Yaşamın İçinden
Üniversitemizin aydınlık yüzü
Hayret ki nasıl…
İçki bahanesiyle son günlerde eğitim kurumları ışık gelen tüm delikleri tıkamaya başladı.
Yıllardır isteyenin içki de içebildiği, eğitim kurumlarının yemekhanelerine yasak kondu.
Eskişehir Öğretmenevi’ne içki yasağı getirildi.
Bu konuda birkaç gazetecinin dışında tepki gösteren olmadı nedense.
Ben “İçki yasağının termelinde yatan zihniyet önemlidir” dedim.
Yetmedi.
Bilim yuvası olan:
Üniversitelere de aynı yasak kondu.
Neymiş?
“Kampüsten içeri de içki yokmuş. ”
Kim demiş?
YÖK’ten yazı gelmiş.
Hani bir söz vardır ya.
“Vur deyince öldür” anlarız.
Onun gibi, bilim adamlarımızın başka işleri yokmuş gibi,
“İçki yasağına taktılar kafayı. ”
Yasak olsa ne olur olmasa ne olur?
Yasak üniversiteliye değil ki?
İçecek adam kent merkezinde içer, üniversitedeki işine gider.
Korkarım.
Bir de alkol muayenesi çıkarırlar da, kapıdan girenlere üfletirler.
--//--
Gelelim asıl konuya.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın’a bir haller olmaya başladı.
Temeli Eskişehir’de atılan Açık Öğretim Fakültesi’nin 30. kuruluş yıldönümünü, Dolmabahçe Sarayı’nda kutlama kararı alan Anadolu Üniversitesi açıklamasının ilk bölümünde iki madde dikkat çekmişti:
“Kutlamada içki yoktu. “
“Saray ücretsiz olarak kutlamaya tahsis edilmişti. ”
Ne yazık ki kamuoyunun baskısı ile gelen bu açıklamayı kimin yaptığı da belli değil.
Demek ki, bir arkadaşın söylediği gibi, büyük Anadolu Üniversitesi’nde,
“İletişim böyle kurulup, böyle okutuluyor?”
Dahası AÖF gibi Türkiye’de ilk kez yaygınlaşan, dünyanın dört bir yanında bürolar açılan bir eğitim kurumunun 30. yılında da, iş varıp “içki yasağına” dayanıyor. Oysa daha geniş bilgiler verilip tarihsel gelişimi anlatılabilirdi.
Her neyse…
Kimin yaptığı belli olmayan açıklamada yer ve tarih verilmese de bir özür çekti dikkatimizi:
“AÖF kutlaması kök saldığı kendi toprağında da elbette yapılacaktır.”
Ne dersiniz Sevgili Davut Hocam.
Birileri size üflüyor mu yoksa?
Günlerin getirdiği
-Bir ziyaretin yorumu —
Geçtiğimiz günlerde Tepebaşı Belediye Meclisi üyelerinin Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e yaptığı ziyaret için bazı kişilerin farklı yorumlar yaptığını duydum. Neymiş, meclis üyelerinden bazıları ve Başkan Ataç ile Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu neden bu ziyarette yer almamışlar. Erdal Caferoğlu, Ayhan Kavas ve Mete Yılmaz neden yoklarmış? Mustafa Ünal, Abdullah Sargın, İbrahim Kökdere, Ahmet İlker neden yoklarmış? Hemen belirtelim. Saydığımız bütün isimlerin ziyaretten haberi vardı. Meclis üyesi H. Hüseyin Bolat Eskişehir’de ve şehir dışındaki arkadaşlarla konuştu. Bilgi alışverişinde bulundu. Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç ve Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu, toplantıda oldukları için, diğer arkadaşlarımız da özel konumları gereği bu ziyarette bulunamamışlarıdır. Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e arkadaşlarımızın selamları söylenmiştir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i ziyarette hazır bulunan Tepebaşı Belediyesi’nin CHP’li Belediye meclis üyeleri şunlardır:
Fisun Şenis, Beysun Doğan, Hatice İşcan, Ömer Duru, H. Hüseyin Bolat, Recep Yıldız, Ali Topkaya, Yücel Erol ve Hasan Tutucu.
----Hızlı trenin politik aboneleri—
Salih Koca ve Ülker Can’ın, doğru mu yanlış mı bilmem; evlerini Ankara’ya taşımadıklarını biliyorum. İki vekilimiz de Ankara’ya hızlı trenle gidip geliyorlarmış. Ülker Hanım lüks otosunu, genelde Eskişehir’de kullanıyormuş. Salih Koca da öyle. Ankara’ya hızlı trenle gidip geliyormuş. Bir kez karşılaştık. Hızlı trende ekibiyle birlikte gördüğüm Sayın Koca, tanıdıklarının hatırını soruyordu. Prof. Dr. Nabi Avcı’nın Ankara’da oturduğunu biliyorum. Hiç görmedim ama, arada bir önemli olmayan geliş gidişlerde Sayın Avcı hızlı treni kullanıyormuş.
Her neyse, Sayın Avcı bakan oldu ya. Bundan sonra kentsel toplantıları Ankara’da yapmaya başlamış. Hem bakanlık hem kentsel sorunlar… Kolay değil elbette. Bu arada milletvekilleri ile birlikte oturup kalkan Süleyman Reyhan’ın koltuğundaki dosyanın kabardığını duydum. Özellikle öğretmen atamaları için sorunu olan Reyhan’a koşuyormuş. Son günlerde dikkat çeken bir önemli konuda, İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Yapıcı’nın durumu. Yapıcı, milletvekilleri tarafından en fazla aranan isim durumuna gelmiş. Bu konu için kimileri ”kırsal kesimdeki sorunlar” derken, kimileri de “Yapıcı’nın politikada ağırlığı” yorumunu yapıyormuş. Bir hayli ilginç bir durum. Görünen o ki bu gidişle hızlı tren yolcularının sayısı artacağa benziyor.