Üj bej Rumelili…

Şinasi Kula yazdı

6 Mart 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Tekirdağ’ın geneline mâl edilse de, bence sadece Bulgaristan göçmenleri “üj bej” sözcüğünü kullanmaktadır. Üç ve beş sayılarını kendilerine has şive ile söyledikleri biçimdir bu. Bu sözcük de aklımıza göçmen yurttaşlarımızı çağrıştırır. Eskişehir’de zamanla oluşan hoşgörü kültürünün mayalarından, hatta başlıcasıdır onlar...
Geçtiğimiz hafta sabah kahvaltısında Rumeli İşadamları Derneği’nin davetlisi olarak hoş bir buluşma gerçekleştirdik onlarla medya mensupları olarak. Eskişehir’in gerçekten de sevilen isimlerinden biri olan Bahar Bilen’in hoş mekânında çaylarımızı yudumlarken sohbetler etme olanağı bulduk kendileri ile. Dernek Başkanı İbrahim Durgut’la ilk kez karşılıklı sohbet ettiğimizde, neden daha önce tanışma olanağımız olmadı diye üzüldüm içten içe...
Sayın Durgut, gösterişi sevmeyen yalın biri. Kendisine başkan diye hitap edilmesi durumunda dahi “bu hitaba alışamadım” diye gülümseyerek karşı koyuyor. Aslında nice makam ya da koltuk sevdalısına adam gibi mesaj değildir de nedir yaptığı? Makamların insanları asla yüceltmeyeceğini, insanın makamı yüceltebileceğini ben de kendileri gibi savuna gelenlerdenim…
Ülkemizi ve Eskişehir’i seviyorum diyor İbrahim Durgut.
Eskişehir’de yaşamak benim için bir onurdur. En büyük hedefimiz Eskişehir’e katkı sağlayarak çocuklarımızın geleceğinin şekillenmesine fayda sağlamaktır diyor...
Kısa bir özgeçmişle açıklamasında bulunup şunları söylüyor; 1924 yılında Yunanistan’ın Manastır Bölgesinden Türkiye’ye gelen mübadil bir ailenin çocuğu olarak 1962 yılında Eskişehir’de dünyaya geldim. İlk, orta ve yüksek öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. Maden mühendisiyim, Eskişehir-Kütahya-Bilecik-Afyon bölgesi olmak üzere teknik malzeme satışı yapmaktayım…
Derneğin kuruluş amacı ile ilgili de şöyle diyor: Derneğimizi Aralık 2015’de kurduk. Eskişehir, ağırlıklı olarak göçmen bir kenti olup; dayanışma ruhunu artırabilmek için Rumeli göçmeni iş adamlarını bir arada toplamak istedik. Rumeli kültürünü çocuklarımıza aşılamak ve bundan sonraki dönemde de sürdürmek için böyle bir derneğin varlığının olması gerekliliğiyle yola çıktık…
Eskişehir’in Anadolu’nun en iyi kenti olduğu iddiasını sürdürüp şöyle devam ediyor: Eskişehir’e gelen birçok insan artık Eskişehir’den gitmek istemiyor. Dikkat ederseniz öğrencilerin büyük bir çoğunluğu yaz okulunda da okulu bitirince de burada kalmaya çalışıyor. İkincisi ise; Eskişehir’de yaşam çok rahattır. Gecenin ikisinde, üçünde Doktorlar Caddesi’nde ya da 2 Eylül Caddesi’nde bir kadın tek başına çok rahat dolaşabilir. Sıkıntı yaşayacağı bir durumla karşılaşma ihtimali çok azdır.  Eskişehir her yönüyle yaşanabilecek bir kenttir…
Her ne kadar “sahibinin sesi” bazıları açıklamasındaki son cümledeki türden açıklamalara uyuz olsalar da kesinlikle doğru bir tespit yaptığı ortada Sayın Durgut’un. Bir tespitini daha paylaşayım izninizle: Eskişehir Organize Sanayisi’nin % 60 civarı göçmen kökenli ailelerden oluşmaktadır…
İbrahim Durgut; ülke, Cumhuriyet değerleri, bölünmez bütünlük, Atatürk devrimleri konusunda düşüncelerini samimi dile getiren bir Eskişehirli. O konuşurken içimden geçenler de şunlar: Bu kentte Atatürk’ün partisiyiz lakırdılarından öte bir varlık gösteremeyen sığ siyasetçiler yerine, neden böyle samimi ve aydınlık yürekler kitlelere öncülük etmez? Neden aktif siyasette de ağırlıkları olmaz?
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Bu TRT, peki ya RTÜK nerede?
 
Yüzlerce televizyon kanalı adeta virüs gibi yayılmış, sıralanmış! Hangi birini izleyeceksiniz, nasıl doğru karar vereceksiniz topluma yararlı olanları izlemek üzere? Şunu net söylemem gerek; toplumun büyük bir bölümünün muhakeme yetisi çalındı, ellerinden alındı. Yandaş diye nitelenen yazılı ve görsel medya muhakemesini yitirmiş bu kitleleri hipnoz altına aldı sadece. Ve benim insanım hiçbir sorgulama yapmaksızın, iyi-kötü muhakemesine gerek görmeksizin sabahtan akşama dek büyülenmiş biçimde izlemeye devam ediyor. Sadece izliyor, sadece söylenenleri alkışlıyor koşulsuzca…
İşte bu kanallardan bir tanesi de benim devletimin televizyon kanallarından biri! TRT denilen Türkiye Radyo televizyon kurumunun nice kanallarından sadece bir tanesi…
TRT KURDİ adını verdikleri bu kanalda Kürtçe konuşuluyor doğal olarak! Eskiden Cumhuriyet değerleri adına, bölünmez bütünlük bir misyonu sürdürdüğüne inandığımız bu kurum adeta laiklik karşıtı bir göreve soyunmuş! Bu ülkenin ve Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ne demişti anımsayalım önce; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır…
İşte söz konusu bu kanalın sadece bir programından bir örnekleme yapalım şimdi; bir tarikat ya da cemaat tanıtılıyor resmen. O cemaatin sözde liderine “şeyhim şeyhim” diye ağzını doldurarak hitap eden sunucu programı şöyle bitiriyor; “Şeyhim Allah sizlere uzun ömürler versin ki bizlere yararlı olun. Ve bize zaman ayırdığınız için hakkınızı helal edin…”
Ne hakkı varsa?
 
 
OZANCA
 
İnsanların beraberce güldüğü
Her alanda güzelliği bulduğu
Dostluğun, barışın hâkim olduğu
Bir dünyayı özlüyorum efendim…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi