Gazetede her gün yaptığımız ‘haber masası’ toplantısında, Anadolu Üniversitesi’nde yapılan eylem ve sonrasında meydana gelen olayları tartıştık.
Haber muhabirimiz Arif Anbar’ın çektiği fotoğrafları inceledik, olaylar ile ilgili ES TV Genel Yayın Yönetmeni Soner Yüksel ile Arif’in gözlemlerini dinledik. Ve Soner’in de özellikle vurguladığı gibi öğrencilerin eyleminin bazı kişi ve gruplarca provoke edildiğine kanaat getirdik.
Fotoğraflara baktığımda bir orta yaşlı beyefendi gördüm. Hemen hemen bütün karelerde o var. Öğrenci derseniz olmadığı açık seçik belli. Belli ki olayları ateşlemek üzere gelmiş.
ONLARIN NE İŞ VAR ÖĞRENCİLERİN ARASINDA?
Olay öğrencilerin hak aramanın ve seslerini duyurmanın dışına çıkmış. Olayların içerisinde yaklaşık 200 kişinin olduğunu öğrendim. Fotoğraflar üzerinde bazı arkadaşlarla yapmış olduğumuz inceleme de 100’e yakın kişinin öğrencilikle ilgilerinin olmadığını belirledik. Sonuçta bir gurup öğrencinin hak arama eyleminin bazı kişi ve gruplarca provoke edildiğinin kanaatine vardık. Öğrenciler eylem yapıyor içlerinde bazı marjinal siyasi partilerin yöneticileri, üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının üyeleri de var. Öğrenci kardeşlerim, bu kişilere ‘sizin aramızda ne işiniz var?’ diye sormadığı sürece, hak arama için yaptıkları eylemler farklı ses getirir. Amaçları buysa o başka.
POLİSE TAŞ ATAN PROVOKÖTERLER HAKLI
BİBER GAZI SIKAN POLİS HAKSIZ MI?
Bütün uyarılara rağmen eylemciler eylemlerinden vazgeçmeyince polis biber gazı ve tazyikli su sıkmak zorunda kalıyor. Ondan sonra birileri, öğrencilerin üzerine biber gazı sıktıklarından dolayı polisi suçluyor. Polis en son çare olarak biber gazını kullanıyor. Yapılan tüm iyi niyetli uyarılara karşı cevap alamaması, provokatörlerin öğrencileri kışkırtmaya davam etmeleri haklı olarak polisi çileden çıkarıyor. Zaten birileri de bunu istiyor. Sonradan da ‘hak arayan öğrencilere tazyikli su sıktı, biber gaz kullandı’ diyerek, halkın polise olan güvenini sarsmak ve bu sayede de kendilerini aklamak!
Öğrenciler ve velileri çok dikkatli olmalı. Haklı oldukları davalarında, öğrencilikle uzaktan yakından ilgisi olmayanları içlerine aldıkları, onları yanlarından uzaklaştıramadıkları sürece hep haksız çıkarlar.
Hakikaten eylem amacını aşmış.
Büyükşehir çalışıyor
Dün Büyükşehir Belediyesi’nin üst düzey bir yetkilisi yakaladı! Beni. Kendisiyle eski bir dostuz. Ağabey-kardeş hukukumuz var.
“Sadi, Büyükşehir Belediyesi bu şehre neler kazandırıyor? Nasıl çalışıyor? Neler yapıyorlar? Hiçbir gün bir güne merak ettin mi? Gel bak seni gezdireyim. Küçük bir tur atalım. Neler yapmışız ve nasıl çalışıyoruz gözünle gör” dedi.
“Abi bugün vaktim yok. Söz başka bir gün gezeriz” desem de, kolumdan yapıştı.
“Seni gezdirmeden bırakmam” dedi.
Gezmeye mecbur kaldım. Seyitgazi Caddesi’nden Ihlamur Kent’e girdik. Daha önceleri köstebek yuvası olan caddeler adeta kaymak! Gibi olmuş. Oradan Çankaya çıkan yola baktık. Orası da asfaltlanmış.
Ihlamurkent’ten geçip Odunpazarı Belediyesi’nin eski Fen İşleri Şantiyesi ve Mamuca Göletine çıkan caddeden Ankara asfaltına inecek İmar Planlarında yol olarak görülen yolun açılması için düğmeye basılmış. Çalışmalar yapılıyor. Kütahya, Afyon, Bursa, İstanbul istikametinden Ankara’ya gidecek araç sürücüleri, eğer şehir içinde uğraması gereken yerleri yoksa direk bu yolu kullanarak Ankara asfaltına çıkabilecekler.
Bir saatte yakın dolaştık. Samimi olarak belirteyim o kadar çok hizmet yapılmış sadece Fen İşleri Daire Başkanlığına bağlı Yapı İşleri ve Yol İşleri Şube Müdürlüklerine bağlı ekiplerinin yaptığı hizmetlerin tamamı görme imkanım olmadı. Eğer oraları da gezseydik herhalde bir tam günümüz geçerdi.
Yapılan bu hizmetlerin çoğunu biz basın mensupları bilmiyoruz. Yılmaz Hoca kış gelmeden yapılan hizmetleri basın mensuplarını gezdirip yerinde gösterirse bizlerde bilgi sahibi oluruz. Artı şehir halkına da bütün bu yapılanları yazılarımızla anlatma fırsatı buluruz.