Eğitim Sen Şûbe Başkanı Faik Altan, yeni düzenleme ile YÖK'ün baraj puanlarını kaldırmasını eleştirdi. Faik Alkan yaptığı açıklamada YÖK'ün gençlere diploma pazarlamaya çalıştığını belirterek "YÖK, izlediği politikalarla yükseköğretim sisteminde niteliği değil rakamsal verileri önemsemekte, dolayısıyla da gençlerin sadece diploma sahibi olmasıyla yetinmeyi tercih etmektedir" ifadelerinde bulundu.
Bir diğer açıklama da Tepebaşı eski Belediye Başkanı Tacettin Sarıoğlu'ndan geldi. AK Partili Sarıoğlu, "Çok yazık Allah sonumuzu hayretsin. İşlerine yarayacak diplomalı cahiller yetiştirmek için bir adım olsa gerek" dedi.
Bir tarafta Sarıoğlu, bir tarafta Altan... Her iki isim de dünyaya farklı noktalardan bakıyor. Faik Altan dünyaya sol taraftan, Tacettin Sarıoğlu ise sağ taraftan bakıyor. Ancak her iki isim de bir konuda mutabık; eğer ki bu ülkeye iyilik yapmak istiyorsanız, bilgili ve yetenekli insanlar yetiştirmelisiniz. Dünya üzerinde hiçbir siyasi sistem, yetişmiş elemanlarınız yoksa bir işe yaramaz.
Gerçi Sayın Tacettin Sarıoğlu "Kaliteyi artırmak için bir adım atsalardı şaşırırdım gerçekten" demiş. Ancak görülüyor ki Faik Altan bu adımın atılmasına şaşırmış.
Bu ülkede hâlen birilerinin bir şeylere şaşırıyor olmasına çok şaşırıyorum. Kardeşim siz parayla askerlik tezkeresinin satılmasına şaşırmıyorsunuz da, Üniversitelerin içinin boşaltılacağına mı şaşırıyorsunuz? Gerçekten şaşkınlık içindeyim...
Öte yandan benim asıl şaşırdığım şey, bu ülkenin nasıl olup da hâlen ayakta durmayı başardığıdır. Hani, "Türkiye'ye öyle bir kötülük yapalım ki" diye düşünseniz, ancak böyle bir adım atarsınız. Üniversite sınavlarından taban puanın kaldırılması, olsa olsa memlekete kötülük etmektir. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Muhtemelen hükûmet, "Önümüze geleni üniversiteye sokalım, böylece öğrenci sayısı çok, işsizlik sayısı da az gözükür" diyerek bir kurnazlık planlamış. Açıkçası kurnazlık söz konusu olduğunda ÖSYM'nin de YÖK'ün de eline su dökmek pek kolay olmuyor.
Malumunuz bir zamanlar Türkiye'nin en güvenilir kurumları arasında ÖSYM gelirdi. Daha sonra ÖSYM'nin anahtarının FETÖ'ye teslim edilmesiyle birlikte işler değişti. Paralel Yapılanma, soruları çaldı, istediği kişileri istediği üniversitelere yerleştirdi ve hatta soruları sattı. Sahi kim izin verdi bilim yuvalarımızın târumâr edilmesine?
Tabii bunlar hep muhalefetin suçu. O muhalefet yok mu o muhalefet; vallahi bunların yatacak yeri yok...
CHP Milletvekili Utku Çakırözer Odunpazarı Esnafını kapı kapı ziyaret etti ve dert dinledi. Tabii Allah Utku Çakırözer ve diğer muhalefet milletvetvekillerimize sabır versin. Çünkü şu sıralar vatandaşın derdini dinleyebilmek için gerçekten de sabırtaşı gibi bir yüreğe sahip olmanız gerekiyor. Esnafın aslında pek çok derdi var. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan dert, elektrik zamları. Bu kadar ağır faturalar karşısında küçük esnafın dükkanı döndürmesi mümkün değil. Nitekim Çakırözer'le konuşan esnafımızın da tamamı, dükkanı kapatma ihtimalinden bahsetmiş. Eğer ki esnafımız dükkanını kapatma aşamasına geldiyse, bu ülkede bir şeyler hakikaten çok ters gidiyor demektir. İktidarın muhalefete laf yetiştirmeyi bırakıp, iş üretmesinin zamanı geldi.
Türkiye yabancıya cennet yerliye cehennem... O sebeple 10 milyon mülteci başka bir yere gitmiyor
müjde müjde müjde Halk süt 5 litre süt te 25 kuruş indirim yapmış.
ÜLKEDEKİ İĞNEDEN İPLİĞE TÜM ZAMLARIN SORUMLUSU CHP DİR. ÜNİVERSİTE BARAJININ KALDIRILMASI SORUMLUSUDA CHP DİR :))
çıkar şu cebindeki telefonu, ne dediğin anlaşılmıyor. :)))
Diyelim ki Alman vatandaşısınız. Ananız babanız 25 yıl önce Almanya’ya göçmüş, sizde orada eğitim almışsınız. Türkçeyi de biliyorsunuz. Avantajları dolayısıyla Alman vatandaşlığını tercih etmişsiniz. Almanya’da eğitiminize devam etseniz, okuyabileceğiniz bölüm en fazla elektrikçilik veya tornacılık. Türkiye’ye geliyorsunuz, Türkçe bilen yabancı uyruklular üniversite sınavına giriyorsunuz, “Aaaa…Maşallah çocuk Türkçe’de biliyormuş….” diyorlar ve uçak mühendisliğini kazandırtıyorlar… Diyelim ki Suriyelisiniz, ekmek elden su gölden burada yaşıyorsunuz ve Türkçe öğrenmişsiniz. Türkçe bilen yabancı uyruklular üniversite sınavına giriyorsunuz, “Aaaa…Maşallah çocuk Türkçe’de biliyormuş….” diyorlar ve tıp fakültesini kazandırtıyorlar…Senin çocuğun senelerce dirsek çürütüyor. Kurslar, dersleri testlerden geçiyor. Üniversite sınavına giriyor, haydi diyelim sınavı kazanıyor ve tıp fakültesini kazanıyor, bir bakıyor ki sınıf arkadaşlarının yarısı Arap…Bu puansız işi bizim çocuklara yaramaz, yedirm