğu değişmedi. CHP'li Milletvekilleri oy çuvallarının üzerinde uyudu. Halbuki madem ki "Ce Ha Pe zihniyeti' oyları çalıyordu. Bu durumda oy çuvallarının üzerinde yatması gerekenlerin AK Partili milletvekilleri olması, CHP'lilerin ise dışarıda çay – kahve içip sigara tüttürmesi gerekmez miydi? Daha sonra "Seçimde hile var diyenler, biliniz ki kaybetmiş, mızıkçılık yapıyordur" diyen kesimler, "Tarihin en büyük hırsızlığı" diyerek seçimlerin iptal edilmesini istediler. Tabii 'Tarihin en büyük hırsızlığı hangisidir' biz bilemeyiz. Hırsızlık konusunda kimin uzmanlığı varsa, onun görüşlerini dinlemekte fayda var... Ancak aynı kesimler, oyların çalındığına ilişkin tırnağınızın ucu kadar küçük ve önemsiz bile olsa, tek bir delil ortaya koyamadılar. Kendilerini, "Hiçbir şey olmasa bile, bir şeyler olmuştur" diyerek savundular. Daha sonra 6 Mayıs Operasyonu gerçekleşti... Bunu da yine bir hırsızlık olduğuna ilişkin delille desteklemediler, destekleyemediler. Zira zaten olmayan bir hırsızlığın, olmayan delillerini ortaya koymak çok zordu. Kendi atadıkları YSK'nın bazı sandıklarda devlet memuru bulundurmamasını bahane ettiler. Ayrıca sandık kurullarında devlet memuru olmamasının, nasıl olup da AK Parti'nin aleyhine bir netice yarattığını da söylemediler. Üstelik aynı sandıklarda kazanan AK Partili Meclis üyelerinin ve ilçe seçimlerinin tekrarlanmasını da engellediler. Şimdi AK-Kalemler bu garabeti açıklamak için kıvırıp duruyor. Efendim neymiş? "Hırsızlar böyle planlamış olamaz mıymış?.." Yine hırsızların nasıl planlama yapacağı hususunda bize bir laf söylemek düşmez. Bu konuda da uzmanların görüşüne başvurmakta fayda var. Devam edelim... Şimdi 'inşallah' 23 Haziranda seçimler tekrarlanacak. "İnşallah" diyoruz çünkü burası Türkiye... Mesela kim olduğu bilinmeyen bir gizli tanık (Adı üstünde; gizli tanık. Elbette kim olduğunu bilemeyeceğiz) ortaya çıkıp, "Bu İmamoğlu var ya, Fetöcüymüş" derse ve Sayın İmamoğlu hapise atılmazsa âdil bir seçim yapabiliriz elbette. Veya çıkan bir toplumsal karışıklıktan ötürü seçimlerin 8 ay sonraya ertelenmesi de uygun görülebilir. Veya bir meczubun çıkıp da tabancası çekip ve "Allahu Ekber" diyerek adaylardan birini vurmasını da hiç istemeyiz. Her neyse... Sonuç olarak CHP'nin Parti Meclisi üyesi olan Usluer'in görüşlerini 'partizanca' ve 'taraflı' olarak nitelendirmiyorum. Şimdi isterseniz gelelim Gaye Usluer'in kendi partisi hakkında yaptığı eleştirilere...
CHP mantığın sesine kulak verir mi?
CHP'nin Eskişehir'deki seçim performansını da değerlendiren Gaye Usluer, öteden beri savunduğum bir gerçeği de dile getirmiş. Evet, Eskişehir'de CHP başarılıdır denilebilir. Ancak AK Parti'nin de tüm Türkiye'de oylarını düşürdüğünü görmezden gelemeyiz. Yani birileri çıkıp da "Seçimleri CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti" derse, buna da itirazımız olmaz. CHP'liler Seyitgazi ve Alpu'yu kazandıklarına elbette sevinmeli. Ancak aynı şekilde Çifteler, Mihalıççık ve İnönü'deki seçim sonuçlarını da sağlıklı bir şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Tabii bir de CHP'nin yönetim olarak yaşadığı sorunlar var. Sinan Özkar, Rabia Akman, Emre Karabulut gibi isimlerin önderliğini yaptığı bir grup, CHP'nin kurultaya gitmesini savunuyor. Ancak İl Başkanı Adar'ın taraf olduğu diğer grup, buna ayak diriyor. Sayın Usluer de CHP tüzüğünü işaret ederek, Adar yönetimine bir mesaj göndermiş oldu. Her zaman söylerim; insanlar mantıklarına göre değil, duygularına göre hareket eder. İl Başkanı olmak güzel bir şey. Sayın Adar'ın kendisine yönelik muhalefetle mücadele etmesi ve İl Başkanlığını korumaya çalışması da normal bir olay. Ancak eğer yaşanan gelişmeler partinize zarar vermeye başlıyorsa, burada duygusallığı bir köşeye bırakıp, mantıkla hareket etmek lazım. Umarım CHP'nin yöneticileri mantıklarının sesine kulak verir. Zira duygusalıkları, kendi partilerine zarar vermeye başladı...
İmparatorun toprakları
İspanyollar Orta Amerika'yı işgal ettikleri zaman Kızılderililerin topraklarına el koyarak, "Burası İspanya İmparatoru Carlos'a aittir" demişler ve Kızılderilileri İmparator Carlos'un topraklarında yaşadıkları için vergiye bağlamışlar. Yahnikapan'da bulunan 200 dekarlık meranın, kiralanmasına karar verildiğini öğrendik. Şimdi Türkiye'de hayvancılığın öldüğünü, et ve süt üretiminin 17 yıl öncesine göre yarının bile altına düştüğünü uzun uzun anlatacak değiliz. Aslında adaletin durumundan da bahsetmeye gerek yok. Ancak Yahnikapan köylülerinin atalarının kullandığı meraları işletmek için kira ödeyeceklerini öğrendiğimiz zaman, aklımıza İmparator Carlos geldi... Yahnikapanlı sığır yetiştiricilerine söylenen söz, "Biz o merayı kiralayacağız. Buyrun siz de ihaleye katılın" olmuş. İyi de üretici zaten perişan. Bir de atalarının kullandığı topraklara kira mı ödeyecekler? Yahnikapan arazileri, Yahnikapanlılarındır. İmparator 1'inci Carlos'un değil...