Ünlü Büyükerşen’e, Büyükerşen Ünlü’ye…

Arif Anbar yazdı

15 Kasım 2017 09:31
A
a
Sütiş Eskişehir
Fark etmişsinizdir…
Son aylarda, AKP İl Başkanı Dündar Ünlü sürekli gündemde.
Otobüs meselesi…
Su meselesi…
Otopark meselesi…
Hamamyolu meselesi…
Termik santral meselesi…
Makyaj meselesi…
Atatürk meselesi…
Listeyi uzatmamız mümkün.
 
*
 
 
Ünlü, il başkanlığı görevi boyunca, yerel iktidarın yaptığı hizmetlerin neredeyse hiç birine herhangi bir muhalefet yapmadı.
Yerel iktidar temsilcileriyle hiçbir biçimde polemiğe girmedi.
Kendisine dönük saldırı niteliğinde eleştiriler olsa dahi tahrik olup karşılık vermedi.
Dahası, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i makamında kabul ederek, makamında yaptığı açıklamalarıyla da onore ederek, kendi partisine örnek oldu.
Böylesine uzlaşmacı, siyasi nezaketin kitabını yazmış, naif ve kibar denebilecek bir isme, AKP’de daha önce rastlamadığımızı net bir biçimde ifade edebiliriz.
 
*
 
Ancak son aylarda Ünlü’ye bir haller oldu.
En başta dedik ya, pek çok konuyla ilgili sürekli gündemde.
O uzlaşmacı, naif ve kibar Ünlü gitmiş…
Yerine; saldırgan, polemikten beslenmeye çalışan, demagoji yapan, mızmız, asabi bir Ünlü gelmiş.
Böylelikle…
Sakin ve akıllıca düşünemediği için, polemiğe girdiği isimlerden sürekli artistik gol yemiş, dolayısıyla partisinin kalesine gol atmış bir Ünlü’yle karşı karşıya kaldık.
 
*
 
Vaziyet buysa…
Ünlü’nün ayarını bozan bir şey olmalı değil mi?
AKP il kongresi!
Daha kongrenin yapılacağı tarih bile belli değil.
Dolayısıyla Ünlü’nün tekrar aday yapılıp yapılmayacağı da belirsiz.
İşte bu belirsizlik Ünlü’yü fazlasıyla geriyor.
Hatta il başkanı olmak isteyen partililerine dönük yaptığı, “herkes açık olsun, niyetini söylesin” şeklindeki açıklamaları, bu gerginliğin ne kadar tehlikeli boyutlara çıktığını açıkça gösteriyor.
Niye böyle söylüyorum?
Çünkü AKP’de bir tartışma yapılacaksa eğer parti içerisinde yapılır.
Fakat Ünlü, danışma kurullarında ya da partinin kapalı toplantılarında kullanılabilecek ifadeleri, kamuoyu önünde kullanıyor.
 
*
 
Tüm bunlara bakarak görüyoruz ki Ünlü’nün tekrar il başkanı gösterilmesi tehlike altında.
Ünlü’de bu tehlikeyi bertaraf etmek ve tekrar il başkanı olabilmek için, “Yerel yönetimlerle en çok ben savaşıyorum, ben mücadele ediyorum” havası oluşturarak, parti kamuoyunda algı yönetmek derdine düşmüş.
Başarılı olur mu?
Bekleyip göreceğiz…
 
*
 
NOT:
Yazımı tam teslim ediyordum ki, Yılmaz Büyükerşen’in Dündar Ünlü’yle ilgili 20 Aralık 2016’da yaptığı açıklaması aklıma geldi. Ben de sizinle paylaşmak istedim.
İşte, Büyükerşen’in o açıklaması:
“Dündar Ünlü, bana göre AKP içerisinde çok aklı başında bir politikacı. Beğeniyorum da. Ama siyaset yapmak zorundalar. Partilerinin genel stili olarak böyle yapılıyorlar ne yazık ki. Dündar Ünlü’ye bazı şeyleri yakıştıramıyorum ama normal karşılıyorum. Biliyorum ki Dündar Ünlü, o vasıfta bir insan değil. Siyasette çok daha yukarıda bir insan. Keşke şehirdeki diğer AKP’li siyasetçilerin hepsi Dündar Ünlü seviyesinde olabilseydi."
 
*
 
Büyükerşen sanki bu günleri görmüş, “Dündar Ünlü nitelikli, vasıflı, aklı başında bir politikacı ama görevde kalabilmesi ya da parti içerisinde daha da yükselebilmesi için klasik AKP stilini kullanmak durumunda” demiş.
 
*
 
Ana yazıda okudunuz, not bölümünde de…
Ünlü Büyükerşen’e, Büyükerşen Ünlü’ye övgüler düzüyor.
Ancak bugünlerde Ünlü’nün işi gücü Yılmaz Büyükerşen’e muhalefet etmek.
Ana yazıda belirttiğim gibi…
Ünlü’nün bunu yapmasındaki temel neden, görevde kalma isteği.
Partisini inandırırsa görevde kalabilir ve bu durum Büyükerşen’in de işine gelir.
Ancak inandıramazsa, başka bir ismi AKP’nin il başkanı olarak görebiliriz.
 
 
 
  • “Atatürk benim!”
  • “Hayır benim!”
 
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu aklı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’dan bugüne, “Atatürk benim-senin” tartışması bir türlü bitmiyor.
 
*
 
Peki, bu gereksiz, ayıp, yakışıksız, fena tartışmayı kimler yapıyor?
AKP ve CHP’nin yönetim kadrolarında yer alan politikacılar.
Hakaretler, suçlamalar, seviyesizlik havada uçuşuyor.
 
*
 
Bu tartışma ne yazıktır ki Eskişehir’e de sıçradı.
Nasıl?
Popülizmden beslenen bir politikacı saldı oltayı.
İl başkanlığı koltuğunu korumaya çalışmakla meşgul olan başka bir politikacı da sazan gibi atladı.
Böylelikle Atatürk üzerinden yapılan o çirkin politikanın bir örneği de, maalesef kentimizde yaşandı.
Yani bölücü politikanın örneği!
 
*
 
Ancak içiniz rahat olsun.
“Atatürk benim-senin” tartışmasını halk yapmıyor.
Çünkü halk, Atatürk’ün, bayrak ve İstiklal Marşı gibi birleştirici bir kudreti olduğunu biliyor.
O’nu seviyor.
O’na saygı duyuyor.
O’nun fikirlerini yaşatmaya ve geliştirmeye azmediyor.
 
*
 
Bu nedenle kaygılanmaya lüzum yok.
Türkiye’de ve Eskişehir’de, bölücü-hizipçi politika yapıp kitlesini kemikleştirmeye çalışan insancıklar, çöldeki bir kum tanesi kadar dahi önemli ve değerli değiller.
Hele ki Atatürk üzerinden politika yapacak kazar akıllı ve zeki, hiç değiller!
 
 
 
 
Belediyelerin mazeretine bak: Gider sorunu varmış!
 
Geçtiğimiz Cumartesi günü kaleme aldığım, “Bu insanlar nereye sıçacak” başlıklı yazımda, haftalık kurulan semt pazar yerlerinde seyyar tuvalet olmadığını, bu nedenle pazarcıların sıkıntı yaşadığını ifade etmiştim. Konuya ilişkin yönetmelikte, semt pazar yerlerinde tuvalet hizmeti verilmesi ile ilgili, belediyelerin zorunlu tutulduğunu da aktarmış, ancak belediyelerin kulağının üstüne yattığını belirtmiştim. Belediyelerin yanı sıra, sorumluluk sahibi olan kurumları da teker teker yazmış, çözüm için el atmaları gerektiğini vurgulamıştım.
 
*
 
SÖZ HAKKIMIZ KALMADI
Bunun üzerine cevap hakkını kullanmak isteyen Seyyar Tuhafiye ve İşportacılar Odası Başkanı Ali Safa Şen’in aktardıklarını aynen paylaşıyorum:
“Pazarlardaki bu tuvalet sorunu gerçekten sıkıntılı. Çözülemiyor. Ancak son yönetmelikle birlikte artık bizim söz hakkımız kalmadı. Sorumluluğumuz kalmadı. Bütün sorumluluk Pazarcılar Odası’na geçti. Şuan da yazdığınız konuyla ilgili çalışma yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Bizim sorumlu olduğumuz dönemde belediyelerle bu sorunu defalarca konuştuk. Ancak belediyeler her defasında, ‘Gider sorunu var’ dedi. Yani sonuçta bu sorun bir türlü çözülemedi. Ama dediğim gibi şuan bizim sorumluluğumuz ve söz hakkımız yok. Ve durumdan haberimiz de yok.”
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi