Prof. Dr. Cengiz TÜRE yazdı
Ülkemiz medyasında, eğitim ve öğretim konularını yoğun bir şekilde ele alan gazetecilerin başında Abbas Güçlü gelmektedir. Güçlü’ nün 2013 yılında Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde yazdığı “Türkiye ve Dünyanın En İyi Üniversite Kentleri” başlıklı yazısı, oldukça ilgimi çekti…
Neden mi? Çünkü Eskişehir, hem kentte yaşayanlar tarafından hem de ülke genelinde, üniversite kenti olarak tanınmaktadır. Doğrusunu isterseniz, bir Eskişehirli Öğretim Üyesi olarak, ben de şehrin böyle anılmasından çok memnunum…
Ancak adı geçen köşe yazısında, üniversite kentlerine ilişkin verilen dünyadan bazı örnekleri görünce, bir kentte üniversite ya da üniversitelerin bulunmasının, o kenti ne kadar üniversite kenti yaptığını şöyle bir düşündüm. Nihayetinde üniversitesi olmayan kentimiz kalmadı… Yazar köşe yazısında soruyor; “İstanbul’da üniversite sayısı 40’a yaklaştı. Peki, bu İstanbul’u bir üniversite kenti yapıyor mu?”
Sonra bu soruya, Eskişehir açısından yaklaşmaya çalıştım. Ülke geneline göre oldukça iyi durumda iki üniversitemiz var. Üçüncüsü ise yolda… Eğer üniversitelerin durumuna sadece kentin nüfus hareketliliğine ve yatırım ekonomisine sağladığı katma değerler açısından bakarsak, sorun yok… Durum oldukça iyi… Diğer yandan, gerek halkın sosyo-ekonomik durumu gerekse kamu ve özel sektörün mal/ hizmet üretim seviyesi açısından bakıldığında, kentimizin yine iyi olduğunu söyleyebiliriz…
Fakat kent dinamiklerini ve üniversiteleri, çaplarını ayrı ayrı genişleten iki farklı daireye benzetecek olursak, kesişim alanlarının istenilen oranda büyük olduğunu ifade etmekte biraz zorlanıyorum. Çünkü kent ve üniversiteler arasındaki kesişim alanının boyutu, gerçekçi bir yaklaşımla değerlendirildiğinde, “öğrenci kenti” görünümünün baskın olduğunu söyleyebilirim.
Oysa istenilen seviyede bir işbirliğine ulaşıldığı takdirde; hem üniversitelerin hem de kent dinamiklerinin, kesişim alanları daha büyük olan, kaliteli ve hızlı bir çap artışı sağlayabilmeleri kaçınılmazdır...
Dilerim ki; kentimiz ve üniversiteler arasındaki bu kesişim alanı daha da artarak, öğrenci kentinden evrensel anlamda bir üniversite kentine hızla dönüşür…