Yaşamın İçinden
-Umutlar alev alev—
Başbakan Sayın Erdoğan onlar bu ülkenin evladı değillermiş, onlar vergi vermeyecek, onlar askerlik yapmayacaklarmış gibi, meydanlara gezi için çıkanlara çapulcu yakıştırması yapıyor.
Oysa ülke baharın bir başkalığını yaşıyor.
Yalana dolana kanmayacağını, çağdaş zorlamalara boyun eğmeyeceğini haykıran bir gençlik filizlenmeye başladı.
Es Park’ın önünde izledim.
Bıyığı terlememiş gençler.
Güle oynaya taleplerini, haykırıyorlardı.
Saf, art niyetsiz, politikada uzak.
--//---
Dikkat ediyor musunuz?
Halk TV ve Ulusal Kanal yayınları sardı ülkeyi.
Bu iki özel televizyon kanalını, bilmeyenler buluyor.
Seyretmeyenler seyrediyor.
Bulamayanlar soruyor
Halk TV ve Ulusal Kanal ilan almasalar da güle oynaya meydanlara çıkan gençlik hareketini, enine boyuna verdikleri için aranıyorlar.
Dün bu yazıyı yazarken başıma dikilen bir arkadaşa sordum:
“ Halk TV ve Ulusal Kanal’ı izliyor muydun?”
“ Hayır” dedi gülerek.
“ Öğrenci olayları başladıktan sonra izlemeye başladım. Çünkü diğer kanallar doğru dürüst vermiyorlar.”
Eskişehir’de aynı sevgiye ES TV mazhar oldu.
ES TV çalışanları sabahın erinden , akşamın körüne kadar gelişmeleri izleyip, haberleri verirlerken,
bizler de, bu gençlere yetişmeye çalışıyoruz.
Bir yandan ES TV diğer yandan gazeteniz Anadolu.
Yalnız Gezi olaylarını değil.
Haklı ve gerçek bulduğumuz bütün haberleri sizlere ulaştırmaya gayret ediyoruz.
Bu konuda duyarlı okur ve izleyicilerimizden gelen takdir duyguları çalışma isteğimize hız kazandırıyor.
Okur ve izleyicilere yeri gelmişken teşekkür ediyorum.
--//--
Dedim ya.
Gezi eylemleri sardı ülkeyi.
Eskişehir’de başına darbe alan üniversite öğrencisi Ali İsmail’den sağlıklı haber beklerken, diyorum ki:
Yangına körükle gidenler dikkat.
Gençleri karşı karşıya getirecek tutum içine girmeyin.
Haddim değil ama hatırlatayım diyorum.
Bu konuda en önemli sorumluluk başta Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devlet büyüklerimize düşüyor.
Tahrik edici, aşağılayıcı ve öfkeleri körükleyen, gençlerin haklı taleplerine politika bulaştıran söz ve davranışlarda bulunacaklara fırsat vermeyiniz.
Günlerin Getirdiği
--Hoşcan ve Ünal—
Bir yanda Eskişehirspor’un geleceğini belirleyecek, diğer yanda Eskişehir sanayisine yön verecek olan ESO kongresine adım adım yaklaşıldığı içinde bulunduğumuz günlerde, yönetimlere talip, bu şehirde olumlu çalışmalarda adı duyulmuş kişilerden yalınız kendilerini değil, çevresindeki insanları da rahatsız edici, suçlamalar duymaya başladık. Bir yanda Başkan Halil Ünal diğer yanda Mesut Hoşcan Eskişehirspor hakkında; bir yanda Başkan Savaş Özaydemir, diğer yanda genç işadamı Nebi Hatipoğlu ESO hakkında bir daha yüz yüze bakmayacaklarmış gibi, kendilerine yakışmayacak sözler kullanıyorlar.
Halil Ünal’ın Es-Es için yaptığı çalışmaları bilmeyen yok. Rakibi Mesut Hoşcan da öyle. Düne kadar birlikte çalıştılar. Halil Ünal yaptığı çalışmaların takdir edilmeyişine kızıyor. Ve diyor ki:
“ Konuşursam kulüpte yönetici kalmaz.”
Halil Ünal halen başkan. Ne konuşacak, bu konuşmasından hangi yöneticiler etkilenecek? Herkes merak ediyor. Üstelik suçlama hangi konuyu içine alıyor bilen yok. Rakibi Mesut Hoşcan yanıt veriyor ve diyor ki “Halil Ünal ne biliyorsa açıklasın.”
Şimdi buyurun çıkın işin içinden. Demokratik kurallar içinde yapılacak Es-Es kongresi öncesi yapılanların kime yararı olur?
Daha fazla uzatmak istemiyorum. Halil Ünal zor günleri aşarak Eskişehirspor’u bu günlere getirmiş bir isim. Mesut Hoşcan kendisinde Eskişehirspor başkanlığını yönetme cesareti gören bir kişi. Sonucu belirleyecek olan ise delegelerin sandığa atacağı oylar. Öyleyse bu güzel olayı çirkinleştirmek niçin? Bir başka yazımda ESO’da gelişen olayları yazacağım. Yani Savaş Özaydemir ile Nebi Hatipoğlu’nun yarışına değineceğim. Çünkü aynı kavga burada da devam ediyor.
---Şanlı başına iş açtı—
Eskişehir’de başlayan Gezi eylemlerine elinde “Tayyip mezara halk iktidara” yazılı pankart taşıyarak katılan CHP’li İl Genel Meclisi üyesi Erdal Şanlı’ya , ilkin İl genel meclisinin AKP’li başkanı Ahmet Yapıcı karşı çıkarak yaptığın yanlıştı demişti ya. Şimdi de, CHP’nin il başkanı Erman Gölet “Erdal Şanlı hakkında soruşturma açacağız. Yaptığı eylemin CHP tüzüğüne aykırı olup olmadığını inceleyip hakkında gereken yasal işlemi yapacağız” yorumunu yapmış. Erdal Şanlı şaşkın. “Ben bu pankarttaki yorumu mecazen yaptım. İlgililerden özür diliyorum” demiş ve eklemiş: “Allah Başbakanımıza uzun ömürler versin.”
İlginç bir durum değil mi? Erdal Şanlı acaba hakkında açılan soruşturmaya nasıl yanıt verip kendisini savunacaktır? Açıkladığı gibi “Ben öyle demek istemedim. Düzeltiyorum. Allah Başbakanımıza uzun ömür versin” derse parti kendisine ceza verecek mi? Önceki gün Espark önünde dolaşırken gördüğüm Şanlı’ya sordum. “Peki bundan sonra ne olacak?” Gülerek şöyle dedi: “Yıllardır politika yapıyorum. Bunu da gördüm. Taşıdığım pankartta gerçekten Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ölmesini hiç düşünmemiş, sadece pankartımın biraz dikkat çekmesini, istemiştim. Gördüğün gibi başıma iş açıldı. Üstelik kimseye bu iyi niyetimi inandıramıyorum. Hem benim mezara dememle Sayın Başbakan ölecek mi?”